Son dönemde artan et fiyatları neden kontrol edilemiyor.
Beslenmede temel unsur sayılan bu ürünlerin; kıyma, kuşbaşı,
antrikot, pirzola ve tavuk fiyatları bölgesel farklılık gösteriyor.
Şehirsel olarak fiyat değişiyor. Bu farklı fiyat uygulaması alım
gücünü daha da düşürüyor. Et balık kurumları önünde gün ağarmadan
başlayan insan yığınlarını oluşturuyor. Yaşanan bu görüntü dünya
ülkesi olma yolunda ilerleyen bize yakışmıyor.
Et fiyatları özellikle son aylarda neden
bu kadar artıyor? 15 günde iki zam geldi,
önümüz ramazan…
Bir yılda iki katına çıktı, fiyatlardaki yükseliş hala sürüyor. 15
günde iki kez daha zam yapıldı. İstanbul'da ilçeden ilçeye fiyatlar
değişse de birçok kasapta artık 500 liranın altında kıyma bulmak
çok zor. Pirzolanın bin liranın üstünde satıldığı ilçeler ve
kasaplar var. Hem kasaplara hem de üreticilere göre fiyatlardaki
artışı sadece enflasyonla açıklamak mümkün değil.
Fiyatlardaki artışın birçok nedeni var. En önemli neden
enflasyonla birlikte maliyetlerin artması olsa da bu yüksek artışı
açıklamaz.
Tarım ve Hayvancılık üretimleri her geçen gün azalırken bunun
ekonomiye, raftaki ürünün fiyatına yansımaması beklenemez.
TÜİK verilerine göre ülkemizin hayvan varlığı son 6
yılın en alt seviyesindedir geçen yıla göre 4,3 milyon baş azalmış
durumdadır yani şu anki kırmızı et fiyatlarının artışı sadece
maliyet odaklı değil hayvan varlığımızın azalması ve kırmızı et
üreticimizin besilik hayvana ulaşamamasıdır.
Diğer bir sorun da tekelleşme nedeniyle
fiyatların artması. Üretim anlamında büyük olan yaklaşık on bir
firmanın birlikte hareket etmesi, fiyat belirleme konusunda ağız
birliği yapması da sistemi kartelleştiyor. Bu firmalar, ana
tedarikçiler arzı kısıyor. Arz talep dengesinin yeniden
düzenlenmesi ile sadece bu firmaların kazanması önlenmeli.
Ucuz etin marketlere verilmesi, kasaplara verilmemesi yani ucuz
etin alım gücü düşük olan vatandaşlara yeter miktarda ulaşamaması
başka bir önemli sorun olmasının yanında hakkaniyetsizliktir.
Et fiyatlarında et balık kurumunun yapmış olduğu hizmet
önemlidir, yadsınamaz. Ama büyük firmalara verip satış yapması
sağlanırken, ithal ucuz etlerin mahalle kasabına verilmemesi böyle
bir ayrımcılık mahalle kasabını yok eder. Mahalle kasabına
verildiği takdirde vatandaş alacağı ete hem hızlı ulaşır hem daha
ucuz fiyata et tüketir. Kendi semtindeki kasaptan et almış olur,
kendi mahalle esnafını kalkındırmış olur. Et Balık Kurumu önündeki
o kuyruklarda azalır.
Et fiyatlarına bakıldığında;
Dana karkas ettin fiyatı yüzde 128,5 artarken
Kuzu karkas etin fiyatı yüzde 142,4 artış gösterdi.
Et fiyatlarında ki artışı tetikleyen
sebepler;
artan maliyet,
artan döviz kuru,
yem fiyatları,
hayvan sayındaki azalma,
hammaddede dışa bağımlılık,
ithalat politikası, artan akaryakıt fiyatlarıyla,
nakliye sorunu olarak sıralamak mümkün.
Ama bu sebepler bu kadar yüksek artışı açıklamaz. Et üreticiden,
markete marketten vatandaşa ulaşırken o arada yaşananlar fiyatlara
tavan yaptırıyor. Ticaret Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve yerel
yönetimlerin ilgili birimleri denetimi arttırması et fiyatlarındaki
haksız artışın, kontrolsüz artışın önüne geçilebilir.
Üretici desteklenmeli, üretimin arttırılması,
Perakende yasası çıkmalı,
Fiyat Kontrolu olmalı, artış denetimi sağlanmalı,
Çiftçiyi şehre taşımak yerine alanında tutup üretmesini
sağlamak, destek vermek,
Tarım arazileri korunmalı, sürekli konut yapma sistemine dikkat
çekilmeli.
Gizli kartelleşmeye “dur” denilmeli, gerekli cezalar kesilmeli.
Hatta bu cezalar üreticinin büyüklüğü ölçeğinde uygulanmalıdır.
Tabi ki hukuk sisteminin uygunluğu oranında. Günlük değişen
fiyatlar kontrol altına alınmalı, vatandaşın daha fazla ezilmesi
önlenmelidir. Vatandaşın alım gücü arttırılmalıdır.
Tedbir alınmazsa bugün et fiyatlarından yakınıyoruz, yarında
süt, peynir, yoğurttan yakınmaya devam ederiz. Tedbir ve kontrol
şart.