BIST 10.324
DOLAR 32,21
EURO 34,75
ALTIN 2.453,74
HABER /  GÜNCEL

Sevişmek isteyince boynunu kırmış!

Genç kadın evinde boynu kırılmış ve bıçaklanmış olarak bulundu. Katil zanlısının iddiaları ise inanılır gibi değil...

Abone ol

Antalya'da evinin yanması sonrası yanmış cesedi bulunan 33 yaşındaki Zeynep Kamil Gülaras'ın otopsisinde, boynunun kırıldığı ve vücudundan bıçaklandığı belirlendi.

Cinayete kurban gittiği anlaşılan kadının katil zanlısı olarak, 27 yaşındaki Abdülbaki Yılmaz Kayseri'de yakalandı. Şüpheli ifadesinde, Zeynep'le sevgili olduklarını, olay günü kendisiyle sevişmek istediğini, kendisinin ise ‘gezelim’ dediğini, bu yüzden çıkan tartışma sonucu öldürdüğünü söyledi.

YANGIN SONUCU ÖLMEDİĞİ ANLAŞILDI

Antalya'da 11 Kasım günü Kültür Mahallesi 3843 Sokak numara 12'de çoıkan yangının ardından, evin içinde Zeynep Kamil Gülaras'ın yanmış cesedi bulundu. Genç kadının Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Kurumu morgunda yapılan otopsisinde boynunda kırık ve vücudunda 2 bıçak darbesi olduğu, yangın sonucu değil, boynu kırılıp bıçaklanarak öldürüldüğü ortaya çıktı. Olayın cinayet olduğunun belirlenmesi üzerine araştırma başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Zeynep Kamil Gülaras'ın şehirlerarası otobüs terminali karşısında bulunan bir akaryakıt istasyonunda çalıştığını belirledi. Polis akaryakıt istasyonunun güvenlik kamerası kayıtlarını incelemeye aldı.

KAYSERİ'DE YAKALANDI

3 gün boyunca kamera kayıtlarını inceleyen polis, Gülaras'ın cinayetten 1 gün önce yanına gelen bir erkekle işyerinden ayrıldığını gördü. Polis kamera kayıtlarına giren kişinin, Ankara, İstanbul ve Kayseri'de çok sayıda gasp, yağma ve cinsel taciz olayına karışan Abdülbaki Yılmaz olduğunu belirledi. Şüpheliyi yakalamak için çalışma başlatan Cinayet Bürosu dedektifleri, Yılmaz'ın Kayseri'de olduğunu saptadı. Kayseri'ye giden özel bir ekip şüpheliyi saklandığı evde gözaltına aldı ve Antalya'ya getirdi. Şüphelinin Kayseri'de kaldığı yerde yapılan aramalarda ise ölen Zeynep Kamil Gülaras'a ait olduğu belirlenen cep telefonu ve dizüstü bilgisayar bulundu.

‘ÖLDÜRDÜM AMA EVİ BEN YAKMADIM’

Sorgusunda cinayeti itiraf eden Abdülbaki Yılmaz ifadesinde şunları anlattı:

“Ben otobüslerde muavin olarak çalışıyorum. Antalya'ya geldiğim dönemlerde kendisinin çalıştığı akaryakıt istasyonuna gidiyorduk. Kendisiyle burada tanıştım ve sevgili olduk. Sık sık onu ziyarete geliyordum, aynı zamanda işim gereği zaten buraya gelirdim. Beni arayarak özlediğini söyledi ve gelmemi istedi. Ben de çıkıp yanına geldim. Ama bu kez iş için değil, gezmek eğlenmek ve onu görmek için gelmiştim. Evde otururken, ‘Hadi kalk beni gezdir. Ben Antalya'ya gezmek için geldim evde oturmak için gelmedim’ dedim. O ise ‘Boş ver otur oturduğun yerde, sevişmek istiyorum ben, hadi sevişelim’ diyerek oturduğum yere geldi. Ben, az önce seviştiğimizi söyleyerek ‘Gezmek istiyorum sevişmek istemiyorum’ dedim. Tartışmaya başladık. Benimle birlikte yaşamak istiyordu. ‘Gel Antalya'ya benim erkeğim ol birlikte olalım ve kalalım’ dedi. Ben ise ‘Gezelim’ dedim ve tartışırken kendisine tokat attım. Sonra o da bana vurmak isteyince sinirlenip boğazını sıktım. Boğazını sıkarken o hala bana vurmaya çalışıyordu. Sinirlenip masanın üzerinde duran bıçağı alıp sapladım. Sonra öldüğünü anlayınca param olmadığı için cep telefonu ve bilgisayarını alıp gittim. Ama evi ben yakmadım. O sırada ocakta çay vardı. Belki bu yüzden yangın çıkmış olabilir.”

