Bundan yaklaşık beş yıl önceydi. Üzerine
günlerce hazırlandığım bir toplantıya girmeme sadece dakikalar
kalmıştı. Heyecandan kaynaklanan gerginlik ve gerginliğinde başıma
yansıttığı hafif bir ağrı ile elimi uzattım ecza dolabına. Son
kullanma tarihine bakıp hiç düşünmeden aldım bir tane. Hani çoğu
zaman kullanmakta sakınca görmediğimiz pek çok evde, işyerinde
bulunan ağrı kesicilerden bir tanesiydi altı üstü.
Ve sadece birkaç dakika sonra “şifa”
niyetine yuttuğum o minicik hapın nasıl ölümcül bir silaha
dönüşebildiğini anlayıverdim!
15 dakika sonra ofise en yakın hastanenin
acil servisinde, tarifsiz bir acı ve sıkıntı içinde yapılan
müdahalelere bıraktım kendimi.
Ve öğrendim ki ilaç alerjim vardı ve o güne
kadar ortaya çıkmamıştı!
Doktorları yoğun bir şekilde soru
bombardımanına tuttum kendime geldiğimde. Duyduklarım çok da iç
acıcı bilgiler değildi. Ama önünde
sonunda öğrenecektim, neyse ki hastaneye çok yakın bir yerlerde
yaşamıştım bu tatsız hadiseyi. Çünkü durumun ölümcül sonuçları
vardı, gecikmeye asla gelmezdi ve kesinlikle tıbbı bir müdahaleyi
gerektiriyordu. Yani öyle kendi kendine bir iki ağrı yada döküntü
nasılsa deyip geçiştirilecek bir konu değildi.
Bu durum tabi fobik bir hale dönüştü bende
ilaç kullanımı konusunda.
Çok şükür ki ihtiyacımda olmadı.
Ta ki bu hafta sonu beni esir alan
enfeksiyona kadar!
Malum havada hastalık kokusu var. Yüksek
ateşle yarı baygın hastane gittiğimde benim ve yakınlarımın
doktorla ilk paylaştığımız konu alerjik durumum oldu. Ve neyse ki
bunu fazlasıyla önemseyen – ki olması gereken zaten bu ama aksi
örneklere tanık oldukça bir şans gibi
geliyor - bir ekip son
derece özenle hareket ettiler. Her adımda yeni bir test… İyi ki de
böyle oldu, çünkü başka risk faktörleri de ortaya çıktı.
Amacım bir hastalık güncesi tadında
yaşadıklarımı yazmak değil... Sadece yaşadığım bir olayla
önemli bir konuya dikkat çekmek... Çünkü, yapılan araştırmalar
alerjinin (tüm alerjiler) dünyada en sık görülen
hastalıklar arasında 6. sıraya yerleşmiş olduğunu gösteriyor. Tabi
ki önemli bir tehdit bu. Yaşa,
cinsiyete göre değişiyor. Ayrıca şiddeti de kişiden kişiye göre
farklılık gösterebiliyor.
Peki benzer sorun
yaşayanlara -ki her an insanın kendisinin ya da yakınlarının başına
gelebilir- uzmanlar neleri tavsiye ediyor?
Öncelikle iş ve aile
ortamından çok sayıda kişinin bu durumdan haberdar
olması,
Hangi ilaçlara karşı
alerjinin olduğunu yazan bir kartın tıpkı kan grubu kartı gibi
cüzdanda taşınması, (Acil durumlar için büyük önem
taşıyor)
Asla tavsiye üzerine ilaç
kullanılmaması,
Başka bir ilaç
kullanılması gerektiği zaman da alerjik durumun doktora
bildirilmesi hayat kurtarıcı tedbirler.
Bu arada sağlık kurumlarda
uzman doktorların dışındaki diğer
sağlık personellerinin de bu ve benzer konulardaki önemli eksikleri
ise madalyonun diğer yüzü…
Bu konuda hala bir şeyler
eksik, hala bıçak sırtında!