Lahey’de Sayın Erdoğan Damga Vurdu…
NATO Zirvesi için Hollanda’nın Lahey şehrine giden Cumhurbaşkanı
Sayın Erdoğan, sadece bir liderler buluşmasına katılmadı.
Türkiye’nin bölgesel ve küresel ağırlığını sahaya yansıttı. Yoğun
diplomasi trafiğiyle geçen zirvede Erdoğan’ın temasları,
Türkiye’nin dış politikada aktif ve kararlı duruşunu bir kez daha
ortaya koydu.
Zirvenin en önemli anlarından biri, Sayın Erdoğan ile ABD
Başkanı Trump arasındaki görüşmeydi. Bu görüşme, özellikle savunma
sanayi alanında atılacak adımlar açısından belirleyici oldu. Sayın
Erdoğan, İran-İsrail arasında sağlanan ateşkesteki rolü için
Trump’a teşekkür etti, ardından dikkat çeken bir çağrıda bulundu:
“Bu barış yapıcı rolünüzü Gazze’ye de taşıyın.” Bu
sözler, Türkiye’nin Filistin konusundaki hassasiyetini yine en üst
düzeyde dile getirdiğini gösterdi.
Sayın Erdoğan sadece Washington’la değil, Avrupa’nın
başkentleriyle de temas halindeydi. Almanya’dan Merz, Fransa’dan
Macron, İngiltere’den Starmer ve ev sahibi Hollanda Başbakanı
Schoof ile yapılan görüşmelerde, AB süreci, terörle mücadele,
Gazze, İran-İsrail gerilimi ve Rusya-Ukrayna savaşı
gündemdeydi.
Sayın Erdoğan Türkiye’nin Avrupa Birliği hedefini
“Avrupa’nın yeni güvenlik ve savunma mimarisine AB üyesi
olmayan müttefiklerin de katılması AB’ye fayda sağlar”
diyerek vurguladı. Türkiye ’siz bir Avrupa stratejisinin eksik
kalacağını ifade etti. Bu mesaj, Türkiye’nin hem jeopolitik önemine
hem de AB ile ilişkilerdeki stratejik vizyonuna işaret etti.
Sonuç olarak Lahey Zirvesi, Türkiye’nin sadece NATO’nun bir parçası
olmadığını, aynı zamanda barışın, güvenliğin ve istikrarın da
taşıyıcısı olduğunu ortaya koydu.
Lahey’de Güç Gösterisi ve Türkiye’nin Sessiz
Zaferi
NATO Zirvesi, yalnızca müttefiklerin buluştuğu bir platform değil,
aynı zamanda küresel güç dengelerinin yeniden tartışıldığı bir
sahne. Sahneye çıkan isim Trump. Şişkin egosuyla zirvede kendine
yer açtı. ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırılarını
“herkes için zafer” diye tanımladı. Hatta daha da
ileri giderek, “İran yeniden başlarsa yeniden
vururuz” mesajını verdi.
Trump, müttefiklerin 2035’e kadar GSYİH’nın %5’ini savunmaya ayırma
taahhüdünü de şahsi başarısı olarak sundu. Bu da zirvenin, NATO
içinde sadece stratejik değil, liderlik savaşı açısından da
hareketli geçtiğini gösteriyor.
Ancak Türkiye açısından Lahey’de sahne, başka bir anlam taşıyordu.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Trump’la yapılan görüşmede Gazze
krizini gündeme getirerek “Gazze için de devreye
girin” diyerek, meseleyi bir kez daha uluslararası arenaya
taşıdı.
Lahey Zirvesi’nin sonunda net bir tablo ortaya çıktı.
Trump ses getirdi, ama Sayın Erdoğan iz
bıraktı.
Erdoğan’ın Macron Hamlesi: Tokalaşmanın Ötesinde Bir
Mesaj
Lahey’de liderlerin verdiği görsel mesajlar dikkat çekti. O
karelerden biri ise Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile Fransa
Cumhurbaşkanı Macron arasındaki tokalaşma sahnesiydi. Erdoğan,
Macron’un elini sıkıca kavradı, kısa bir yürüyüşle onu kendi
etrafında döndürür gibi yaptı ve ardından basına poz verdi.
Sıradan bir tokalaşma gibi görünse de o an, diplomatik protokolün
ötesine geçen güçlü bir beden dili içeriyordu.
Bu sahne Erdoğan’ın liderlik tarzını da yansıtıyor: Kontrollü,
kararlı ve mesaj veren. El sıkışma anında Macron’un yönü Erdoğan’ın
kontrolünde değişirken, kameraya dönük o kare, "Bu temasın
sahibiyim" mesajı taşıyordu. Türkiye'nin, Avrupa liderleri arasında
edilgen değil, yön veren bir aktör olduğunu gösteren ince bir
iletişim diliydi bu.
Macron’un yüz ifadesi biraz donuktu, Sayın Erdoğan’ın ise rahattı.
Bu da sahnenin kurgusunda psikolojik üstünlüğün kimde olduğunu
açıkça ortaya koyuyordu. Türkiye, masada edilgen değil, yön tayin
eden bir ülkedir.
Bu kare aynı zamanda Sayın Erdoğan’ın diplomasiye getirdiği kişisel
dokunuşun bir örneğiydi. Dış politika sadece cümlelerle değil,
temasla da yürütülürün yansımasıdır.