BIST 10.083
DOLAR 32,43
EURO 34,84
ALTIN 2.432,68
HABER /  GÜNCEL

22 Mayıs İngiltere Basın Özeti

İngiltere basınında bugün öne çıkan haberler arasında The Economist dergisinde yer alan Türkiye siyasetine ilişkin bir değerlendirme, AB göç verileri ve Facebook’ta yapılacak değişiklikler var.

Abone ol

İngiltere basınında bugün öne çıkan haberler arasında The Economist dergisinde yer alan Türkiye siyasetine ilişkin bir değerlendirme, AB göç verileri ve Facebook’ta yapılacak değişiklikler var.

dergisindeki makalede, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'darbe aldığı fakat tabanından güçlü bir destek gördüğü' yorumu yapılıyor ve Başbakan'ın Köşk'e çıkış arayışının da devam ettiği ifade ediyor.

Makelede, Erdoğan'ın Kürtler'den gördüğü destekle Köşk'e çıkabileceği ve ülkenin laik muhaliflerinin de son umut olarak 'Gülencileri' gördüğü belirtiliyor.

Economist, Başbakan Erdoğan'ın danışmanının yerdeki bir göstericiyi tekmelediği fotoğraf için de "hükümetin yanıtını temsil ediyor" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Demokrasilerin çoğunda yaşanan felaket bakanları veya hatta başbakanı işinden edebilirdi. Muhalifler, Erdoğan'ın Ağustos ayında Türkiye'nin seçimle başa gelen ilk cumhurbaşkanı olma hayallerinin sona erdiğini düşündü. Geçen yılki Gezi protestolarından farklı olarak kurbanlar şehirli 'Beyaz Türkler' veya Kürt, Alevi azınlıklar değil, Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 12 yıllık iktidarı boyunca desteklediği muhafazakâr Sünnilerdi."

Muhalefetin de zayıf ve bölünmüş olduğunu belirten Economist dergisi Erdoğan destekçilerinin Soma faciasını propagandalarına alet ettiklerini de yazıyor.

Economist dergisi Gülen destekçileri ve ülkenin laik muhalifleri arasındaki ilişki için 'ironik' ifadesini kullanıyor ve şöyle devam ediyor:

"Ordunun etkisizleştirilmesinde oynadıkları rol nedeniyle Gülencilerden hoşlanmayan Türkiye'nin laik muhalifleri, şimdi [Gülencileri] son umut olarak görüyorlar. Erdoğan'ın yolsuzlukla bağlantılı olduğuna işaret eden tapelerin arkasında Gülencilerin olduğuna inanılıyor."

Economist dergisindeki makalenin ayrıntılarına ulaşabilirsiniz.

Uğur Kurt'un ölümü Guardian'da

Guardian gazetesinin internet sitesinde Okmeydanı’nda Uğur Kurt’un polis müdahalesinde silahla vurularak öldürülmesine ilişkin bir haber var.

Gazetenin İstanbul muhabiri Constanze Letsch, adını vermek istemeyen bir Cemevi yetilisinin şu sözlerini aktarıyor:

“Bunu yapan polis Türk polisi değil, burada yaşayan Alevilerin polisi hiç değil. Burası ibadet yeri. Burada bile güvende değilsek nerede oluruz.”

Okmeydanı halkıyla konuşan muhabir, bir sakinin “Burada neredeyse her gün göz yaşartıcı gaz var. Bahçelerimizi, balkonlarımızı kullanmaktan vazgeçtik evin içinde bile huzur bulamıyoruz” sözlerini ekliyor.

Guardian gazetesine konuşan Alevi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nden Uğur Bilgin de, AKP’nin Alevilere zulüm yaptığına dikkat çekiyor ve şu ifadeleri kullanıyor: “Bu, Türkiye’de Alevilere karşı baskı ve şiddetin yeni bir göstergesi. Saldırıya uğramadan cenazemizi kaldırmamıza izin vermiyorlar. Demokrasiden, barıştan nasıl bahsederiz?”

AB ülkelerinden İngiltere'ye göç

Avrupa Parlamentosu için oy verilmeye başlandığı gün yayımlanan bir araştırma İngiltere'ye Avrupa Birliği ülkelerinden gelen göçün arttığını ortaya koyuyor.

Bu artış İngiltere gazetelerinin de gündeminde.

The Daily Telegraph gazetesi, İngiltere Ulusal İstatistik Bürosu'nun verilerinde göçün geçen yıla kıyasla 43 bin arttığına dikkat çekiyor ve geçen yıl göçmen sayısının 201 bine çıktığını aktarıyor.

İngiltere'nin AB’den ayrılmasını savunan UKIP partisi lideri Nigel Farage'ın da bu veriler doğrultusunda göçü azaltacağı sözü veren Başbakan David Cameron'un sözünü tutamadığı yönündeki açıklamaları da haberde yer buluyor.

The Times gazetesi de aynı verileri aktardığı haberinde, 'seçim günü açıklanan rakamların UKIP lideri Nigel Farage'a son dakikada itici bir güç' olabileceği yorumunu yapıyor.

Haberde, İngiltere'ye en çok göçün Romanya ve Bulgaristan'dan geldiğine dikkat çekilirken AB üyesi olmayan ülkelerden gelen göçmen sayısının da düştüğü belirtiliyor.

The Times gazetesi başyazısını da göç verilerine ayırıyor.

