BIST 10.083
DOLAR 32,38
EURO 34,79
ALTIN 2.434,52
HABER /  GÜNCEL

20 Eylül İngiltere Basın Özeti

Suriye Başbakan Yardımcısı'ndan 'kimsenin kazanamayacağı savaşta' ateşkes önerisi. Times'a kuşatma altındaki Humus'taki durumu anlatan doktor: Gazla ölmeyi tercih ederim ve bir cinayetle gündeme gelen Yunanistan'daki aşırı sağcı Altın Şafak partisi.

Abone ol

Guardian'ın ilk sayfasında Suriye Başbakan Yardımcısı Kadri Cemil'in açıklamalarına yer veriliyor.

Cemil, Şam yönetiminin uzun süredir ertelenen ikinci Cenevre Barış Konferansı'nda ateşkes çağrısı yapacağını söylüyor.

Hükümet adına konuştuğunu vurgulayan Cemil, iki tarafın da 100 binden fazla kişinin ölümüne yol açan ülkedeki iç savaşı kazanacak kadar güçlü olmadığını vurguluyor.

Ülkenin mali işlerinden sorumlu olan Cemil, savaşın Suriye ekonomisine de feci kayıplar yaşattığını söylüyor ve 'Ne silahlı muhalefetin, ne de rejimin bir diğer tarafı yenebilecek gücü var. Bu güç dengesi bir süre daha değişmeyecek' diyor.

'100 milyar dolar kayıp'

Kadri Cemil savaş sırasında Suriye ekonomisinin, ülkenin iki yıllık Gayri Safi Yurtiçi Hasılasına eşit olan 100 milyar dolar kaybettiğini anlatıyor.

Cemil ateşkes önerisinin kabul edilmesi durumunda, ateşkesin Birleşmiş Milletler barış gücü veya 'tarafsız ya da dost ülkelerin' sağlayacağı askerler tarafından uluslararası denetime tabi olabileceğini söylüyor.

Guardian haberinde, Kadri Cemil'in geçen yılki kabine değişiklikleri sırasında Baas Partisi'nin hâkimiyetine son vermek için daha küçük, laik partilerden kabineye atanan iki bakandan biri olduğu vurgulanıyor.

Röportajda ülkenin değiştiğinin altını çizen Cemil, 'Hiç kimse rejimin şu andaki haliyle devam edeceği korkusuna kapılmasın. Nereden bakılırsa bakılsın, rejimin geçmişteki hali sona erdi. İlerici reformlarımızı gerçekleştirmemiz için Batı'nın ve Suriye'ye müdahil olan herkesin omuzlarımızdan inmesi gerek' diye konuşuyor.

Times ise, binlerce kişinin 500 gündür elektrik ve gıda sevkiyatı olmadan yaşadığı Humus'taki durumu kentteki bir doktorun ağzından aktaran bir habere yer veriyor.

Humuslu doktor: Gazla ölmeyi tercih ederim

Güvenlik kaygıları nedeniyle adını açıklamak istemeyen doktor, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Stalingrad kuşatmasıyla kıyaslanan ablukanın altında 'yavaş yavaş ölmektense, kimyasal silahlarla ölmeyi tercih edeceğini söylüyor. '

Doktor, 'Burada hastalar tıbbi bakım eksikliğinden değil, açlık ve ciddi yetersiz beslenmeden, iyileşmeyen yaralardan, ağır gıda sıkıntısından ve temel insani gereksinimlerin yokluğundan ölüyorlar' diyor.

Doktor 'Ailelerin dışarı çıkartılacağı bir koridor açılması için rejimle yaptığımız tüm müzakereler başarısız oldu. Yaralıları dışarı çıkartmaya çalışıyoruz. Üç bin hastamız var ve bini yaralı, çoğu da kadın ve çocuklar' diye konuşuyor.