Zanlı ifadesinin ardından çıkarıldığı nöbetçi mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.

GENÇ KIZ HIRSIZLARA BÖYLE DİRENDİ

[PAGE]

Olay Fatih Fındıkzade Millet Caddesi üzerinde bulunan KİM markette meydana geldi. Güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen olayda soyguncu 20:10 da markete giriş yapan soyguncunun, kafasında siyah şapka, yüzünde hastaların korunmak için taktığı maske ve yakaları kaldırılmış siyah bir mont giydiği görülüyor.

Markette yaklaşık 5 dakika kalan soyguncu 20:15'te kasaya yönelerek sıraya giriyor. Sıradan bir müşteri gibi sükunet içinde bekleyen soyguncu önce marketten aldığı bir ürünü kasiyere veriyor. Kasiyerin ürün kodunu girmeye çalıştığı esnada soyguncu elindeki parayı kasiyere veriyor.

Soyguncu, kasiyerin ürün ücretini kasaya koymaya çalıştığı esnada cebindeki silahını çıkararak mermiyi silahın ağzına veriyor ve ardından soyguna başlıyor. Kasiyere silahı doğrultan soyguncu bir yandan da kasadaki parayı almaya çalışıyor. Saniye saniye kaydedilen olayda kasiyer silaha aldırmadan soyguncuya engel olmaya çalışsa da soyguncu vatandaşların şaşkın bakışları altında kasadaki yaklaşık 2 bin TL'yi alarak hızla marketten kaçıyor.

Soygun sonrası durum polis bildirilirken kasiyer genç kızın arkadaşları da yanına gelerek ona destek oluyor.

Fatih'te son bir ay içinde benzer şekilde, aynı kişi tarafından 3 farklı soygunun daha gerçekleştirildiği, güvenlik kameraları tarafından tespit edilen soyguncunun 4 soygunu da markette yaptığı öğrenildi.

Polis ekipleri silahlı soyguncuyu yakalama için geniş çaplı araştırma başlattı.

DİLLERE DESTAN AŞK MEZARDA BİTTİ

[PAGE]

MERSİN'de yüksek gerilim hattındaki akıma kapılarak yaşamını yitiren 23 yaşındaki Armağan İş'in evlilik hazırlığı yaptığı nişanlısı 22 yaşındaki Gizem Tekin cenazede gözyaşlarına boğuldu. Genç kız, nişanlısının tabutuna sarılıp, “Dillere destan aşkımız mezarda bitti” diye ağıt yaktı.

Olay, dün sabah merkez Akdeniz İlçesi'ne bağlı Hebilli Köyü'nde meydana geldi. Bir kimya şirketinde çalışan 5 işçi, fabrikaya ait araziye aydınlatma direği diktikleri sırada, taşınan demir direk yüksek gerilim hattına temas etti. Bunun üzerine akıma kapılan işçilerden Armağan İş, olay yerinde hayatını kaybederken, 4 arkadaşı da yaralandı.

Kazayla ilgili soruşturma sürdürülürken, Armağan İş'in cenazesi bugün Mersin Devlet Hastanesi'nde yapılan işlemlerin ardından ailesine teslim edildi. Nişanlısının tabutuna sarılarak ağıt yakan Gizem Tekin güçlükle teskin edildi. Evlilik hazırlığı yapan genç kız, “Biricik aşkım. Dillere destan aşkımız mezarda bitti. Beni bırakıp gidemezsin, daha evlenecek, hayalimizdeki yuvayı kuracaktık” diye ağıtlar yaktı.

5 yıldır aşk yaşayan ve 2 yıl önce nişanlanan çiftin evlilik için eşya satın aldığı belirtilirken, Armağan İş'in cenazesi götürüldüğü Akbelen Mezarlığı'nda toprağa verildi.



