BIST 10.209
DOLAR 32,41
EURO 34,80
ALTIN 2.399,11
HABER /  GÜNCEL

30 Aralık 2010 Basın Özeti

Çekoslavakya'ya casusluk yapan İngiliz bakan; el-Kaide'yi kuranlar arasında İngiltere'nin de desteklediği mücahitler; Batı Şeria'da 'mezarlık intifadası' ve AB'nin yasaklayacağı bitkisel ilaçlar.

Abone ol

İngiltere gazetelerinden derlediğimiz özetlerle devam ediyoruz. Guardian gazetesi, İngiliz devlet arşivlerinde 30 yıllık gizliliği sona erdiği için açıklanan belgelere geniş yer ayırmış.

1970'li ve 80'li yıllara ışık tutan belgeler içinde gazete en çok, eski bir İşçi Partili bakanın, bakanlığı sırasında dahi Çekoslavakya'ya casusluk yaptığı ve bu ortaya çıktığında Margareth Thatcher hükümetinin olayın üstünü örttüğü yolundaki belgeleri öne çıkarıyor.

Çekoslavakya'ya casusluk yapan İngiliz bakan

Belgelere göre, ajanlık yaptığından daha önceki dönemlerde de şüphelenilen John Stonehouse'un Çek gizli servisine bilgi aktardığı, Doğu Bloğundan Amerika Birleşik Devletleri'ne kaçan bir Çek muhbirin verdiği bilgilerle 1980 yılında kesinleşiyor.

Ancak başbakanlık konutunda içişleri bakanı, adalet bakanı ve Başbakan Thatcher arasında yapılan bir toplantıda Stonehouse'un yargılanmasından elde edilecek bir şey olmadığına karar verilip, bilgilerin gizli tutulması kararlaştırılıyor.

Stonehouse'un ajanlık yaptığının kesinleştirilmesiyle birlikte, İngiltere'de bakan düzeyinde bir kişinin başka bir ülke hesabına çalıştığı da ilk kez kamuoyu önünde kayıtlara geçirilmiş oldu.

Çek muhbirin açıklamalarına yer veren belgeler, 1964'ten itibaren Havacılık Bakanlığı yapan Stonehouse'un Çek gizli servisine hükümetin plan ve politikalarıyla ilgili bilgi verdiği, ayrıca uçak teknolojisi gibi alanlarda da konumu sayesinde elde ettiği bilgileri Çekoslavakya'ya aktardığına işaret ediyor.

Stonehouse'a bu hizmetleri için o dönem aylık 5 bin sterlin para ödenmiş.

Eski bakanın, sonraki dönemlerde mali sorunlarından kurtulmak için giysilerini deniz kenarında bırakarak intihar ettiği süsü verdiği ve eşini terk edip sevgilisiyle Avustralya'ya kaçtığı da biliniyor.

Stonehouse sonrasında yakalanarak hırsızlık ve dolandırıcılıktan yedi yıl hapse mahkûm edilmişti.

"El-Kaide’yi kuranlar arasında İngiltere’nin desteklediği mücahitler de var"

Daily Telegraph gazetesi ise, gizliliği kalkan kriptolar arasında, İngiltere'nin Sovyetler Birliği'ne karşı savaşan Afgan mücahitleri desteklediğini ortaya koyan bir belgeye yer veriyor.

Gazete, üst düzey bir İngiliz yetkilinin, Amerikan, Fransız ve Alman yetkililerle yaptıkları bir toplantıda mücahitleri el altından destekleme kararı aldıklarını aktarıyor.

Desteklenen mücahitlerden bir bölümü daha sonra el-Kaide'yi kuran ekip içerisinde yer almış.

Paris'te yapılan toplantıda, Batı Almanya'nın ikinci dünya savaşından sonra konulan kurallar gereği mücahitlere silah yardımı yapamayacağı, fakat ABD, İngiltere ve Fransa'nın yardım yapabilecekleri de kararlaştırılmış.

Belgede, Sovyet müdahalesine karşı koyan mücahitlerin mücadelesi, "Afgan gerilla direnişi" olarak niteleniyor.

“Kore yarımadasında gerilimi Çin’in akıllı manevraları düşürdü”

Financial Times, Kore yarım adasını ve ötesini savaşın eşiğine getiren Kuzey ve Güney Kore asındaki siyasi ve askeri krizin yerini görüşme umuduna bırakmasında Çin'in dengeli hamlelerinin önemli yeri olduğunu yazıyor.

