Türkiye artık sadece siyaset masalarında değil, vicdanın ve
medeniyetin merkezinde söz söylüyor.
Bunun en somut delili, Emine Erdoğan’ın son
yıllarda ortaya koyduğu çalışmalar...
Birileri hâlâ bu ülkenin değerlerini yok saymaya, milletimizin
büyük yürüyüşünü küçümsemeye çalışsa da; biz çevreden kültüre,
kadın emeğinden eğitime kadar her alanda kendi medeniyet
kodlarımızla dünyaya yön veriyoruz.
Bugün “Sıfır Atık” dediğimizde mesele yalnızca
çöpü ayrıştırmak değil. Bu bir zihniyet devrimidir! İsrafı
reddeden, doğaya sahip çıkan, geleceği düşünen, köklerinden aldığı
ilhamla dünyaya model olan bir duruştur.
Birleşmiş Milletler kürsüsünde örnek gösterilen bu anlayış,
Batı’nın ikiyüzlü çevre politikalarına en güçlü
cevaptır. Türkiye artık öğreten, yol açan, öncülük eden
bir konumdadır.
Son olarak Japonya Veliaht Prensesi Akishino
ile yapılan buluşma…
İşte bu, bir protokol fotoğrafı değil, kültür diplomasisinin en
net tezahürüdür. Millet Kütüphanesi’nde Fatih Sultan Mehmet
sergisinden Mevlana’nın Mesnevi’sine, Japon Kitaplığı’ndan
çocukların küresel ısınma mesajlarına kadar her detay, aslında şu
gerçeği haykırıyor: Türkiye dünyanın kültür
beşiğidir.
Emine Erdoğan’ın zarif ve kararlı duruşu, Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın ortaya koyduğu “yerli ve milli duruş”un aile
cephesindeki yansımasıdır.
Batı’nın ikiyüzlü çevre politikaları karşısında bizim ortaya
koyduğumuz bu vizyon, sadece ülkemiz için değil, tüm insanlık için
umut ışığıdır.
Bugün Türkiye, “biz de varız” demiyor. Türkiye,
“biz olmadan olmaz” diyor.
İşte Emine Erdoğan’ın gayretleri, bu iddianın en net ispatı;
bu milletin vicdan ve kültür gücünün en sağlam
teminatıdır.