Toprağa kan bulaştı

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

Erzincan’da yaşanan maden faciası perdeleniyor. Bakıldığında dünya çapında büyükçe bir felaket yaşandı. 16 milyon ton toprak koca bir dağ gibi önüne kattığı her şeyi yok etti. Yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda bir vadiyi doldurdu.

Maalesef 9 maden çalışanı hala o dağın altında…

O eşler,

O anneler,

O babalar,

O evlatlar,

O kardeşler…topraktan gelecek bir haber için günlerdir bekliyorlar. Onca ev babasız kaldı, eşsiz, oğulsuz…

Yaşanan bu olayı yazmaktan geri durmak, olayın yaşanmadığı anlamına gelmez. Sadece duyarsız kalmak olarak tanımlanabilir.

Oysaki bu olayın neden yaşandığı sorgulanmalı. Gerekli tedbirler alınmalı ki tekrarı olmasın.

Bu şirkete iki defa kapasite arttırma yetkisi verilmiş. Kapasitenin artmasıyla birlikte maden sahası bölgede coğrafi bakımdan genişleyeceği her yere yayılmış. Hatta yerleşim yerlerine kadar ilerlemiş, madenden çıkarılan ve siyanürle yıkanan toprağın istiflenmesi için ayrılan yerler tıka basa dolmuş. Olması gereken toprak yüksekliği iki katına ulaşarak istiflenmiş.

Bunun bir denetiminin gözetiminin olması gerekmez miydi?

16 milyon ton toprak kayarken, saha da öncesinden hiç mi bir şey fark edilmedi?

Denetim firmasının gerekli gördüğü radar ve Robotik Station cihaz ihtiyaçlarının alımı neden uzatıldı?

Olay öncesi radar sistemi uyarı vermedi mi?

Ya da fark edilen çatlaklar, yarıklar nedeniyle maden sahası neden boşaltılmadı? 9 can neden kurban edildi.

Maden faciasının ihmal boyutu var mı?

Bütün bu sorulara cevap aranmalı, ihmali ve suçu olanlar ona göre cezalandırılmalıdır.

Madenden saha dışına akan 16 milyon ton toprağın kaldırılması için 400 ya da 600 bin kamyon gerekliymiş. Bir yıl boyunca günde 1095 kamyonun çalışması gerekir.

O kadar büyük bir felaket ki…

Diğer bir sorun da toprak da var olan kimyasal sebebiyle AFAD çalışanlarının da hayatının tehlike altında olduğu gerçeğidir.

Bu kadar büyük bir felaket karşısında şirketin ülke müdürü neden hala dışarıda?

9 can toprak altındayken, o toprağa kan bulaşmışken.

Erzincan İliç neden bu kadar tepkisiz, canları toprağa düşmüşken.

Gerçekte duyarsız mıyız?

Yoksa duymazdan, görmezden mi geliyoruz?