ÖNCE YEMEK ISMARLAYIP SONRA TECAVÜZ ETTİLER HABERİ İÇİN SAYFAYI ÇEVİRİN

[PAGE]



ÖNCE YEMEK ISMARLAYIP SONRA TECAVÜZ ETTİLER

Bursa’da, parçalanmış ailelerin kızlarına yemek ısmarlayıp, kıyafet aldıktan sonra uyuşturucu vererek tecavüz ettikleri ve pazarladıkları öne sürülen 15 kişi yakalandı

Polis, bir vatandaştan gelen ihbar üzerine yaptığı araştırmada 14-16 yaş arasındaki yedi kız çocuğunun bazı kişilerin cinsel saldırısına uğradığını ve para karşılığı pazarlandıklarını belirledi.

Osmangazi ilçesinde şüphe üzerine durdurulan otomobilde, yaşı küçük kızlarla birlikte şüpheli şahısları yakalayan polis, Aydın Kayır (29), Ramazan Yörüten (27), Mustafa Oba (34) ve Osman Özdemir’in (27) parçalanmış ailelerin çocuklarına kalacak yer temin ettikten sonra cinsel istismarda bulunduklarını, ormanlık alanda ve evlerde çektikleri iç çamaşırlı fotoğraflarıyla çocukları tehdit ettiklerini ortaya çıkardı.

Kız çocuklarını 30-40 TL’ye erkeklere pazarlayan şüphelilerin suçlarını itiraf etmesi üzerine istismarda bulundukları iddia edilen 12 kişinin de yakalanmasıyla, gözaltına alınan şüpheli sayısı 15’e yükseldi. Polis, çetenin kandırarak ve tehditle kullandığı yedi kızdan ikisinin daha önce yurtta kaldığını ancak kaçıp yanlarına geldiğini belirledi.

El bombalı fuhuş çetesi

Antalya’da, bir müşterisinin telefonunundan “157 İnsan Ticareti” hattını arayan bir kadının zorla tutulduklarını ve fuhuşa zorlandıklarını ihbar etmesi üzerine üç ayrı adrese eşzamanlı baskınlar düzenlendi. Dördü Türkmenistan, biri Azerbaycan uyruklu beş kadın ile bu kadınları erkeklere pazarladığı iddia edilen Hasan T., Akif E., Alaaddin E. ve İlayda A. adlı dört şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin kaldıkları evlerden birinde el bombası bulundu.

ATTIĞI DAYAGI GAZETELERE HABER YAPTIRMIŞ.. BİR SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]


Attığı dayağı haber yaptırmış

Trabzon Valiliği, kendisini dolandırdığı gerekçesiyle ellerini bağladığı muavini alıkoyan kişiye polislerin müdahale etmediği iddiasıyla ilgili olarak ''muavini iple çeken kişinin olayı polislere haber vermeden önce arkadaşı olan gazeteciye haber vererek, böyle bir haberi planladığını itiraf ettiğini'' bildirdi.

Valiliğin Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Trabzon Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde 4 Aralık 2009 tarihinde saat 14.45 sıralarında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma olayı meydana geldiği anımsatıldı.

Zeki Gürsoy'un (43) 16 Kasım 2009'da Ulusoy firmasında şehirler arası çalışan 61 S 0528 plakalı otobüsünde yakıt ihtiyacının karşılanması amacıyla bıraktığı kredi kartından karşılığı olmayan para çekildiğini tespit ederek Trabzon Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliğine müracaatta bulunduğu belirtilen açıklamada, banka kameralarının incelenmesi sonucu, kredi kartından para çeken kişinin aynı otobüste muavin olarak çalışan Hakan Çiçek (24) olduğunun öğrenildiği ifade edildi.

