Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınma sürecinde Özgür Özel’e alan
açıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun demir
parmaklıklar ardında olduğu bir dönemde kurultaya hazırlanması
mühür bende başkan benim ifadesinin tezahürü olarak okunabilir.
Özgür Özel, kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu ile karşı karşıya
gelse siyasi üstünlük sağlar. Çünkü Kılıçdaroğlu siyaseten
zayıflamış durumda. Tekrardan ekibini toplayacak zamana sahip
değil.
O nedenle de bu olağanüstü kurultay Özgür Özel için biçilmiş
kaftan.
Özgür Özel’e siyasette mentorlük yapan isim Kemal
Kılıçdaroğlu’nun bu siyasi kaybı yaşaması muhtemel.
Kılıçdaroğlu’nun manevi evladı olan Özgür Özel hiç beklenmedik bir
anda Ekrem İmamoğlu ile ittifak yapıp Kılıçdaroğlu’nu
tasfiye etmişti.
Şimdi de Ekrem İmamoğlu’nun cezaevinde olduğu bir dönemde
olağanüstü kurultay yapıp CHP’nin genel başkanı olarak partiye
damga vurmak istiyor. O nedenle karşında kim olursa olsun hafife
alma ama çok da gözünde büyütme demiş siyaset ehilleri.
Olağanüstü kurultaya sayılı günler kala Kemal Kılıçdaroğlu
cephesinde herhangi bir yoğunluk görülmüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu adaylık konusunda net değil.
Kılıçdaroğlu kendisi gölge aday olup Oğuz Kaan Salıcı’ya siyaset
sahnesinde yer verebilir.
Kılıçdaroğlu, “CHP’yi bilen ve bagajı olmayan birini getirin
hemen istifa ederim” cevabını vermişti daha öncesinde.
Kılıçdaroğlu 6 Nisan için bu formülü uygular mı?
CHP içinde partiyi yakan ateşe verenler var. Birileri bu ateşe
odun taşımanın yanında bir de ateşe benzin döküyor.
Özgür Özel bu ülkenin gençlerine sokak çağrısı yapıyor.
Boykot kararı açıklıyor.
Boykot diye gündeme getirdiği firmalar hakkında bilgi sahibi
olmadan fikir üretiyor olması toplumda endişeye sebep oluyor.
Böyle durumlarda kışkırtan taraf değil, olayları sakince takip
eden ve gerektiği yerde gerektiği kadar konuşan liderler
kazanır.
Ülkenin gençleri, insanlar kazanır.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın merhum annesini o kirli
ağızlarına aldılar.
Dilek İmamoğlu ile ilgili paylaşımlar yapıldı.
Anne, eş, kadın siyasi mücadelenin parçası olamaz,
olmamalıdır.
Merhum bir anneye Tenzile anneye küfredecek kadar çukurlaşmış
olmak siyasi mücadele değil ancak sefilliktir.
Alçaklıktır...
Özgür Özel’in “O küfrü kendi anneme edilmiş
sayıyorum” sözleri de oldukça kıymetlidir.
Ekrem İmamoğlu’nun annesi ve eşi Dilek hanıma yönelik
hakaretleri de şiddetle kınıyorum.
Kadın kutsaldır, hele de anneyse daha da kutsaldır.
Ben kadına hakaret konusunu ikinci tur yazıyorum. Çünkü sosyal
medyadan bana ulaşan okuyucular Tenzile anne ile Dilek hanıma
yapılanı yazdığımda “ikisi aynı mı” diyecek kadar
zihinsel sislenme yaşadıklarını gördüm. Bu toplumun ayrışmaya değil
ortak paydada birleşmeye ihtiyacı var.
Bu birleşme, safları sıklaştırma hali Sayın Devlet
Bahçeli’nin kürsüden ifadeleriyle olacak inancındayım. Kendilerinin
sağlığı ile ilgili sayısız spekülasyon üretenler Allah’ın izniyle
önümüzdeki günlerde kürsüden yükselecek Devlet’in sesiyle hayal
kırıklığı yaşayacak olanlardır.
“Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşmak için son derece
önemli bir misyona sahip Sayın Bahçeli’yle aynı siyasi görüşte
olmayanların bile Devlet Bey’in sağlığına kavuşmasını fazlaca
önemsemeleri gerekir.
Tek BAYRAK
Tek VATAN
Tek MİLLET
Tek DEVLET
Tek TÜRKİYE için