Gazeteye göre, Kuzey Kore'nin son haftalardaki nispeten itidalli tutumu ve Güney Kore'nin tekrar altılı görüşmelere başlamaya istekli olduğunu göstermesinin ivmesi kaynağını, bu ülkelerin iç siyasetlerinden çok, yanı başlarındaki dünya devi Çin'in manevralarından alıyor.

Financial Times bu hamlelerin muhtemel nedenlerini ise şöyle sıralıyor:

"Çin, içe kapalı ve saldırgan müttefiki Kuzey Kore ile sorumlu bir küresel güç olma arasında ince bir denge kurma gerekliliğini hissetti. Çin, Kuzey Kore'nin geleceği konusunda esas olarak istikrara önem veriyor. Bölgedeki gelişmelerin, nihayetinde Kuzey Kore'nin istikrarını da zedeleyeceğini görünce, önceki aylarda, kınamayı her koşulda reddettiği Kuzey Kore politikalarına ve askeri saldırılarına karşı tutum değiştirmeye yöneldi. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakan Yardımcısı James Steinberg'in Pekin ziyaretindeki kararlı tutumunun Çin'in tavır değiştirmesinde etkisi olsa da, Çin Kore yarımadası konusunda ABD'nin baskısıyla hareket ettiğini gizlemek için ciddi bir çaba sarf ediyor. Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao'nun ABD'ye yapacağı ziyaretin yaklaşması da, ülkenin Kuzey Kore konusundaki tutumunda değişikliğe gitmesinde etkili oldu."

Kore yarım adasında, Güney Kore'ye ait bir savaş gemisinin batırılması ve bir Güney Kore limanının Kuzey Kore tarafından bombalanması ardından, Güney Kore de askeri tatbikatlar yapmış ve bölge de savaş rüzgarları esmeye başlamıştı. Son hafta da ise, Kuzey Kore söylemini yumuşatırken, Güney Kore ise bölgedeki sorunların çözümünü hedefleyen ve Kuzey Kore ile yapılan altılı görüşmelere katılabileceğini ifade etti.

Filistinlilerden ‘mezarlık intifadası’

Times gazetesi Batı Şeria'da İsrail işgaline karşı gösteriler, taşlar, silahlar, roketler ve intihar bombacılarıyla mücadele eden Filistinlilerin, İsrail'in toprak almasına karşı şimdi de ölü bedenlerini silah olarak kullanmayı planladıklarını yazıyor.

Organize edenler, yeni kampanyanın adını "Mezarlık İntifadası" olarak anıyor ve Filistinlilerden ölülerini tümüyle İsrail egemenliği altında olan ve Batı Şeria'nın yüzde 60'ını oluşturan C Bölgesi'ne gömmelerini istiyor.

Mezarlık intifadasının örgütleyicilerinden Azmi Şuk, "Yahudilerin dini de dâhil olmak üzere, tüm dinler mezarlıklara saldırıyı yasaklar" diyor.

Şuk ayrıca, Yahudi yerleşimcilerin C Bölgesi içinde mezar kazdıkları sırada kendilerine saldırdığını ancak bu sayede Filistinli çiftçilerin, kendilerini o topraklardan koparan sessizlik ve korku perdesini yırtabildiklerini de söylüyor.

“AB yüzlerce bitkisel ilacı yasaklayacak”

Independent gazetesi Avrupa Birliği'nin yüzlerce bitkisel ilacı yasaklama kararını manşetine taşımış.

Gazete, 2011 Mayıs'ından itibaren bitkisel ilaçlara lisans alma zorunluluğu getirileceğini Avrupa Birliği yönetmeliklerine uygun olmayan ilaçlara satış izni verilmeyeceğini duyuruyor.

Avrupa Birliği'nin bu kararının nedeni ise, bitkisel ilaçların ters etkilere yol açtığı vakalarla ilgili kaygılarda artış.

Bitkisel ilaç üreticileri ise, diğer tıbbi ilaçların tabi olduğu kurallara tabi tutulmaları halinde, gerekli deneylerin yapılmasının maliyeti nedeniyle yüzlerce bitkisel ilacın lisans alamayacağını savunuyor.

Independent'ın haberine eşlik eden bir yorum yazısında ise sağlık için daha az kanaate ve daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç olduğu fikri işleniyor.

Yazıda, tedavi edici etkisi olduğu yolunda hiçbir kanıt olmayan bitkisel ilaçların rahatlıkla satıldığı ancak elde bu ilaçların yarardan çok zarar verdiğinin aksini ispatlayacak kanıtların olmadığı da savunuluyor.