BIST 9.645
DOLAR 32,52
EURO 34,85
ALTIN 2.430,89
HABER /  GÜNCEL

Alman gazetecinin Evrim Teorisi sorularına Görmez'den yanıt

ALMANYA gazetecilerin sorularını yanıtlayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, yeni müfredattan çıkarılan Evrim Teorisi'yle ilgili soruları yanıtladı.

Abone ol

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Gör, Görmez, Evrim Teorisinin müfredattan çıkartılmasıyla ilgili de konuştu.

Bir Alman basın mensubunun, "Türkiye'den Almanya'ya gönderilen din görevlisi şöyle bir problemi nasıl çözer: Şimdi Türkiye'deki müfredatta Darwin teorisi kaldırılıyor ama Almanya'da bir genç kız veya oğlan okulda müfredatta Darwin teorisiyle karşı karşıya gelecek, şimdi bir ikilimle karşılaşacak. Bu ikilemliği aşmasında Türkiye'den gelen bir din görevlisi nasıl yardımcı olabilir?" sorusuna Görmez, "Orada Hazreti Adem'den geldiğimize inanan bir kilise papazı ne kadar yardımcı olabilirse, yine Hazreti Adem'den geldiğimize inanan bir din görevlisi de o kadar yardımcı olur. Bizim metodumuz, biz sadece inancımızı anlatırız, herhangi bir kimseyi ona inanmaya zorlayamayız. Evrim teorisine inanan özgürce kendi düşüncesini ifade edebildiği gibi, buna inanmayan da özgürce kendi düşüncesini ifade edecektir" yanıtını verdi.

BUNA İNANMA ÖZGÜRLÜĞÜ DENİR

Öğrencinin, "Ben Darwin teorisine inanıyorum da, işte İslam dininde olana inanmıyorum" demesiyle günah işlemiş olup olmayacağının sorulması üzerine ise Görmez, "Günah işlemiş olmaz, denmez. Sadece buna inanmada özgürdür, denir. Katolik papaz 'buna inanan günahkar olmaz' der mi?" ifadelerini kullandı.

Görmez, "Burada fetvalar hakkındaki ateşli tartışmaları takip ediyoruz, işte nişanlılar el ele tutuşamaz, işte bir baba kızına şehvet hissedebilir mi, yılbaşı kutlaması gibi fetvalar var. Bu tartışmaları takip edenler şöyle bir soru soruyor: Türkiye'de dini pratik, reforme ve modernize edilmeli mi?" sorusuna yönelik de şunları kaydetti:

O HABERLERE TÜRKİYE'DE KİMSE İNANMAZ AMA...

"Türkiye'de bu kurumu itibarsızlaştırmak için uydurulan bu haberlerin Avrupa'da düşünen kafaları dahi etkisi altına almış olması üzüntü vericidir. Bunlar nasıl kirli bir yapıyla karşı karşıya olduğumuzun göstergesidir. Artık bu bir yönteme dönüştü, Türkiye'de bir gazeteye haber yaptırılır ve Türkiye'de hiç kimse o habere inanmaz, sonra da o haber Avrupa'da medyada abartılarak bir İslamofobik malzeme olarak kullanılır ve sonra da bu sorunlar hepimizi kuşatmaya başlar."