Son yıllarda Teknofest ile birlikte Türkiye, genç nesillerin
teknolojiye, bilime ve üretime nasıl sahip çıktığını gördü.
Bayraklarla, coşkuyla, gururla…
Peki, aynı ruh neden kültür alanında da
yaşatılmasın?
Bir “Kültürfest”…
Adını bile duyduğunuzda yüreğinizi heyecanla dolduracak bir
festival düşünün. Gençlerimizin kendi kültürünü, edebiyatını,
sanatını, tarihini yeniden keşfettiği; yerli ve milli değerleri
geleceğe taşıdığı bir şölen…
Kültürümüzün Yeniden Dirilişi
Unutmayalım ki teknoloji kadar kültür de bağımsızlığın
temelidir. Savunma sanayinde nasıl kendi göklerimizi koruyorsak,
kültürde de kendi kimliğimizi korumak zorundayız. Batı’nın
dayattığı suni modeller yerine; Yunus’un şiirini, Karacaoğlan’ın
sazını, Divan edebiyatının ihtişamını, halk oyunlarımızın coşkusunu
yeniden sahneye taşımalıyız.
Gençler Sahiplenmeli
Bugün gençler sosyal medyada küresel kültür akımlarına
hayranlıkla bakıyor. Oysa asıl gurur
duyacakları hazineler kendi topraklarımızda saklı.
İşte Kültürfest, bu hazineyi gün yüzüne çıkaracak. Genç nesil
hem köklerini tanıyacak hem de çağın diliyle yorumlayacak.
Türkiye Yüzyılı’na Kültürle Yürümek
Türkiye Yüzyılı sadece savunma sanayi, ekonomi ve siyasetle
değil; kültürle de inşa edilmek zorunda.
Milli kültürünü koruyamayan hiçbir millet ayakta kalamaz. Bizim
hedefimiz sadece gökyüzünde İHA uçurmak değil, gönüllerde Yunus’un
sesiyle, Mevlana’nın nefesiyle, Hüdai’nin hikmetiyle ufuklar açmak
olmalı.
Son Söz
Teknofest nasıl ki teknoloji sahasında bir devrimse, Kültürfest
de kültür sahasında aynı devrim olmalıdır.
Çünkü kültürüne sahip çıkan gençlik, geleceğine sahip çıkan
millettir.
Kutlu, baki ve daim olsun...