Hırsızlık Büro Amirliği görevlilerinin cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda, kredi kartı dolandırıcılığıyla ilgili olarak tahkikat evrakı hazırlayarak adli işlem başlattığı kaydedilen açıklamada şöyle denildi: ''Bu olayla bağlantılı olarak 61 S 0528 plakalı otobüsünün seferden Trabzon Terminali'ne gelmesini bekleyen Zeki Gürsoy'un, otobüsü servis sonrasında temizleyen Hakan Çiçek'in yanına giderek para cüzdanını banka ekstrelerini incelemek için isteyip içinden 120 TL'yi aldığı, Çiçek'e şirket çalışanlarıyla ilgili lazım olan belgeler olduğunu söyleyerek boş senet imzalattırıp ellerini arkadan iple bağlayıp terminaldeki otobüs parkından itibaren Ulusoy yazıhanesine kadar küfür, hakaret ve darbederek, çekerek götürdüğü, burada teşhir ettiği anlaşılmıştır.'' Gürsoy'un bu olayı, Çiçek'in ifadesinden de anlaşılacağı üzere, polislerden önce gazeteci arkadaşını arayıp planladığı belirtilen açıklamada, suçüstü yakalanan Gürsoy hakkında nöbetçi cumhuriyet savcısına bilgi verilerek ''kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma'' suçlarından tahkikat yapıldığı bildirildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi: ''Bugünkü internet, ulusal ve yerel basında, 'Polis bakmakla yetindi, vatandaş müdahale etti' haberiyle ilgili olarak, gazetede görünen polis memurlarının olayı anladıkları anda müdahale ettikleri ve elleri arkadan iple bağlı olan Çiçek ile Gürsoy'u polis noktasına getirerek Çiçek'in ellerini çözdüğü, polis noktasına takviye ekip çağırdığı anlaşılmıştır. Çiçek'i iple çeken Gürsoy, ifadesinde, bu olayı polislerden önce arkadaşı olan gazeteciye haber malzemesi olarak verdiğini ve böyle bir haberi planladığını itiraf etmiştir.'' Trabzon'da, yolcu otobüsü sahibi Zeki Gürsoy'un, akaryakıt alınması için otobüse bıraktığı kredi kartından kendisinden habersiz para çektiği gerekçesiyle muavin Hakan Çiçek'i ellerini iple bağlayarak Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde teşhir ettiği yönünde bir gazetede haber yayımlanmıştı. Haberde, terminalde görevli polislerin olayı görmelerine rağmen Çiçek'i darbederek yürüten Gürsoy'a müdahalede bulunmadığı iddia edilmişti.

POLİSLER HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATTI
Trabzon Cumhuriyet Savcılığı, otobüs sahibi olduğu belirtilen iş adamı Zeki G'nin (43), aracın yakıt ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması için verdiği kredi kartından para çektiğini öne sürdüğü muavin Hakan Ç'yi (24), Trabzon Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde dövüp ellerini iple bağlayarak bir süre alıkoyduktan sonra polise teslim ettiği, ancak olay yerindeki polislerin duruma müdahale etmediği iddiası üzerine harekete geçti.

Savcılık, bir gazetede yer alan haber ve fotoğrafları ihbar kabul ederek polislerin görevlerini ihmal edip etmediği belirlemek için soruşturma başlattı.

Savcılık yetkilileri, kişinin alıkonulmasının suç olduğunu ve polisin bu olaya müdahale etmesi gerektiğini, Hakan Ç'nin alıkonulmasına olay yerindeki polislerin müdahale edip etmediğinin araştırıldığını ifade etti. Soruşturmanın, olayda polislerin kusuru olup olmadığı yönünde yürütüldüğünü belirten yetkililer, kusurları varsa haklarında yasal işlem başlatılacağını kaydetti.

İŞ ADAMI, MUAVİNDEN ŞİKAYETÇİ OLMUŞ

Bu arada, iş adamı Zeki G'nin, 19 Ekim 2009'da Trabzon Asayiş Şube Müdürlüğüne başvurarak, Değirmendere Mahallesi'ndeki bir bankaya ait ATM'den, şehirler arasında çalışan otobüsüne yakıt alması için verdiği kredi kartıyla izinsiz olarak 1955 TL çektiğini öne sürdüğü Hakan Ç'den şikayetçi olduğu belirtildi.

Bu olayın ardından polislerce yakalandığı ve Emniyette hakkındaki suçlamayı kabul ettiği bildirilen Hakan Ç'nin, daha sonra Savcılığın bilgisi dahilinde serbest bırakıldığı öğrenildi.

''120 LİRASINI ALIP BOŞ SENET İMZALATTI'' İDDİASI

İş adamı Zeki G'nin de muavin Hakan Ç'yi, serbest bırakılmasından sonra 4 Aralık 2009'da, Trabzon Şehirlerarası Otobüs Terminali'ndeki bir otobüste yakalayıp cüzdanındaki 120 lirasını aldıktan sonra ''şirket çalışanları için gerekli belge'' diyerek, boş senede imza attırdığı iddia edildi.

