Biliyorsunuz, 24 Kasım tarihinden beri Sakıp Sabancı Müzesi
çok önemli bir konuğu ağırlıyor:
Büyük ressam Pablo
Picasso!
Sergi ilk açıldığında çok
büyük ses getirdi; üzerine yazıldı, çizildi, yorumlar
yapıldı.
Bir kısım sanatsever
anında koştu sergiye bu büyük sanatçının eserlerini hemen görmek
için. Hatta ilk günlerde kapıda upuzun kuyruklar bile
oluştu.
Usta sanatçının
tartışılan, eleştirilen, hayranlık duyulan tam 135 eserleriyle
buluşabilenler serginin tılsımını, göremeyenlere
fısıldadılar.
Ama bir kısmımız da nasıl
olsa daha vaktimiz var dedi, erteledi gitmeyi.
Adettendir ya hep son ana
bırakmak…
“Bugün”, “Yarın”, “Nasılsa
daha vaktim var” derken işte son ana yaklaştık…
135 eserden oluşan Picasso
sergisini hala görmediyseniz oldukça az vaktiniz kaldı.
Sergi 26 Mart’ta son
buluyor!
Sakıp Sabancı Müzesi’nde
aynı zamanda birbirinden güzel etkinlikler de düzenleniyor. Film
gösterimleriyle, konferanslarla Picasso’nun renkli hayatının içine
dalıp sonrada bu yaşamın izlerini tablolarında sürmek büyük bir
nefes katmaz mı hayatınıza, ne dersiniz?
Hava soğuk olacakmış, kar
yağacakmış… Unutun!
Sakıp Sabancı Müzesi’nin
yeri Emirgan’da. Ben derim ki bu hafta sonu Boğaz’da yapılacak
sıcacık börekli, mis gibi taze çaylı, gazete süslü bir kahvaltının
ardından tutun müzenin yolunu.
Ve hafta sonunuza “Çiçekli öpücük”
kondurun.
* Picasso’nun eserlerinden birinin adı.
Duygu’lu
dakikalar
Dün akşam CNN Türk’de
Nebil Özgentürk’ün hazırladığı “Bir Yudum İnsan” belgeselinin
konuğu Duygu Asena’ydı. Yine yer dalıp giderek yer yer gözlerimiz
dolarak izledik başarılı yapımı.
Duygu Asena’nın öncü
kimliği, “kadının adı”nı koymak için verdiği mücadele hangimizin
hayatında etkili olmamıştır ki!
Bir tarafta yasaklamalar,
ağır eleştiriler, hayatını dürten “sus” değnekleri… Bir tarafta
onun güçlü, kararlı, bir o kadar da zarif direnişi…
Umuyorum ki, sağlığıyla
ilgili verdiği mücadelede de en kısa zamanda galip çıkar, yeniden
sevenlerine kavuşur.