Kirli kuyulardan su içmek zorunda kaldıklarını ve kanalizasyon suyuyla yıkandıklarını anlatan Humuslu doktor, ot ve çürümüş pirinç yiyerek hayatta kalmaya çalıştıklarını ve 500 gündür elektrik olmadığını anlatıyor.

Haberde ayrıca, aralarında bazı Nobel ödülü sahiplerinin de bulunduğu 55 tanınmış doktorun Tıp dergisi Lancet'te yazdıkları makalede hasta ve yaralılara ulaşılamamasını ve hastanelerin hedef alınmasını kınadıkları belirtiliyor.

Yunanistan'da bir solcu müzisyenin Neo-Nazi partisi Altın Şafak'a üye olduğundan şüphelenilen bir kişi tarafından bıçaklanarak öldürülmesi ülke genelinde protesto dalgası başlattı.

Altın Şafak destekçisi olduğu belirtilen 45 yaşındaki bir kişinin, 34 yaşındaki hip hop şarkıcısı Pavlos Fissas'ı öldürdüğünü itiraf ettiği kaydediliyor.

Cinayetle ilgisi olmadığını savunan Altın Şafak, son dönemde göçmenleri hedef alan bir dizi saldırıdan sorumlu tutuluyor.

Yunanistan Başbakan Yardımcısı Evangelos Venizelos da Altın Şafak'ın 'suç örgütü sayılması gerektiğini' söyledi.

'Şafaktaki karanlık'

Ancak Financial Times, 'Şafaktaki Karanlık' başlıklı başyazısında, 'Yunanistan aşırı sağı yasaklamamalı, yasaları uygulamalı' diyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;

'Bazı milletvekilleri şimdi Altın Şafak'ın yasaklanması çağrılarında bulunuyor. Diğerleri de Altın Şafak'ı bir suç örgütü olarak yaftalayacak yasalar geçirilmesini. Ama anayasa siyasi partilerin yasaklanmasını yasaklıyor. Ayrıca Yunanistan'ın zaten ağır olan hukuk kitaplarının yeni yasalara ihtiyacı yok. Mevcut yasalar şiddeti teşvik eden ve masumları avlayanların peşine düşmek için yeterli. Tüm yapılması gereken, siyasi bedeline aldırmaksızın yasaları uygulanması. Koalisyon hükümetinin başlıca partisi merkez sağcı Yeni Demokrasi, gelecek yılki yerel seçimler öncesi, aşırı sağa daha fazla oy kaybetmekten kaygı duyabilir. Ancak yanıt ne bu alçaklıkları hoş görmek, ne de Altın Şafak'ı yeraltına itmek. Bu sadece Altın Şafak'ın düzen karşıtı bir ses olarak çekiciliğini arttıracaktır. Altın Şafak'ı engellemenin en etkili yolu, parti liderlerinin durdurmak için hiçbir şey yapmadığı parti taraftarlarının barbarca davranışları açıkça gözler önüne sermektir.'

Yunanistan'daki gelişmelere geniş yer veren Independent da birkaç hafta önce yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre Altın Şafak'ın aldığı desteğin iki katından fazla arttığını ve partinin ülkenin en büyük üçüncü siyasi gücü haline geldiğini yazıyor. Ancak uzmanların bu durumun değiştirilebileceği görüşünde olduğu vurgulanıyor.

'Altın şafak ifşa edilmeli'

Haberde görüşlerine yer verilen Atina'daki Panteion Üniversitesi'nden siyaset bilimi profesörü Vasiliki Georgiadou Altın Şafak destekçilerinin üçte birinin inanmış taraftarlar, geri kalanın da ana akım partileri cezalandırmak isteyenler ve 'gezici oylar' olduğunu söylüyor.

Georgiadou, 'Bu seçmenler aşırılık yanlısı, ya da Nazi değil, şiddeti de onaylamıyorlar' diyor ve partinin suç faaliyetleri ifşa olunursa bu kesimlerin Altın Şafak'ı terk edeceğini ekliyor.