Hakan Ç'yi dövüp ellerini iple bağladıktan sonra bir süre otogardaki parktan itibaren yürüterek bir otobüs yazıhanesine götürdüğü öne sürülen Zeki G'nin de bu olayın ardından polislerce ''Hakan Ç'yi alıkoyduğu ve parasını gasbettiği'' iddiasıyla gözaltına alındığı belirtildi. Zeki G'nin de, savcılığın talimatıyla ifadesi alındıktan Emniyetten serbest bırakıldığı bildirildi.

DNA TESTİYLE MİLYONER OLDU

[PAGE]

Gayrimeşru bir ilişkiden doğan Hamit Nişancı 45 yıl sonra babasını DNA testiyle kanıtladı ve büyük bir mirasın mirasçısı olmaya hak kazandı.

İzmir Seferihisar’da arazi zengini olan ve ilçenin eski belediye başkanı Hamit Nişancı’nın babası Turgay Nişancı’nın başrolde olduğu dava konusu olay 45 yıl öncesine dayanıyor.

1964 yılında 17 yaşında olan M.S. adlı genç kız, o tarihte ticaret ve çiftçilikle uğraşan ve bekar olan Turgay Nişancı’nın evlenme vaadiyle kendisiyle ilişkiye girdiğini, bu ilişkiden hamile kaldığını belirterek cezalandırılması talebiyle Seferihisar Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulundu.

O YILLARDA DNA YOKTU

Dilekçeyi incelen savcılık, şikayetin 6 ay içinde yapılmadığını ve sürenin geçtiğini belirterek başvuruyu reddetti.

Kendi nüfusuna kaydettirip adını ‘Yüksel’ koyduğu oğlunun kimliğine babasının adını yazdırmakta kararlı olan M.S., 6 Ağustos 1965’te Turgay Nişancı’ya karşı ’babalık’ davası açtı ve 150 lira da nafaka talep etti.

O yıllarda Adli Tıp Kurumu’nun, DNA testi gibi bugünkü olanaklara sahip olmaması nedeniyle, sadece alınan kan örnekleri sonucunda Nişancı’nın, Yüksel’in babası olabileceği yönünde rapor verildi. Ancak tanık ve başka delil olmadığı için, Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi davayı reddetti.

41 YIL SONRA BABASI OLDUĞUNU İSPATLADI

Aradan yıllar geçti. Büyüyüp taksicilik yapmaya başlayan Yüksel Sakarya, 13 Nisan 2005’te yeniden mahkemeye başvurdu.

Bu kez açılan davada Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi, Adli Tıp Kurumu’nda yapılan DNA testi sonucu gelen ’yüzde 99.99 babasıdır’ raporu ve toplanan delillere göre, arazi zenginin işadamı Turgay Nişancı’nın, taksici Yüksel Sakarya’nın babası olduğuna karar verdi.

O DA ARTIK MİRASÇISI

44 yaşındaki Yüksel Sakarya, yaklaşık 120 gayrimenkul tapusu bulunan, bir oğlu ve iki kızı olan Turgay Nişancı’nın dördüncü çocuğu olarak nüfusuna girdi.

5 YILDIR KARINA BEN HİZMET EDİYORUM!

[PAGE]

Aslı Alp ve eşi Şükrü Alp, Kahramanmaraş'ta 50 yaşındaki öğretmen Mustafa Yaprak'ı öldürdüğü suçlamasıyla tutuklu yargılanıyorlar. Duruşmada Aslı Alp “Mustafa ile dost hayatı, karı- koca hayatı yaşamadım. Ancak birden çok farklı yerlerde cinsel ilişkiye girdik. Eşimin bu ilişkiden haberi yoktu” dedi. Aslı Alp aşığının kocasına "5 yıldır karına ben hizmet ediyordum" demesi üzerine kocasının elindeki silahı ateşlediğini söyledi.

KOCA, İKİSİNİ EVDE YAKALADI

İngilizce öğretmeni 33 yaşındaki Aslı Alp'in Selçuklu Mahallesi'ndeki evinde 9 Eylül'de meydana gelen olayda, 5 yıldır Irak'ta çalışan 44 yaşındaki Şükrü Alp, evinde yakaladığı Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu'nda Fen Bilgisi öğretmeni olan evli ve 3 çocuk babası Mustafa Yaprak'ı tabancayla vurarak öldürdü.

