BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

29 Kasım 2011 Basın özeti

İngiliz gazetelerinde öne çıkanlar: Mısır'da tarihi seçimler, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, İngiltere ekonomisinin karanlık geleceği ve kamu çalışanları grevi.

Abone ol

Bugün yayınlanan İngiliz gazetelerinin hemen hepsinde geniş yer bulan haberlerden biri, Mısır'da dün başlayan tarihi seçim sürecine dair.

Independent gazetesi, Hüsnü Mübarek'in devrilmesi ardından yapılan ilk seçimleri "Mısır, devrim niteliğindeki, demokrasi gününü kucakladı" başlığıyla sayfalarına taşımış.

Oy kullanmak için sıraya girmiş kadınların ve onlara yardımcı olan güler yüzlü askerlerin birlikte gösterildiği bir fotoğraf eşliğinde sunulan haberde, seçimlerin ilk gününde katılımın bir hayli yüksek olduğu ve sınırlı miktarda şiddet olayı yaşandığı aktarılmış.

Kahire'den Alastair Beach tarafından yollanan haberde, ülkede Mübarek döneminde yapılan göstermelik seçimlerde yaşananlara benzer zorla oy kullandırma vakalarına rastlanmadığına dikkat çekilmiş.

Ayrıca, Kahire sokaklarında fikri alınan birçok Mısırlı seçmenin, tercihlerinin Müslüman Kardeşler adayları olduğunu ifade ettikleri belirtilmiş.

"Göründüğü kadar gerçek olmayabilir"

Seçimlerden zaferle çıkması beklenen Müslüman Kardeşler Partisi'nden korkulmaması gerektiğine dair bir yorum yazısı Independent'in haberini desteklemiş.

Ian Birrell'in imzasını taşıyan yazıda, Mısırlıların Mübarek ve ordu diktası altında geçen yıllar ardından değişime çok arzulu oldukları ve adil bir şekilde yapılacak seçimlerin galibinin Müslüman Kardeşler olmasına razı olunması gerektiği söylenmiş.

Kendini liberal olarak tanımlayan Mısırlı diplomatların fikirlerini aktaran Birrell, Müslüman Kardeşlere oy vermeyen bu kişilerin, onlardan korkmak için sebep olmadığını vurguladıklarına dikkat çekmiş.

Mısır seçimlerini izlemek için Kahire'de buluna Robert Fisk'in makalesinin başlığı ise "Gerçek demokrasinin görünümü - ama göründüğü kadar gerçek olmayabilir".

Fisk, Mübarek dönemine kıyasla gerçek demokrasi tablolarının çizildiği seçim gününden izlenimlerini paylaştığı yazısında, bu görünümün kalıcı olup olmadığına dair endişelerini paylaşmış.

Guardian ise, ilk sayfasından sunduğu Mısır seçimleri haberine, geleceğe umutlu bakan, sandık başındaki bir Mısırlı seçmenin sözlerini başlık yapmış: "Verdiğim oy, ilk kez bir fark yaratacak".

İklim Değişikliği Konferansı

Birçok İngiliz gazetesinde yer bulan konulardan bir diğeri, dün Güney Afrika'nun Durban şehrinde başlayan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı olmuş.

Times gazetesi konferansa başyazılarından ilkini ayırmış ve "hasarı sınırlamak" başlığını uygun görmüş. Yazıya, küresel olarak ağırlığı artmakta olan ekonomik krizin etkisiyle dünyanın karşı karşıya olduğu ekolojik tehdidin ikinci plana itildiği tespiti temel oluşturmuş.

Konferansa katılan 190 ülkeden yalnızca birkaçının başbakan düzeyinde Güney Afrika'da bulunduğu, bunun da hükümetlerin boğuştukları mali sorunlardan kaynaklandığı söylenen başyazıda, bu tablonun kısmen anlaşılır olduğu ancak doğanın bu anlayışı göstermeyeceği söylenmiş.

