Suriye’de yaşananlar eski Suriye yönetiminin kırıntıları.
Suriye’yi en az dörde bölmek planları var. Bu plan içinde harekete
geçtiler, ancak başarılı olamadıkları ortada. Arap Baharı olarak
başlayan ve 13 yıl şiddetle devam eden iç savaş ve 61 yıllık
çürümüş BAAS rejiminin son çırpınışları bunlar.
Suriye’de Esad rejimini destekleyen Nusayrilerin yoğun olarak
yaşadıkları şehirlerde Lazkiye ve Tartus’ta başlayan olaylar,
Suriye yeni bir iç savaşın içine mi çekiliyor? sorusunu akıllara
getirdi. Olaylara müdahale edildi. Suriye tekrardan karışsın
istendi. Ortadoğu’nun karışması hangi ülkelerin işine gelir?
Bu karışıklığı hangi istihbarat ajanları kurguladı?
Her iki sorunun cevabı zihinlerde net. Olaylar yaşanmadan evvel
Rakka’da toplantı yapılıyor. Rakka, PKK-YPG’nin kontrolünde.
ABD’nin bölgedeki ismi, PKK-YPG temsilcisi, Esad döneminde Suriye
ordusunda görev almış Nusayri kökenli bir general.
Bu general aynı zamanda Dürzi terör örgütünün temsilcisi.
Toplantıya İran’da katılıyor. Bu toplantı sonrasında Tartus ve
Lazkiye’de Suriye askerleri tuzağa çekilip, öldürülüyor.
Ne tesadüf!
Yoksa
Kalleş İran’ın kalleş planları mı? İran, Nusayriler üzerinden
Suriye’yi iç savaşa çekmenin planını yapıyor. Suriye’de sadece İran
değil İsrail’de ellerini avuşturuyor.
Dürziler’in içine sızmış İsrail istihbaratına çalışan bir grup
terörist Ceramana ilçesinde karakol baskını yapıp, görevlileri
öldürmüştü.
İsrail’in katil başbakanı Netanyahu, “Dürzi
müttefiklerimize ve Kürt dostlarımıza elimizi uzatıyoruz”
dedi.
Mazlum Abdi, “İsrail’in desteğine açığız” diye
cevap verdi.
PKK-YPG’nin yetkili ismi İlham Ahmed, İsrail’e iş birliği
çağrısı yaptı. Bütün bunların amacı Suriye’yi yangın yerine
çevirmek. Güçlü bir Suriye’nin varlığından rahatsızlar. O nedenle
Suriye birleşmesin, bütünleşmesin istiyorlar.
Bu yaşanan olayların senaristi İran, yapımcısı İsrail’dir.
Esad Suriye’sinde görev alan etkin subaylarda işbirlikçileri
olarak iş başındalar. Suriye’nin istikrarsızlaştırılması tekrardan
iç savaş çıkması için çalışan İran aynı mesaiyi;
İsrail’in İran’a yapmış olduğu saldırı ve yapmış olduğu
suikastlarda da aynı mesaiyi harcayabilseydi ya…
İsrail, Dürziler ve PKK-YPG üzerinden,
İran ise Nusayriler ile PKK-YPG üzerinden Suriye’yi bulandırmaya
çalışıyor.
İran, Suriye’de Esad rejiminin kalıntılarıyla iş
birliği yapıyor. İran, Irak’ta ve Suriye’de PKK-YPG’yi
destekliyor.
İran, Suriye’yi kaybetmek istemiyor.
O nedenle de Suriye yönetimine karşı halkı ayaklandırma
çağrıları yapıyor.
Bu çağrılara Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın göz yumması ya da
Türkiye’nin özellikle de Sayın Hakan Fidan’ın sessiz kalmasını
beklemek rüya olur.
Suriye çok kaygan bir zeminde. Güven ve istikrar konusunda sert
yaptırımlar olmalı. Aksi durumda 13 yıldır devam eden iç savaşın
tekrarı mümkündür.
Bu bir provokasyondur. Aktörler iş başında. ABD, İsrail ve İran
üçlüsüne alan açılmamalıdır. Ahmed Şara yönetimi olayları
bastırmalı ancak bunu yaparken de Nusayri halkına özen
göstermelidir.
Esad döneminde halkın katledilmesi karşısında sessiz
kalmakla suçlanan Aleviler, Nusayriler de “katliamı
yaşasın” demek asla insani ve vicdani olmaz.