BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

10 Temmuz 2011 Basın Özeti

İngiliz pazar gazetelerinden seçtiklerimiz: İngiltere'deki 'telekulak' skandalının yansımaları; Hama kenti Esad'a direniyor; Afrika'da kuraklık ve açlık...

Abone ol

İngiliz pazar gazetelerinin bir numaralı konusu 'Murdoch İmparatorluğu'nun' aldığı darbe.

Konuya en geniş yer ayıran gazete olan Observer, Murdoch'un on yıllar boyunca İngiliz medyası ve siyasi hayatı üzerinde büyük söz sahibi olduğunu ancak geçtiğimiz hafta yaşananların herşeyi değiştirmişe benzediğini belirtiyor.

Gazete 'bu Murdoch İmparatorluğu'nun düşüşe geçtiği nokta mı' diye soruyor.

Observer yazarı Henry Porter 'otuz yılı aşkın zamandır kimse siyasetin Rupert Murdoch tarafından kendi çıkarları için istismar edilmesini sorgulamaya cesaret edemedi' diyor.

Şu anda baba Rupert Murdoch ve çocuklarının yönetimindeki, dünyanın en güçlü medya gruplarından biri olan, News International bir telefon dinleme skandalı nedeniyle yoğun baskı altında.

Grubun gazetelerinden biri olan, telefon dinleme skandalının ortasındaki, News of the World gazetesi bugünkü sayısıyla 168 yıllık hayatına son veriyor.

Observer, 'bir hafta önce kimse İngiltere'nin en çok satan gazetesinin bugün son kez çıkacağını tahmin edemezdi' diyor.

Bugün yayın hayatına son veren News of the World, sansasyonel haberleriyle ünlü ve 3 milyona yakın tirajıyla İngiltere'nin en çok satan gazetesiydi.

Observer makale sayfasında, Lordlar Kamarası'nın İşçi Partili üyesi David Puttnam'ın bir yazısına yer vermiş.

Puttnam 'demokrasimiz Stasi taktikleri uygulayan bir medya grubunun hegemonyası altında zarar gördü' diyor.

Lord Puttnam 'önümüze çıkan bu fırsatı özgür ve çoğulcu bir medya ortamı yaratmak için değerlendirmeliyiz' çağrısı yapıyor.

Sunday Telegraph İngiltere'nin önde gelen politikacılarının Murdoch'la ilişkisini değerlendiriyor.

Gazete, 1997-2010 arasında İngiltere'de iktidarda olan İşçi Partisi'nin Tony Blair'in liderliği döneminde Murdoch'la iyi ilişkilere sahip olduğunu, bunun Gordon Brown'un liderliği devralmasıyla değişmeye başladığını yazıyor.

Gazeteye göre Brown Murdoch'a, 2010'daki seçimi kazanırsa News International'ın peşine düşeceğinin işaretini vermiş.

İşçi Partisi Brown liderliğide girdiği o seçimi kaybetmiş ve şu an iktidarda olan Muhafazakar-Liberal koalisyonu kurulmuştu.

'Murdoch İmparatorluğu'nun' parçası olan Sunday Times ise başyazısında, 'cadı avcılarından sakının' diyor.

News of the World'ün yaptıklarının savunulamaz olduğunu kabul eden gazete, okuyucularını bu olayı bahane ederek, ticari kazanç sağlamak için Mews International grubuna karşı saldıranlara karşı uyarıyor.

Bulvar gazetesi News of the World'ün karıştığı skandal, News Corporation'ın İngiltere'de genişleme planlarını da tehlikeye soktu.

News Corporation şu anda yüzde 39'una sahip olduğu, ülkenin en büyük dijital yayın platformu BSkyB'nin hisselerinin tamamını satın almak istiyor.

Buna izin verilmesi durumunda, grup İngiltere'de tüm medya kuruluşlarını gelir açısından gölgede bırakan bir dev haline gelecek.

Independent on Sunday, ana muhalefet İşçi Partisi'nin lideri Ed Milliband'in buna karşıolduğunu bildiriyor.

Daha önce satışa yeşil ışık yakan İngiliz hükümetinin nihai kararını sonbahara bırakabileceği konuşuluyor.

Gazete, Milliband'in Muhafazakar Partili başbakanı, anlaşmayı ertelemezse Avam Kamarası'nda konuya ilişkin oylamayla tehdit ettiğini yazıyor.

Hama kenti Beşar Esad'a karşı

Sunday Times Suriye'nin Hama kentinde son durumu aktarıyor.

Hama, şu anda Mart ayında başlayan ve ülkenin büyük bir bölümüne yayılan ayaklanmanın merkezi konumunda.

Gazetenin Hama'daki muhabiri Hala Cabir kentin yönetimin saldırısına hazırlandığını bildiriyor.

Habere göre, kent tanklar tarafından sarılırken, halk orduya karşı koymaya kararlı.

Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın babası, 1982 yılında yönetimine karşı ayaklanan Hama'da katliam yapmıştı.

Katliamda tam olarak kaç kişinin öldüğü bilinmiyor. Ancak bu sayının on binlerce olduğu düşünülüyor.

Gazete, şu anda da kentte kararlı bir direniş havası estiğini aktarıyor.

Gazete, kendisini ebu Arif olarak tanıtan bir muhalifin şu sözlerini aktarıyor: 'ya şerefimizle yaşayacağız ya da bu uğurda öleceğiz'...

Afrika'da kuraklık ve açlık

Sunday Telegraph Kenya'nın kuzeyindeki bir mülteci kampındaki manzarayı aktarıyor.

Gazete, 40-50 kilometre boyunca uzayıp giden kampın yarım milyona yaklaşan nüfusuyla bir mülteci kampından ziyade kente dönüştüğünü yazıyor.

Dabaab mülteci kampına acil uluslararsı yardım gerektiğini belirten gazete, kampta çoğu kadın ve çocuk yüz binlerin içleracısı bir durumda olduğunu kaydediyor.

Gazete bir uzmanın, Batılı yardım örgütlerinden, bölgeye 'acil yardım yara bandı yapıştırmaktansa' uzun dönemli bir gıda yardım programı yürütmelerini istediğini yazıyor.