Küresel karbon salınımının rekor seviyelere ulaştığı içinde bulunulan dönemde geri dönülemez bir ısınma sürecine girilebileceğine dikkat çekilmiş.

Times karbon gazı salınımının sınırlandırılması konusunda Birleşmiş Milletlerin zengin, kuzey ülkeleri-fakir, güney ülkeleri ayrımının süreci çözülmez hale getirdiğini ve bu ayrımın gözden geçilmesi gerektiğini savunmuş.

Başyazı, son yıllarda ekonomik krize karşı birlikte hareket geçme konusunda hızlı davranabilen dünya ülkelerinin liderlerinin, dünyanın varlığını tehdit eden küresel ısınmaya karşı da aynı basireti göstermesi çağrısıyla son bulmuş.

"Yeşil teknolojilere kaynak, aklıselim"

Küresel ısınma konusuna İngiltere boyutundan yaklaşılan Guardian'ın başyazısında ise iktidardaki koalisyon hükümetinin, ülkede yeşil enerjiye yatırım yapma vaadinden vazgeçmesi eleştirilmiş.

Yazıda koalisyonun kurulduğu bir buçuk yıl önce düşük karbon üreten yeşil enerji kaynaklarına yatırım yapacaklarını açıklarken bugün "endüstrimizi riske atarak dünyayı kurtaracak, biz değiliz" söylemine savrulduğu vurgulanmış.

Hükümetin yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanan ekonominin temellerini atmak yani çözüm üretmekten vazgeçerek, bu yönde yatırımı sorun ve yük olarak algılamasının hata olduğu söylenen başyazı, düşük karbon üreten teknolojilere kaynak ayrılmasının aklıselim olduğu belirtilerek sona ermiş.

50 milyar sterlin açık

Birçok İngiliz gazetesinin geniş yer ayırdığı bir diğer haber ise İngiliz ekonomisinin geleceğine dair OECD tarafından yapılan karanlık öngörüye dair.

Daily Telegraph'ın ekonomi ekinde geniş yer ayırdığı haberinin başlığı "İngiliz ekonomisi daralmaya doğru giderken, 50 milyar strelin açık".

OECD örgütünün dün yayınladığı raporunda çizdiği tabloya göre, ülkede beklenen büyüme rakamlarının yakalanamaması hükümetin cari açığı küçültme planında 50 milyar strelinlik açık oluşmasına sebep oldu.

Ortaya çıkan karanlık tablonun hükümet tarafından bugün açıklanması beklenen ekonomiyi canlandırma paketi öncesinde hayal kırıklığı yarattığı belirtilen haberde, maliye bakanı George Osborne'u bir hayli güç bir dönemin beklediği yorumu yapılmış.

Kamu çalışanları grevi

İngiltere kaynaklı bir diğer haberi ise yarın yapılacak kamu çalışanları grevinin, yalnızca başlangıç eylemi olduğu yönünde sendikalardan yapılan açıklamaya dair.

Times'ın haberinde, yaklaşık üç milyon kamu çalışanının katılımıyla 1926'dan beri gerçekleşen en geniş kapsamlı grevlerden biri olması beklenen çarşamba günkü grevin hükümete bir uyarı olduğu ve yeni yılın ardından benzer eylemlerin gündeme gelebileceği söylenmiş.

Kamu çalışanlarının örgütlü olduğu UNİSON sendikasının başkanı Dave Prentis'in, hükümetin emeklilik haklarını kesmekte geri adım atmaması halinde daha büyük grevlere hazırlıklı olması gerektiği demeci aktarılmış.

Guardian ise başyazılarından ilkini ayırdığı grev konusuna "bu seferki başka" başlığıyla yer vermiş.

Yazıda, greve çıkan kamu çalışanlarının da hükümetin de İngiliz toplumunun çoğunluğunun desteğini arkasına alabileceği bir ekonomik ortamı bulunduğu yaşandığı ve bu sebeple grev sürecinin ülkedeki siyasi atmosferin yakın geleceği açısından önemli bir dönüm noktası oluşturabileceği söylenmiş.