Bolu’da Grand Kartal otelde hayatı kaybedenler arasında makine
mühendisi Alp Mertcan ile Tıp Fakültesi öğrencisi Yiğit Mercan’da
vardı. İki yakın arkadaş çığlık seslerine uyandıklarında alt katta
oldukları için hemen dışarı çıkıyorlar.
Dışarı çıktıklarında otelin içinden gelen yardım edin
çığlıklarına kayıtsız kalamıyorlar. Tekrar insanlara yardım etmek
için içeri girdiklerinde otelden çıkamayıp hayatını
kaybediyorlar.
İki gencecik insan yardım çığlıklarına kayıtsız kalamazken,
Bu duyarlığın bedelini hayatlarıyla ödemişken,
İnsanlık adına biz kurtulduk onlarda başlarının çaresine baksın
demeyi akıllarından geçirememişken,
Fedakârlık etmenin karşılığını ölmekle vermişken,
Ne Bolu Belediye Başkanının
Ne Bolu İtfaiye Müdürünün
Ne de Kültür ve Turizm bakanın istifa etmek gibi bir duruşu söz
konusu değil.
Hiç kimse cesaret gösterip, koltuğundan vaz geçip ben bu
sorumluluğu alıyorum ve istifa ediyorum diyemiyor.
Bu nasıl bir siyasi hırstır.
Ancak birbirlerini suçlayarak, bu halkın zekasıyla dalga
geçerek, yaşanan acıları hafif görerek günü kurmanın
derdindeler.
Oysa vicdanlarının sesine kulak verseler gereğini yapacaklar.
Ama vicdanlar tutsak.
80 canın gittiği bunun 36’sının çocuk olduğu biliniyor. Böyle
rapor edilmiş. Rapor demişken yangının sonradan ilave edilen
cafeteryada çıktığı belirtilmişti. Ancak yangın cafeteryada değil
dördüncü katta mutfak bölümünde çıkmış ve tüm oteli sarmış. Böyle
bir raporun kesin delillerle hazırlanmaması büyük özensizlik ya da
siyasi baskının tezahürüdür.
Bu ülkede ihmaller sonucu yaşanan tüm olaylarda ne sorumlular
hak ettiği cezayı aldı, ne de ben işimi kurallara uygun olarak
yapmazsam hukuk beni cezalandırır algısı oluştu.
Bu algının oluşmaması en az bu yangın kadar acı bir durum.
Hukuk sisteminin adil bir şekilde işlediği,
Tüm insanların hukuk önünde sıfatlarından arınmış olarak,
Hukuk önünde eşit bir şekilde yargılandığı dünyada belediye
başkanı, bakan, üst düzey yöneticide yargılanırdı.
Ama burası Türkiye…
Artık bu ülke vatandaşları orantısız güçten,
Tarafgir siyasi sistemden,
Hatta oy verdikleri partilerin duruşundan bile rahatsız
olmaktalar.
Vatandaş mutlak suretle sisteme güven duymalı, hukukun verdiği
kararlara inanmalı…
Var mı bu konuda kani olan
Böyle büyük bir acının yaşandığı günde bile partizanlık
yapılıyor, yandaşlık yapılıp gerçekler perdeleniyor.
Kimse sorumluluk almıyor,
İstifa etmek erdeminde bulunmuyor,
Gerçek felaket bu…
Fay hattı üzerinde kaçak otel yapılmış. Kaçak bölümlere göz
yumulmuş, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilmiş, denetleme
yapılmamış ek katlar ilave edilmiş, 3 bin metrekare denilen otel
yayıla yayıla 10 bin metrekareyi bulmuş kimse neden sormamış, takip
etmemiş bu kaçak alanları.
Bu ülkede vicdanlar büyük oranda kurumuş.
Liyakat rafa kalkmış.
Görmezden gelmek,
Duymazdan gelmek prim yapmış.
Ama eğer ki İslam inancına sahipsek mahşerde kaçacak yer yok
emin olun!