Başyazıda, "Göç artışı ileri sanayiye sahip ekonomilerde görülen bir akım. Toplumsal uyum hassas bir şekilde düzenlenebilirse çok faydası olabilir" yorumu yapılıyor.

İngiltere'de son 20 yılda yabancı uyrukluların sayısının ikiye katlandığı, fakat ABD ve Almanya gibi diğer gelişmiş ülkelerde bu rakamın daha yüksek olduğu belirtiliyor.

The Times göçü konu edindiği başyazısında şu ifadeleri kullanıyor:

"Kentlerin, kasabaların karakteri değiştiği için göç alan bölgede kaygı olması da doğal. Kültür Bakanı,Sajid Javid geçtiğimiz günlerde göçmenlerin dil öğrenimi konusunda 'Göç, dikkatlice işlenen bir entegrasyon süreci gereksinimi doğuruyor' demişti. Göçün kontrol edilemediğini söylemek doğru olmaz. Ekonomik küreselleşme çağında, iş gücünde hareketlilik olur."

"UKIP'in yükselişi büyük oranda göçe bağlı. Göçle ilgili büyük zorluklar var ama siyasetçiler faydası olduğunu da dile getirmelidir."

Sarkozy'den AB yorumu

The Daily Telegraph'ta göçle ilgili bir diğer haber de Fransa’dan.

Gazete, Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Le Point dergisi için kaleme aldığı makalesindeki şu ifadeleri aktarıyor: “Avrupa göç politikaları başarısız oldu. AB, Schengen ülkelerinden vizesiz seyahat imkânı sağlayan uygulamayı kaldırmalıdır.”

Facebook'ta değişiklikler

Financial Times gazetesinin baş sayfa manşetinde Facebook’ta kişisel bilgilerin korunmasıyla ilgili yapılacak değişikliklere ilişkin bir makale dikkat çekiyor.

Haberde, Facebook'un 1 milyar 300 milyon kullanıcına kişisel bilgilerinin paylaşımı konusunda daha fazla kontrol yetkisi verileceği ve bu değişikliğin firma tarihinde son yıllarda yapılan en büyük değişiklik olduğu belirtiliyor.

Facebook kurucusu Mark Zuckerberg'in "önemli kültürel değişim" olarak tanımladığı yeni uygulamalarda yeni kullanıcıların sayfalarındaki paylaşımları 'tüm kullanıcılar yerine sadece arkadaşlarının görebileceği' şekilde değiştirileceği ifade ediliyor.

Financial Times, Facebook'un reklam veren firmalar ile kullanıcıların gizlilik hakları arasında denge kurmaya çalıştığını yazıyor.

Sığınmacılar 'haksız yere sınırdışı edildi'

Independent gazetesinin baş sayfasında yer alan bir haberde, İngiltere'ye sığınma talebinde bulunanların, İsveçli bir 'ses tanıma' firmasının hatasından dolayı haksız yere sınır dışı edilmiş olabileceği belirtiliyor.

İngiltere İçişleri Bakanlığı'nın ortak çalıştığı İsveçli firmanın başvuru yapanların 'vatandaşı oldukları ülkeye dair yalan söyleyip söylemediklerini telefon konuşmalarından anlamayı sağlayan' bir sistem kullandığı fakat sığınma talebinde bulunanlar bu yöntemle haklarında !tamamen uygunsuz görüşler! aktarıldığı iddia ediliyor.

Independent gazetesine konuşan kaynaklar, Sprakab adlı firma çalışanlarının yanlış uygulaması nedeniyle yüzlerce kişinin sınır dışı edilmiş olabileceğini söylüyor.

Tayland'da darbe

Tayland’daki darbe de İngiltere basınının geniş yer ayırdığı konular arasında.

Guardian gazetesi başyazısında, "Sivil idare de demokratik değildi. Bazı kurumlar perde arkasında ordu tarafından, bazıları da kaotik koalisyonlar tarafından yönetiliyordu" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Bürokrasi, yargı, kraliyet mahkemeleri, ordu, Bangkok'un orta sınıfı, daha önceki askeri darbeyle gelen mekanizmanın dâhil olduğu siyasi sistemi kendi çekişmeleri ve kavgaları için kullandı. Bu, eski polis ve başarılı bir işadamı olan Taksin Şinavatra siyasi sahneye geldiğinde değişti."

"Taksin Şinavatra, özellik ülkenin kuzeyindeki fakir sınıf ile dışarıdan başkente gelenlerin oylarını kazanarak Bangkok’un bu döngüsüne bir son verdi."

"Taksin ve ailesiyle ilgili sorunlar vardı ama eski yapı yeni sermayeyle başa çıkamadı. Sandıktan çıkan kararı sokaklarda değiştirmeye çalıştılar, şiddetle tehdit ettiler ve Taksin destekçilerinin de şiddetle karşılık vermesi için provoke ettiler."

The Daily Telegraph gazetesinde İranlı aktris Leila Hatami'nin Cannes Film Festivali'nde Gilles Jacob'u yanağından öpmesi üzerine İran'da gösterilen tepkilere dair bir haber dikkat çekiyor.

Habere göre, İran'da Devrimci Muhafızlar'a yakın 'Hizbullah öğrencileri' adlı grup Hatami’nin İslam kurallarına aykırı davrandığı için kırbaçla cezalandırılması talebiyle mahkemeye başvurdu.