Teğmen İkra Kuyumcu Hava Harp Okulu birincisi.
Teğmen Ebru Eroğlu Kara Harp Okulu birincisi. İlk kez
Kara, Deniz ve Hava Harp Okulu birincileri kadınlar oldu.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan başarılı teğmenlerle gurur
duymuş, mutlu olmuş “Kızlar Anadolu’yu yansıtıyor”
demişti. Üç genç kadının Harp Okulu birincisi olmasını Anadolu’nun
ışığı olarak görülmesi çok anlamlıydı. Bu genç teğmenler Deniz
Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Kara Kuvvetlerinde komutan olarak
üst rütbelerde görev alacak ve ülkesi için çalışacak hizmet
edeceklerdi.
Ancak bu hayaller yarım kaldı,
Anadolu’nun ışığı aydınlanmadan söndü!
Yaşanan sevinç göz yaşına döndü.
Nasıl mı?
Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde gerçekleşen izinsiz yemin her
şeyin sonu oldu. Dört yüze yakın olduğu söylenen yeni mezun teğmen
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedi. Bunların sadece beşine ve
disiplinsizlikle ilgili görülen üç sıralı amire ihraç cezası
verildi. O nedenle “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganından
dolayı atıldılar demek kasti bir çarpıtma anlamı taşır.
Eğer “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ifadesi, ihraç cezasının
sebebi olsaydı dört yüze yakın yeni mezun teğmene soruşturma
açılması ve hepsinin ihraç edilmesi gerekirdi.
Demek ki sorun Mustafa Kemal’in askerleriyiz demekte değil, emre
itaatsizlikten kaynaklanan disiplinsizliktedir.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan başta olmak üzere Türk Silahlı
Kuvvetlerinin tüm mensupları hiç tartışmasız kurucu liderimiz
Atatürk'ün yolunun takipçisidir. Bu konu tartışmaya açık
değildir.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde disiplin tüm sistemin esasıdır. Millî
Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri orduya ilişkin
disiplin hukukunu tavizsiz uygulamakla yükümlüdür. Aksi durumda
otoritesi sarsılır.
Ordumuza verilebilecek en büyük zarar disiplinsizlik karşısında
reaksiyon vermekten geri durmasını sağlamaktır. O nedenle
disiplinsizliğe göz yummak söz konusu olamaz. Disiplinsizliğin
ayrıcalığı da olamaz. Ortada askeri disipline aykırı bir eylem var.
Bu eyleme yaptırım uygulanmamalı demek aymazlık olur.
Hatta ‘gençlik hatası hoş görülmeli’
‘kadın oldukları için tolere edilmeli’
‘alanlarında birinci olmuşlar, şans verilmeli’
diye bakmak yanlıştır.
Çünkü söz konusu ORDUDUR, ORDUMUZDUR.
Taviz verilemez.
Bu durumda tartışılabilecek tek husus bu kusurlu eylem için
uygulanan yaptırımın orantılı olup olmadığıdır.
Yaptırım uygulanmalı ama uygulanan yaptırım o tertemiz, pırıl pırıl
donanımlı gençlerin atılması mı olmalı?
Karara karşı çıkan çevrelerin, kişilerin veya muhalif olanların
gerçek derdi askeri disiplin tartışması ve hukuk mu?
Değil tabi ki…
Tek dertleri bu olayı dar ve kısır siyasi çıkarları için istismar
etmektir.
Fetöcü çeteden arındırılmaya çalışılan güçlü ordumuz istismara konu
edilemez. Ordumuz siyasete konu edilemez.
Bunu akıllarından geçirenler gerçek manada akılsızlardır.
Ordumuz göz bebeğimizdir! NOKTA…