Cumhuriyet Halk Partisi’ni Özgür Özel mi, yoksa Ekrem
İmamoğlu mu yönetiyor?
Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’in parti içi hiyerarşisine
karşı bir duruş söz konusu değil. Yan yana oturuyorlar. Hatta Özgür
Özel arka fonda kalıyor.
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun üstü olduğunu yansıtacak bir
görüntü ya da davranış ortaya koymalı ki parti içi otoritesini
toparlayabilsin. Aksi takdirde Özgür Özel erimeye başlayacak.
Ekrem İmamoğlu’nun bu tür Özgür Özel’i arka plana iten
davranışları eminim ki Özel’i de rahatsız ediyordur.
Hatta kürsüde basın mensuplarının sorularını yanıtlarken Ekrem
İmamoğlu hoş geldiniz dedikten sonra konuşmasını bitirdi.
Özgür Özel’i davet etmedi, kürsüyü bırakmadı kısacası sadece ben
konuşurum ve gündemi de ben belirlerim dedi.
Özgür Özel’in İmamoğlu’nun yanında ödevine çalışmamış
öğrencinin öğretmeni karşısındaki duruşu pozisyonu inanılmaz
rahatsız edici.
Özgür Özel’in ittire ittire kendisine bir yer bulabilmesi ve
kürsüde birkaç kelimelik konuşmayla gönlünün eylenmeye çalışılması
hem genel başkanlık makamına hem de şahsına yapılan
nezaketsizliktir.
Türk siyasetin de genel başkan hep lider olandı. Bu
yaşananlar ve şahit olduklarımız çok fazla görülmüş şeyler
değil…
Ekrem İmamoğlu siyaseti hırçın ve etrafını örseleyerek
yapıyor. Sahip olduğu alanı sonuna kadar kullanmakla kalmıyor,
fazladan alan açıp ilerlemenin formülüne bakıyor. Bu kadar hırslı
ve kazanmak üzere kendini kodlayınca; İBB olduğunu unutup bir dönem
cumhurbaşkanı yardımcılığına şimdilerde de CHP Genel Başkanlığına
göz dikmiş durumda.
İBB’nin maddi imkanlarını da Özgür Özel’in genel başkan
olması için sonuna kadar kullandıran Ekrem İmamoğlu, parti
politikalarında hatta belediye başkan adaylarının kim olacağı
konusunda karar merci. Özgür Özel’se onay merci.
Yansıyan karelerde bir güç savaşı, mücadele, kazanan
olma halini net bir şekilde görüyoruz.
Özgür Özel’in, Ekrem İmamoğlu’nun bu kadar da en ön safta olma
arzusunu görmediğini, karar merci görevini elinden almasından
rahatsızlık duyduğunu bir iletişimci olarak beden dilinden
okuyorum.
İstanbul’un belediye başkanı olması önemli fakat bir
belediye başkanı partisinin bütün siyasi kararlarını neden kendi
vermek istesin ?
Burada verilmek istenen mesaj
Parayı veren düdüğü çalar. Ya da minareyi çalan kılıfını
hazırlar misali…
GERÇEK SOSYAL BELEDİYECİLİK
Bağcılar Belediyesinin kültür sanat etkinliği bünyesinde yapılan
organizasyona davet edildim.
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına atfen yüz projenin mimarı
Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir yerel yönetimlerin amacı
metropoldeki yaşam kalitesini arttırmak adına projeler
gerçekleştirmektir diyerek kadınları işin içine dahil ederek yol
almış. Birbirinden yetenekli, becerikli, her biri alanında çok çok
iyi olan bu kadınlar üretmeye, ürettikçe kazanmaya başlamışlar.
Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir görev süresinin
başından bu yana çok özel ve duyurmaktan imtina ettiği bir çalışma
yürütüyor. Gösterişten uzak.
Kütüphaneler, tiyatro, çocuk tiyatrosu, gençlik tiyatrosu, yaşlı
yaşam merkezi, spor salonları, sosyal tesisler, çok sayıda
parklar
Bunun yanı sıra sergiler, şiir dinletileri, konferanslar,
seminer ve çalıştaylar…
Kimsesizlerin kimsesi olmak adına maddi yardımlar, Bağ-Kart ,
özellikle bu dönemde çok önemli…
Ev kirası desteği sağlanıyor, çalışmak isterse iş bulunuyor,
erzak yardımları yapılıyor, ev eşyası desteğinden tutun da
çocukların ve öğrencilerin neye ihtiyacı varsa belediye tarafından
karşılanıyor…
Kadınlar üretiyor ve ürettiklerini gelire dönüştürüp aile
bütçesine katkı sağlıyor. Bağcılar Belediyesinin Kadın ve
Aile Kültür Sanat Merkezi ve merkezin sorumlu müdiresi Özlem Şahin
ve Bağcılardaki maharetli kadınların emeklerine sağlık
.
Tabi ki Abdullah Özdemir’in de …