CHP'lilerin övündüğü, öncesinde de öyle olan kanı parasal
konularla içiçe olmamış olmalarıydı. Son dönemde bu algı rafa
kalktı. Öyle ki 90’lı yılların başlarında patlayan skandal, İSKİ
Genel Müdürü Ergün Göknel’in kurumun ihalelerini paravan olarak
kurduğu şirketlere vermesi bile bugün ki yaşananların yanında
anlamını yitirdi.
Her partide olan müheahhitler CHP içinde boy göstermeye
başlayınca iş zıvanadan çıktı. CHP’nin
klasik "dürüst" algısı yerle bir oldu, yıkıldı.
Son yıllara bakıldığında;
CHP’yi destekleyen medya oluşturmak,
Kurultay kazanmak için yapılan akçeli işler,
Kurulan televizyon kanallarında, açık oturumlarda militan
kılıklı gazetecilere aktarılan paralar,
650 milyon liranın verildiği medya organı,
Bu medya organında kimlere ne kadar maaş verildiği,
Açıktan Odatv adı geçiyor,
CHP'de de paranın takibi yapıldığında hep aynı adres karşınıza
çıkıyor. Yakın zaman önce önce yapılan İstanbul İl Kongresi ve 4
Kasım 2023'te yapılan CHP Kurultayı'na bakmak yeterli.
Kurultay sürecinin içinde "delege
borsası" oluştuğu,
İçeriye eli boş girenlerin çantayla
çıktığı,
Son olarak, İmamoğlu ve ekibinin karıştığı "çantalar dolusu
para" meselesi.
Gündem de olan ortada kaynağı belli olmayan 15 milyon liraya
açıklık getirilmeli. CHP zan altında kalmasın diye.
Ekibin kilit ismi Fatih Keleş konuyla ilgili ifadeye
çağırıldı.
Soru şu
Para neden kayıt dışı bir yöntemle veriliyor?
Yasalara göre bu suç değil mi?
Bu 15 milyon liranın kaynağı İstanbul Büyükşehir mi?
Yoksa partinin müteahhitler mi?