6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık
ilçesinde 7.7 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti.
Bu depremin hemen ardından Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde 6.4
büyüklüğünde ve İslâhiye ilçesinde 6.5 büyüklüğünde artçı depremler
gerçekleşmişti.
Aynı gün içerisinde, saat 13.24’te merkez üssü Kahramanmaraş
olan 7.6 büyüklüğünde bir deprem daha yaşandı. Depremlerden
Kayseri, Elâzığ, Kahramanmaraş, Gaziantep, Osmaniye, Malatya,
Adıyaman, Adana, Diyarbakır, Kilis, Hatay ve Şanlıurfa illerimizde
büyük zarar gördü.
20 Şubat 2023 tarihinde saat 20.04’te Hatay’ın Defne ilçesi
merkezli 6.4 büyüklüğünde ve üç dakika sonrasında saat 20.07’de
Hatay, Samandağ merkezli 5.8 büyüklüğünde bir deprem daha
yaşanmıştı.
Çevre illerden de hissedilen 6.4 büyüklüğündeki deprem;
Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman,
Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ’dan tahliye edilerek
gidilen illerimizde valilik ve kaymakamlıklara başvurarak kayıt
yaptıran toplam kişi sayısı yaklaşık 2 milyondu.
Depremin yaşandığı illerde binalar iskambil kâğıdı gibi
yıkıldı.
Suç kimde, günah kimde, vebal kimlerin
boynunda?
İmar suçları müşterektir. Kimse temiz
değildir.
Bu yaşanan süreç vatandaşın başıboş şekilde isteği gibi yapmış
olduğu evlerden kaynaklıdır. Fakirlik, mağduriyet ve iş bilmezlik
bu durumu daha da tetiklemiştir.
İnsanlar buldukları her yere ev ve işyeri yapması,
O günün şartlarında imar hukuku olmadığı gibi
denetleyenlerinde olmaması,
Sonucunda
Çarpık kentleşme... Çürük yapılar… Ölen-öldürülen-ölmesine göz
yumulan insanlar … İnşaat yaparken malzemeden çalan
müteahhitler, Ya da standartlara uymayan, kaçak kat virüsü taşıyan
aç gözlüler. Bu yapıyı denetlemeyen kamu yönetimi... Ve çok
acı gerçekler.
Depremde yıkılan koca koca sitelerin yıkılma sebebi
standartlara uymamasından kaynaklıdır. Düzgün
malzeme kullanılmamış olması, demirin, kumun, çimentonun eksik
kullanılması sonucunda bu evleri dişinden tırnağından
arttırdıklarıyla alan masum vatandaşlar ev değil mezar yeri
aldıklarını fark ettiklerinde artık çok geçti.
Siyaset ve bürokrasideki boşluklar, uygulamadaki
aksaklıklar, İnsanları serbest bırakan, hazine ve vakıf
arazisine imarsız gecekondu yapılması için teşvik eden, yol
gösteren belediye çalışanları, mimar, mühendis ve hatta belediye
başkanları olduğu sürece,
Rantın insan hayatının önünde tutulduğu,
Gecekondu ve imara aykırı yapılar için gerekli prosedürün
uygulanmadığı, rüşvetle geminin yürütüldüğü sistemde,
Çok katlı binalara rant için göz yumulduğu
günümüzde daha çok vatandaşımızı kaybetmeye devam
ederiz.
Marmara depremi... Elazığ depremi... Asrın depremi...
Kaçak katlı, çok katlı binlerce bina yerle bir oldu.
Suçlu kim?
Suçlu değil, suç ortaklığı var
Suçu üzerine yıkacak kurban arayarak bu işin içinden
çıkılması mümkün değil.
Türkiye bir deprem ülkesi.
Bunun unutmaması gerek. Yoksa felaket üstüne felaket
kaçınılmaz olacak.
Asrın depremi binlerce canı içine çekti, aldı, yok etti.
Anneler, babalar, oğullar, evlatlar, dedeler,
halalar…
Erkekler ağladı. Babalar göz yaşıyla bekledi.
Asrın depremi göz yaşını kuruttu.
Yer ağladı, gök ağladı... Kimler
ağlamadı ki?