Şükrü Alp, tek çocuklarının annesi olan eşi Aslı Alp'i de yanına alarak gittiği Adana'da polise teslim oldu. Tutuklanan çiftten Şükrü Alp hakkında ‘cinayet’ suçundan ömür boyu, eşi Aslı Alp hakkında da ‘cinayete iştirak’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.

ARBEDE ÇIKTI VURDUM

Bugün Kahramanmaraş 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan Şükrü Alp, 5 yıldır Irak'ta çalıştığını olay tarihinde izinli olarak eşinin yanına geldiğini, Adana'daki ailesini ziyaret etmek için hazırlık yaparken evde Mustafa Yaprak ile karşılaştıklarını belirterek, şunları anlattı: “Daha önce evime hırsız girdiği için can güvenliği amacıyla ruhsatsız bir tabanca bulunduruyordum. Mustafa Yaprak'ı evde görünce silahı aldım. Aramızda çıkan arbede sırasında tabanca patladı, öldürme kastım yoktu.”

BİRDEN FAZLA CİNSEL İLİŞKİDE BULUNDUM

Aslı Alp ise 2004'te zorunlu hizmet nedeniyle tayin edildiği Kahramanmaraş'ta aynı okulda görev yaptıkları meslektaşı Mustafa Yaprak'ın kendisine birçok konuda yardımcı olduğunu, aralarında bir yakınlaşma olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:

“Mustafa ile dost hayatı, karı koca hayatı yaşamadım. Ancak birden çok farklı yerlerde cinsel ilişkiye girdik. 2005'ten bu yana ilişkimiz devam etti. Eşimin bu ilişkiden haberi yoktu. Olay günü Adana'ya gittiğimiz için Mustafa, beni son kez görmek için evime gelmek istedi. Ben de eşimin evde olduğunu gelmemesi gerektiğini söyledim. Eşim su faturası yatırmaya gidince ısrarlarıma rağmen eve geldi. Bu sıra eşimde eve geldi ve koridorda karşılaştılar. Mustafa'ya kim olduğunu bağırarak sordu.

5 YILDIR KARINA BEN HİZMET EDİYORUM

Mustafa ise ‘Asıl sen kimsin? 5 yıldır sen neredeydin? 5 yıldır ben karına hizmet ediyorum’ dedi. Eşimin elinde silah vardı. Tartışma sırasında eşim sinirlenerek silahı bana yöneltti. Mustafa'ya ise tekme ve yumruk attı. Bunun üzerine Mustafa sendeledi. O sırada eşim silahı bana doğrultarak her ikimizi de öldüreceğini söyledi. Mustafa, ‘Şimdi mi kocalığın aklına geldi?’ deyince eşim bir tekme daha attı. Mustafa ise eşimin üstüne doğru yürüdü. Bu sırada tabanca birden patladı.” Sanık çiftin tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

BİSKÜVİLİ SAPIK DEHŞETİ HABERİ BİR SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]


BİSKÜVİLİ SAPIK DEHŞETİ
Bursa'da, bisküvi vererek kandırdığı yaşı küçük 2 çocuğu taciz etmeye çalıştığı iddia edilen inşaat işçisi tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Edinilen bilgiye göre, Yavuz Selim Mahallesi'nde inşaat işçiliği yapan 27 yaşındaki Latif A., 12 yaşındaki 2 küçük çocuğa bisküvi ikram ederek yanlarına sokuldu. Belindeki kuru sıkı tabancasını gösterdiği çocukları, "Erkek lazım mı, yeriniz var mı?" diyerek taciz ettiği iddia edilen şüpheli, vatandaşların polise yaptığı ihbar üzerine yakalandı.

Ahlak bürosu ekipleri tarafından, "cinsel istismar" suçundan adliyeye sevk edilen şüpheli, hakkındaki iddiaları yalanladı. Zanlı, cinsel istismar suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Şüphelinin tacizine maruz kalmış olabileceği düşünülen çocukların korkudan ailelerine söylememiş olabileceği ihtimali üzerinde duran polis, soruşturmasını sürdürüyor.