Kent yaşamının açmazlarının üzerimizde
bıraktığı tortulardan hangimiz kurtulmak istemiyoruz ki..
Hani bir silkeleniversek de dökülüverse
üstümüzden trafiğin sıkıntısı, çarpık kentleşmenin karanlığı,
soluduğumuz havanın kiri, altyapıdaki sorunların yukarıdaki
hayatlara yansımaları…
Ama baharın gelişiyle birlikte kentler
süslenmeye başladı, kent insanı da bu tabloyla buluşmanın
coşkusuna.
Evet, bahar her kente farklı bir giysi
giydiriyor.
İstanbul da şu günlerde bir taraftan
erguvanların kendine has rengini takarken üstüne, bir taraftan da
açıveren lalelerin zarafetini taşıyor.
Zaman erguvanların…
Rivayet o ki, İsa’ya ihanet eden havari
Yahuda utancından yaşayamaz hale gelir; asar kendini bir erguvan
ağacına.
Ama bu utanç öyle bir yüktür ki erguvan
bile dayanamaz ağırlığına.
Ve o güne kadar bembeyaz olan çiçekleri
başlar kızarmaya.
Bizans ve Hıristiyanlığın sembollerinden
biri erguvan. Hatta Bizans hükümdarlarının kıyafetlerinde de
erguvanın rengi kullanılmış zamanlarca.
Kısacık ömürleriyle erguvanlar, her daim
baharın müjdecisi olmuş…
Hilmi Yavuz “Erguvan Sözler” demiş değerli
şiir kitabının adına, Oya Baydar da “Erguvan Kapısı”ndan
geçirmiş okurlarını…
Adına sergiler açılmış erguvanların,
şenlikler düzenlenmiş.
Bir kentin kültürünün mimarlarından
oluvermiş..
Zaman lalelerin…
Laleler ise Türk-İslam
kültürünün önemli sembollerinden biri.
Bu zarif çiçek, Orta
Asya’dan Anadolu’ya getirilmiş ve yüzyıllar boyunca yerini
korumuş…
Edebiyattan seramiğe,
hattan çiniye sanatın neredeyse her alanına motif olmuş
laleler.
Ve her daim aşkın, coşkunun, güzelliğin,
zarafetin bir yansıması …
İstanbul Büyükşehir Belediyesi 3 milyon
lale dikerek gereksiz bir bütçe oluşturduğu için eleştirildi.
Bana göre ise bu güzelim çiçekleri metropol
insana hatırlatarak ve renklerini hayatlara katarak son
derece anlamlı bir projeye imza
attı.
Bununla birlikte kente 30
bin erguvan ağacının dikileceğinin de müjdesini verdi.
Bir tarafta Boğaz’a baharı konduran
Bizans’ın erguvanları, diğer taraftan Türk-İslam kültürünün laleleri…
Bu fotoğraf kültür çeşitliliğinin kente sembolik
yansımaları.
Aynı zamanda kent insanının yüksek katlı
binalarda sıkışan hayatlarının da ruhsal yenilenmesi.
İşte Erguvan ve lalelerle buluşmanın tam
zamanı!