Trump bile şaşırdı

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

Hamas’ın Trump’a Verdiği Cevap: Siyasetin Sessiz Dehası

Hamas’ın “Trump planı”na verdiği yanıtı pek çok kere okudum.
Çünkü her okumada başka bir zekâ, başka bir ince hesap gördüm.

Açık söyleyeyim:
Bu metin, son yıllarda Ortadoğu siyasetinde görülmüş en dahiyane diplomatik metinlerden biri.

Dil ve Üslup, saldırmadan etki alanı oluşturmuş.

Yanıtta ne öfke var ne meydan okuma.
Oysa Hamas’tan çoğu kişi “sert bir çıkış” bekliyordu.
Tam tersi oldu.
Dil olağanüstü ölçüde yapıcı, sakin, hatta diplomatik bir zarafet taşıyor.
Sanki bir örgüt değil, bir devlet konuşuyor.

Bu üslubun arkasında belli ki iyi hazırlanmış bir ekip var.
“Bu metni kim kaleme aldı?” diye sormadan edemiyor insan.

Sorumluluk Hissi: Krizden Fırsat Yaratmak

Her satırda bir ağırbaşlılık var.
Metin, “biz bu oyunun parçasıyız, sorumluluk sahibiyiz” diyor.
Yani bu sadece bir “yanıt” değil, aynı zamanda bir devlet aklı gösterisi.

Detaylara boğulmadan, prensipleri öne çıkaran bir yaklaşım sergilemişler.
Bu da onlara esneklik kazandırmış.
Ayrıntılara girip tartışmaya açılmak yerine, “ilke bazlı” bir duruş sergilemişler.
Diplomaside bu, ustalık göstergesidir.

Trump Psikolojisini Çözmek

“Trump psikolojisi” diye bir şey var, malum.
Ego, övgü, alkış ve sahneye çıkma arzusu...
Hamas bunu iyi çözmüş.
Yanıtta, Trump’a doğrudan meydan okumadan, aksine onun dilinden konuşarak zemin kazanmışlar.

Kısacası: Saldırmadan vurmuşlar.
Trump’a çiçek atarken, Netanyahu’yu köşeye sıkıştırmışlar.
Ve bu, politik zekânın en etkili biçimidir.

Stratejik Hamle: Netanyahu’yu Zor Durumda Bırakmak

Hamas’ın stratejisi belli:
“Trump’la değil, Netanyahu’yla hesaplaş.”
Çünkü Trump’ın gözüne girmek, İsrail liderini zora sokmak anlamına geliyor.

Nitekim öyle de oldu.
İlk tepkilere bakılırsa, Netanyahu bu yanıt karşısında beklenmedik bir yalnızlığa düşmüş durumda.
Trump ise, şaşırtıcı biçimde, Hamas’ın yaklaşımına “olumlu” mesajlar vermiş.

Algı Yönetimi: Barıştan Kaçan Taraf Olmamak

Dünyanın çoğu Hamas’tan “hayır” bekliyordu.
Ama onlar “barıştan kaçan taraf” görüntüsüne girmemek için ince bir tutum sergilediler.
“Biz müzakereye hazırız, ama dayatmaya değil” dediler.
Bu, sadece bir diplomatik manevra değil; algı savaşında bir zafer.

Siyasetin Zekâ Hâli…

Ortadoğu’nun sert dili içinde bu kadar soğukkanlı, hesaplı ve akıllı bir metin görmek kolay değil.
Hamas’ın yanıtı, bir örgütten değil, adeta bir diplomasi okulundan çıkmış gibi.

Kısacası:
Bu bir “cevap” değil, bir derstir.
Siyasette zekâ, bazen kurşundan daha etkili olabilir.
Ve Hamas, bu kez, zekayı silah gibi kullanmış.

4 Bin Dolarlık Casusluk!

Serkan Çiçek…
Aslında o, Serkan değil.
Gerçek adı Muhammet Fatih Keleş.
Ama o, adını değiştirip “dedektif” olmuş.
Bir de üstüne dedektiflik bürosu açmış.

Sonra ne yapmış biliyor musunuz?
4 bin dolar karşılığında devletine ihanet etmeye kalkmış.
Evet, yanlış duymadınız:
Bir avuç dolara ülkesini satmayı denemiş.

Hollywood filmi gibi sandı ama Emniyet Müdürlüğü’nde bitti hikaye…
Çünkü MİT bu! Çabucacık fark etti.

Şimdi herkesin aklında tek bir soru var:
Bir insanın onuru kaç para eder?
Cevap ortada…
Dört bin dolar.