BIST 10.320
DOLAR 32,24
EURO 35,06
ALTIN 2.469,88
HABER /  POLİTİKA

AK Parti kapatılacak, yasaklar yolda!

Başkent Ankara'da hava puslu... Kulisler çalkalanıyor... AK Parti'ye kapatma davası kapıda, siyasi yasaklar yolda...

Abone ol

Yargı depreminin yaşandığı Türkiye yeni krizlere gebe gibi... Başkent kulisleri gün geçmiyor ki, yeni bir senaryo ile çalkalanmasın. Akşam yazarı Deniz Ülke Arıboğan, başkentin nabzını tutunca ortaya çok da iyimser olmayan bir tablo çıkıyor.

İşte Arıboğan'ın bugünkü :

- Ankara'nın havası benim çocukluğum ve gençliğim boyunca hep kir ve pusluydu. Gökyüzü kimi zaman pislikten griye bazen de kızıla dönerdi. O zamanlar 'sokağa çıkmayın, çocuklar ve yaşlılar evlerinde otursun' ikazları yapılırdı. Ağzımızı ve burnumuzu kapayan atkılar takar, eve döndüğümüzde burun deliklerimize, saçlarımıza yapışmış katran ve pislikleri temizlerdik. Bu yüzden Ankara'da berrak ve temiz bir gökyüzüyle karşılaşmak benim için hala hoş bir sürpriz niteliğini taşıyor.
Ankara'da siyasi havalar da aynı görüntüde. Üstelik bu düzlemde kömürün yerine doğalgazı ikame etmek gibi pratik çözümler de bulunuyor. Malzeme belli, kullanım yeri ve biçimi de standart. Ama bir şeyleri değiştirmek son derece zor. Büyük bir güç mücadelesi var ve artık kavgada yumruk sayılmaz aşamasındayız. Bu kavgadan çıkacak sonuçları şöyle özetleyebiliriz:

1. Devletin temel direklerinde cereyan eden çatışma, en tehlikeli aşamaya gelmiş ve yargıya yansımış bulunuyor. Savcılar savcıları gözaltına alırken, savcı kurulları da bu savcıları görevlerinden alıyor. Üst yargı kurulları taraflarını açıkça beyan eden açıklamalar yapıyor, ardından hükümet adına ilgili bakan da tarafını ortaya koyan beyanlarda bulunuyor. Baktığınızda her iki taraf da 'Yargının bağımsızlığını' savunuyor ama yavrusunu severken boğan ayılar gibi adalet mekanizmasını soluksuz bırakıyor.

2. Bu bir yargı savaşı gibi görünse de şurası açık ki yargı üzerinden ve hukukun araçsallaştırılması suretiyle büyük bir siyasi kavga sürüyor. Aksi halde her biri aynı hukuk fakültelerinden mezun, aynı hocalardan ders görmüş, aynı kitapları okumuş bunca hukukçunun birbirine bu kadar aykırı fikirleri savunması mümkün olamazdı (gerçi bize de şenlik oldu). TV'leri açıp deprem profesörlerinin fanları olduğumuz günlerden benim hukukçum senin hukukçun günlerine geldik. Hukukçuların şarkıcılardan daha şöhretli olduğu bir düzen esasen toplumun Akademia'ya verdiği önem olarak da tanımlanabilir.

3. 'Bu son yargı atağının' AKP'nin kapatma davasının nasıl sonuçlanacağı hakkında bir fikir verebileceğini söyleyebiliriz. Göründüğü kadarıyla 'dava açılacak', artı kapanacak ve Başbakan Tayyip Erdoğan ile diğer bazı önemli isimlere siyasi yasak gelecek.

4. Son olayların bir siyasi mühendislik operasyonu için kullanılacağı görülüyor. Kapatma davasının gerekçeleri irticai faaliyet olarak TSK'ya karşı asimetrik harekat, telefon dinlemeleri ve özel hayata müdahale, medyaya baskı, polisi siyasallaştırma ve yargı bağımsızlığını tehdit gibi konular olması beklenebilir. Tüm bunlar da aynı başlıkta, yani 'Sivil Faşizm' iddiaları çerçevesinde ele alınacak gibi görünüyor.

5. Tüm bu süreçte Cumhurbaşkanlığı seçiminin ve yüksek yargı organlarına yeni üye atamalarının göz önünde bulundurulacağını sanıyorum. Vaktiyle bir yazımda 'kim bu üçüncü?' diye sormuştum. Üçüncünün çok akıllı ve yetenekli olduğunu söyleyebilirim. Hepimizi yendi!