BIST 9.872
DOLAR 32,54
EURO 34,95
ALTIN 2.456,75

ABDÜLHAMİT HAN SONDAJ GEMİSİ DÜNYA BASININDA!

Sevgili dostlar; geçen hafta “yolun açık olsun” temennileriyle Abdülhamit Han Sondaj Gemisini, birlikte yolcu etmiştik, görev mahallî olan Yörükler-1 kuyusuna doğru. Gerek geminin görev alanı, gerekse Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın uğurlama merasiminde yapmış olduğu açıklamalar, dünya basınına geniş yankı uyandırmıştı.

Al Jazeera, “Türkiye, Doğu Akdeniz’de yaklaşık iki yıl aradan sonra yeniden doğal gaz aramalarına başladı” başlığı altında duyduğu haberinde, sayın Erdoğan’ın “Akdeniz’de yürüttüğümüz araştırma ve sondaj çalışmaları kendi egemen alanlarımızdadır…

Bunun için kimseden izin veya onay almamıza gerek yoktur” şeklindeki, milletin ve bütün ümmetin gönlüne su serpen kesin ve köklü olan irade beyanına, kendi öz memnuniyetini de ifade edercesine yer vermişti. Alman DW ise, Abdülhamit Han Sondaj Gemisinin göreve başlaması haberini, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi üzerinden vererek haberinde, eski Grek hayranlığı içerisinde, taraf tuttuğunu açıkça ortaya koyarak Türkiye’yi, yasa dışı gaz yatakları aramakla suçlayan ifadelerini sıralamıştı.
Dubai merkezli Al Arabiya ise; Türkiye, iki yıllık aradan sonra Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon sondaj faaliyetlerine yeniden başladı diyerek, en azından tarafsızlık içerisinde Türkiye’nin hakkını teslim
etmişti. Reuters ise bu gelişmeyi, sanki kendilerine sorup ona göre hareket etmek zorundaymışız gibi, adeta Yunanistan’a güvence verircesine “Türkiye’nin yeni sondaj gemisi, Akdeniz’deki tartışmalı suların dışında görev yapacak” başlığı altında dünyaya duyurmuştu.

Reuters’in kendinden menkul, emperyalist Batı Bloku adına rota belirleme tavrına rağmen Yunanistan ise; “Uyanık olmalıyız… Durumu dikkatle izliyoruz.. Kendi egemenlik haklarımızı tam olarak savunmak için her zaman yapmamız gerekeni yaptık…” şeklindeki açıklamalarıyla şımarıklığını bir kere daha ortaya koyma cesaretini göstermişti.

Sevgili dostlar; dünya basınına yansıyan bu açıklamalar, söz sahibinin hangi bloka, hatta hangi medeniyete mensup olduğunu her ne kadar gizlemeye çalışsa da asıl maksat ve beklentisinin ne olduğunu, bu doğrultuda nerede durduğunu kimin yanında yer aldığını açıkça ortaya koyuyor.

Elbetteki biz, ne Alman DW’den, ne de Reuters Haber Ajansı’ndan bizim haklılığımızı teslim etmelerini, “Türkiye kendine ait, egemen olduğu alanlar içerisinde inceleme ve sondaj çalışmaları yapıyor” demelerini beklemiyoruz. Ama onların, “dostlarımız” dedikleri bizim içimizdeki yerli işbirlikçilerinden en azından tarafsızlık olgusu içinde, hiç olmazsa Dubai merkezli Al Arabia kadar, Türkiye’nin haklılığını teslim etmelerini beklerdik. Ne yazık ki Abdülhamit Han Sondaj Gemisi, sanki onların ata-baba dostlarının egemenlik alanında inceleme ve sondaj yapmak üzere yola çıkmışcasına üzüldüler, mahzun oldular. İşte bizi üzen, bu devletin vatandaşı, bu milletin mensubu olup da, bizimle beraber gülmeyen, bizimle beraber ağlayamayan böyle bir güruhun varlığıdır.

AMA ONLAR DAHA ÇOK ÜZÜLECEKLER!

Geçenlerde, Anadolu medyası tarafından gerçekleştirilen “Anadolu Soruyor” programında, bizzat canlı yayında, M. Savunma Bakanı sayın Akar açıkladı; şu anda savunma sanayiinde tasarlayıp yaptığımız proje sayısı 750’yi aşmış durumda. Daha önce bu rakam 66 iken savunma sanayiindeki vaki gelişmeler ve ciddi takipler sonucu bu gün 750’yi aşmış bulunuyor. Sayın Bakan’ın açıklamasına göre bu yıl Savunma Sanayiinde gerçekleşen ihracatın 3 milyar dolar’a yaklaştığı, 2023 yılı hedefinin ise 5 milyar dolar’a erişeceği şeklindeydi.

İşte onlardan bir kaçı; karada görev üstlenecek olan Altay’lar, Kirpi’ler, Cobra II’ler, Ejder Yalçın’lar, nehir ve akarsuları güvenle aşacak olan Ejder’ler, denizlerdeki hakimiyetimizi pekiştirecek olan MİLGEM’in ürettiği Amfibi Gemisi, Amfibi Hücum Gemisi, Denizaltı Kurtarma gemisi, Karakol Botu, Havada; Hürkuş, Atak, Anka, Bayraktar SİHA, Akıncı TİHA ve bilhassa 2022 içerisinde yapılması hedeflenen Bayraktar Dikey iniş kalkışlı insansız hava aracı sisteminin yani ( DİHA)’ların varlığı dosta gurur, ama düşmana da korku salacak nitelikteydi. Fakat şunu da hemen ifade edelim ki; milletimizin birliğine, vatanımızın bütünlüğüne, devletimizinbekasına saygı duyan herkes bizim dostumuzdur. Hatta bizim ulaştığımız bu sonuç dostlarımız için de
bir güvence ve teminattır. Bizim birliğimizi, beraberliğimizi, bütünlüğümüzü hazmedemeyen, bekamıza göz diken namert hainler korksunlar… Herkes şunu gayet iyi bilsin ki, bizim bir tek gayemiz vardı… O’da vatanımızın bütünlüğü, milletimizin birliği ve devletimizin bekasıdır.
Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.