Türkiye, yarım asırlık bir meselede belki de en kritik eşikte…
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması tarihi
nitelikte: “Bütün engelleri aştık, PKK bugün yarın silah bırakacak,
örgüt feshedilecek. Ardından hepimiz için yeni bir dönem
başlayacak.”
50 Yıllık Pranganın Sonu mu Geliyor?
Sayın Erdoğan’ın sözlerinin ardından gözler Kandil’e çevrildi.
Gelen haberler, sadece PKK'nın değil, onu da kapsayan çatı örgüt
KCK’nın silah bırakma ve fesih kararı aldığı yönünde. Bu adım
atılır ve resmiyet kazanırsa, bu sadece bir örgütün sonu değil; bir
çağın kapanışı, yeni bir Türkiye’nin başlangıcı olacak.
KCK Ne Anlama Geliyor?
KCK (Koma Civakên Kurdistan), PKK’nın da içinde yer aldığı geniş
bir yapı. Sadece Türkiye değil; İran, Irak ve Suriye’deki
uzantılarıyla da ilişkilidir. Bu nedenle, alınan kararın sadece
Türkiye’yi değil, bölgeyi etkileyen sonuçları olacaktır.
PKK’nın silah bırakması önemli, ancak KCK’nın fesih kararı
alması silahlı, siyasi, sosyal ve kültürel tüm faaliyetlerin sona
erdirileceği anlamına geliyor. Bu, bugüne kadar yürütülen
süreçlerin sonuç verdiğine işaret ediyor.
Neden Şimdi?
Bu sorunun çok birden fazla cevabı var.
Uluslararası baskı ve yeni dengeler açısından bir okuma
yaparsak; Orta Doğu’da kartlar yeniden karılıyor. Türkiye,
Suriye ve Irak’ta etkinliğini artırırken, Batı ve ABD ile
ilişkilerde yeni bir denge kuruluyor. Türkiye siyasi türbülansa
girmeden yol almalıdır.
İç dinamikler açısından bakarsak; Türkiye,
ekonomik ve toplumsal anlamda ciddi bir dönüşüm sürecinde. Kürt
sorununun çözümü, bu dönüşümün önünü açarak ilerlemesini
sağlayabilir.
50 Yıllık Pranga Çözülüyor mu?
PKK’nın 1978’de kurulması, on binlerce insanın hayatına mal
oldu. Sadece Türk halkı değil, Kürt halkı da bu savaşın ağır
bedellerini ödedi. 50 yıl sonra, ilk kez bu yükten kurtulma
ihtimali konuşuluyor.
Bu süreçte güven ilk adım. Sonrasında siyasi irade gerekiyor.
Karşılıklı provokasyonlara kapı aralanmaması, sürecin toplumsal
tabana doğru aktarılması ve şeffaflık ilkeleri kritik önem arz
ediyor.
Yeni Bir Dönem Mümkün mü?
Bu açıklamalar pratiğe dönüşürse, Türkiye sadece bir güvenlik
sorununu değil, tarihsel bir toplumsal yarayı da iyileştirme
fırsatı yakalayacaktır.
Kürt halkı için eşitlik ve herkes için barış, huzur ve yeni bir
toplumsal süreç inşa edilebilir.
Bu yeni bir sürecin başlangıcı olacaktır. Silahların susması,
sadece bir ön koşuldur. Hakiki süreç; siyasi, kültürel, sosyolojik
alanlarda yapılacak yeniliklerle ve kazanımlarla mümkün
olacaktır.
Bakıldığında; bugün yapılan açıklamalar, sadece siyasi gelişme
değil aynı zamanda Türkiye’nin 50 yıllık en ağır, en büyük
sorunlarından birinin sonlandırılmasıdır. Sayın Bahçeli’nin siyasi
ikbalini ipotek ederek ortaya koymuş olduğu bu iradeye aklıselimle,
sabırla ve kararlılıkla desteklenmelidir.
Barış hayal değil…
Hakikat olabilecek kadar yakında!