Bilanço doğru okunmalı

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

Elde olan olmayan tüm imkanlar kullanılarak ne yapıp ne edip ekonomiyi düzlüğe çıkarmak şart oldu. Emekli maaşlarında acilen bir iyileştirme yapılması gerekir. Alım gücünün arttırılması, temel gıdaya ulaşımın sağlanması asgari düzeyde olması gerekenler. Bu pahalılıkla hayatın sürdürüle birliği çok zor. Artık yol alınamadığı yolun sonuna gelindiği seçim sandığında görüldü.

AK Parti’nin seçim sonucunu etkileyen en önemli nedenlerden sadece biri bu…

Ekonomik gerekçeler dışında kaybetmenin ikinci derecede önemli sayılabilecek nedeni; parti içinde, teşkilatlarda erimeye yüz tutmuş SAMİMİYET, AİDİYET ve koşulsuz Tabii olma hali.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’da var olan samimiyet hala diri ve taze. Halka yansıyor, karşılıkta buluyor. Erdoğan’la sorunu olmayan ama AK Partiyle sorunu olan seçmen, Erdoğan’ın oylanmadığı bir seçimde farklı bir tercih ortaya koydu. AK Parti içinde samimiyet Erdoğan özelinde kalmış durumda. Bu duruma el atılması şart.

AK Partide büyük değişime ve tazelenmiş enerjiye ihtiyaç var. Bakanları halktan kopmuş, halkın sofrasına mesafeli, halkta antipati uyandıran, halka üst perdeden konuşan, üslup sorunu olan isimler var. AK Parti bu kişileri çevresinden uzaklaştırmalı. Bu kibirli hal AK partinin sonu olabilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan etrafındaki isimlere makam, mevki, güç ve maddi imkân verdi. Şimdi bu isimlere verilen imkanlar ellerinden alınsa kaç tanesi aynı samimiyet ve aidiyet hissiyle aynı şekilde çalışır. Yerel seçimlerde bunun örneklerini yaşadık. Genelde de bunun fark edilmesi gidenlerin gitmesi kalan sağların AK Partinin olması sağlanmalı. Kavmiyetçi bakış açısı son bulmalı.

Erdoğan dünya lideri. Bu ülkenin halkı böyle bir liderin varlığını görmek yerine küçük hesaplar peşinde koşarak, şahsi menfaatleri için liderinin yalnız bırakmanın acziyetini yaşıyor.

Erdoğan’ın halkla kurduğu sağlam bir bağ var. Bu bağ AK Parti’nin kurmaylarında maalesef yok. AK Parti yıllardı iktidarda bu sürede pek çok siyasetçi yetiştirebilirdi. Bunu yapmadı ya da yapamadı. Bu büyük eksiklik fark edilmeli ve gereği yapılmalı.

Parti içinde diğer önemli sorun dil ve üslup sorunu; kendilerine çeki düzen vermeliler. Ayrıştırıcı, kutuplaşma siyasetine rağbet kalmadı, artık tutmuyor. Karşılığı yok.

Dilin, üslubun, yaklaşımın yeniden dizayn edilmesi şart. AK Partinin kurulduğu ve halkla kucaklaştığı, halkta karşılık bulduğu seçim kampanyalarını başarıya taşıyan bütünleştirici diliydi.

AK Parti, devletin gücüyle ilerlemeye alıştı. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan “AK Parti’yi AK Parti yapan milletten aldığı güçtür” demez miydi? AK Parti’nin devletin gücüne değil, kendi gücüne güvenerek hareket etmeli. Seçim sahasına bakanların inmesi saygıyı zedeler.Hakan Fidan’ın sahada olması her şeyden önce Hakan Fidan’ın halkın gözünde durduğu yere zarar verdi. Çünkü Hakan Fidan bu ülkenin vatandaşının gözünde sadece bir bakan değil hala ulvi görülen bir MİT Müsteşarı.

DAVA SATILIK DEĞİLDİR?

AK Parti’de yerel seçimlerde aday gösterilmeyen isimler gidip başka partiden aday oldu. Aday yapılmayanlar aday yapılanı ezip geçti. Ya da kendisi aday yapılmadığı için partisine çalışmadı. Oysaki siyasi olarak desteklenen partide mutlaka bireyle ünsiyet aidiyet oluşur. Dava hiçbir şartta satılamaz.

CHP takiye yapmıyordur…

Seçim akşamı CHP Lideri Özgür Özel oldukça kucaklayıcı bir konuşma yaptı. "Hangi partiye oy verirse versin bu seçimin kaybedeni yoktur” dedi.

Lidere yakışan bir duruştu Özgür Özel’in ifadeleri.

CHP’nin ülke çapında kazandığı başarıyı yok saymak seçmene ve demokrasiye saygısızlıktır.

Seçmenin demografik yapısı dikkate alındığında; Kırıkkale, Afyon ve Adıyaman’ın CHP’nin alması ülkede yaşanan kırılma ve duygusal geçişin göstergesidir.

Bu arada şunu söylemek gerekir Özgür Özel, CHP’ne iyi geldi. Çeyrek asırlık başarısızlık başarıyla taçlandı.

Özgür Özel, daha özgüvenli bir duruş sergilerse, CHP’nde çift başlılık görüntüsüne son verirse liderliğini pekiştirir.

HAMZA DAĞ FAKTÖRÜ

Bu seçimin en başarılı, özgüvenli, adanmış ve inanmış bir ismi Hamza DAĞ. İzmir’de sürpriz yapamadı. Ülke çapında esen CHP rüzgârını göğüsledi. İzmir’de AK Partinin oylarını korudu. Rakibi Cemil Tugay’da rekor kıramadı. Çünkü Hamza Dağ çok başarılı bir kampanya yürüttü.

Profesyonel bir siyasetçi kampanyası İzmir’de hayat buldu.

Tecrübeli bir siyasetçi olmasının avantajını kullandı. Boşluk bırakmadan konuşmayı, üslubu, dili, samimiyeti, polemik yapmayı bilen yapısı, mimik ve jestleri Hamza Dağ’ı ayıran en dikkat çekici özellikleri oldu. Bu yapıdaki siyasetçilerle yol almak gerekiyor ki intifa kaybedilmesin.