BIST 9.525
DOLAR 32,60
EURO 34,73
ALTIN 2.498,83
HABER /  GÜNCEL

21 Mayıs İngiltere basın özeti

İngiltere basınından seçtiklerimiz: IŞİD militanları kaçak göçle Avrupa'ya giriyor, Ukrayna ABD'den füze savunma sistemi isteyebilir, İngiltere'de AB tartışmaları kızışıyor, El Nino tehdidi kaygılara yol açıyor...

Abone ol

Times'ın manşet haberine göre IŞİD militanlarının kaçak göç yoluyla Avrupa'ya giriş yaptığı kaygıları derinleşiyor.

Gazete bir terör zanlısının Akdeniz üzerinden İtalya'ya girdiğinin saptandığını belirtiyor.

22 yaşındaki Abdülmecid Tuil Milan yakınlarında tutuklanmış.

Bu kişinin iki ay önce Tunus'daki Bardo müzesine yapılan saldırıya karıştığı düşünülüyor.

Saldırıda 22 kişi ölmüştü.

İtalyan polisi Faslı olan Tuil'in İtalya'ya 17 Şubat'ta girdiğini söylüyor.

Kendisine Faslılara iltica verilmediği için İtalya'ya iltica edemeyeceği söylenmiş.

Times polisin bunun ardından zanlının Tunus'a gidip saldırıya katıldıktan sonra İtalya'ya döndüğünün düşünüldüğünü kaydediyor.

'Ukrayna ABD'den füze savunma sistemi isteyebilir'

Daily Telegraph'a göre Rusya tehdidine karşı Ukrayna ABD'den füze savunma sistemi isteyebilir.

Gazete, Rusya ve Ukrayna arasında sşz düellosu sürerken, Kiev'in füze savunma sistemleri konusunda danışmada bulunma ihtimalini reddetmediğini yazıyor.

Gazeteye göre, üst düzey bir güvenlik yetkilisinin Kiev'in "ABD füze savunma sistemi konusunda fikir almaya açık" olduğunu söyledi.

Rusya Amerika'nın Avrupa'da Füze Savunma Kalkanı planını kendi nükleer caydırıcılık unsuru için bir tehdit olarak görüyor.

Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Rusya'nın Ukrayna'da "herhangi bir ABD füze savunma sistemi yerleştirilmesine" yanıt vereceğini söyledi.

Daily Telegraph'a göre, böyle bir istek olsa bile Amerika'nın Ukrayna'da füze savunma sistemleri yerleştirme ihtimali yok denecek kadar az.

Gazete, Washington'un Kiev hükümetine verdiği askeri teçhizat konusunda katı sınırlamalara sahip olduğunu ve herhangi bir öldürücü silah ya da ileri teknoloji sağlanmasını reddettiğini kaydediyor.

İngiltere'de AB tartışması

Independent İngiltere'de AB referandumu konusunda çekişmenin kızıştığını bildiriyor.

Gazeteye göre, Avrupa yanlıları 'Hayır' kampıyla mücadele için birleşiyor.

AB'de kalıp kalmama kararının Başbakan David Cameron tarafından 2017 yılında referanduma sunulması bekleniyor.

Gazete İngiltere'de Avrupa Birliği destekçilerinin gelecek ay ortak kampanya başlatarak referandum sürecinde rakiplerinin önüne geçme niyetinde olduklarını yazıyor.

Üç Avrupa yanlısı örgüt "Avrupa için Evet" adlı bir şemsiye grubu oluşturacak.

Bu oluşum Eylül ayında bir resmi kampanya ile kamuoyuna yönelik savaşı başlatmayı planlıyor.

Cameron tarafından müzakere yeni EU anlaşma görmüş kadar iş için embriyo "out" kampanyası olarak görülür, İngiltere'de, nihai bir karara konumu almayacağız.

Gazete bu organizasyon çerçevesinde iş çevrelerinden çevreci kurumlara farklı kesimlerden kişinin bir araya geleceğini bildiriyor.

Independent'a göre referanduma hazırlıklar muhafazakarların seçim zaferi ardından hız kazandı.

El Nino tehdidi

Financial Times altı yıldan bu yana beliren ilk El Nino tehdidinin kaygılara yol açtığını belirtiyor.

Gazete iklim uzmanlarının bu kez El Nino'nun "orta şiddetten, şiddetliye" şeklinde derecelendirildiğini yazıyor.

Uzmanlar bu yıl El Nino'nun çok erken belirmiş olmasının sıradışı buluyor.

El Nino Pasifik Okyanusu'nun tropikal kesimlerini ısıtırken atmosferdeki dolaiım değişiyor ve söz konusu bölgelerde yağış miktarları değişime uğruyor.

Böylece kurak bazı bölgeler çok yüksek yağış alırken, iyi yağış alan kesimler bundan yoksun kalabiliyor.

Financial Times muhtemelen Avrupa'nın El Nino'nun etkilerini düşük düzeyde hissedeceğini belirtiyor.

Netanyahu'nun başı ortaklarıyla dertte

Guardian İsrail'de otobüslerde Filistinlilere karşı ayrımcılık girişimine bir analizde yer veriyor.

Guardian yazarlarından Peter Beaumont tarafından yapılan analizde, bu olayın Başbakan Netanyahu'nun kalkıştığı yüksek ipte cambazlığın risklerini gösterdiğini kaydediyor.

"Otobüs yasağı Netanyahu'nın ikilemini gösteriyor" başlıklı yazıdan bazı bölümler şöyle:

Binyamin Netanyahu liderliğindeki yeni sağcı hükümetin ilk krizi çok öğretici.

Ayrımcı bir pilot uygulamada, bazı Filistinli işçilerin İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da otobüsleri kullanmaları yasaklanacaktı.

Pilot proje, Savunma Bakanı Moşe Yaalon tarafından onaylanmasından sadece bir kaç saat sonra Netanyahu tarafından iptal edildi.

Bu süre zarfında da İsrail siyasi yelpazesinin genelinde ırkçılık ve apartheid suçlamaları arasında bu hareket kınandı.

Bu kriz İsrail başbakanının karşı karşıya olduğu büyük siyasi sorunları vurguluyor.

Başbakan Knesset'te tek bir milletvekili çoğunluğu olan bir koalisyonun başında.

Netanyahu, yerleşimci yanlısı sağcıların hakim olduğu bir koalisyonun başına geçtikten sonra kendini tam da birçoklarının olmasını beklemediği yerde buldu: kırk katırla kırk satır arasında.

Yıllardır Netanyahu, eski moda müzikhollerde tabakları bir çıta üzerinde döndüren cambazların siyasi eşdeğeri olarak, bir krizi önlemeye yeterli ivmeyi sağlayamayı başardı.

Ancak geçtiğimiz yıl içinde bu numarayı becermesi her zamankinden zor görünüyordu.

Netanyahu geçen yıl içinden çıkılmaz bir koalisyon olduğunu düşündüğü ortakları ile mutsuzdu.

Şimdi onları daha da zorlusuyla değiştirdi.

Son olayların vurguladığı gerçek, Netanyahu'nun potansiyel olarak çözümsüz bir sorunla karşı karşıya olduğu yönünde.

Şimdilik tüm tabaklar hala dönüyor. Ama daha ne zamana kadar?