BIST 9.888
DOLAR 32,58
EURO 35,02
ALTIN 2.461,63

Kılıçdaroğlu'nun başörtülü sevdası ve soysuz sözlük!

Artık resmen seçim sürecine girdiğimize emin olabilirsiniz. Çünkü seçim öncesi dindar, seçim sonrası kindar olan CHP'de çarşaf, sarık ve başörtüsü sezonu açıldı.!

Artık resmen seçim sürecine girdiğimize emin olabilirsiniz. Çünkü seçim öncesi dindar, seçim sonrası kindar olan CHP'de çarşaf, sarık ve başörtüsü sezonu açıldı!

Çok değil, daha bir ay önce, "Seçim üzerinden din istismarı yapma ey Recep Tayyip Erdoğan" diyen Kemal Kılıçdaroğlu'na bakarsak, CHP bu yıl yine iddialı!..

Gerçi geçen dönem çarşaf açılımı yaparak daha hızlı ve daha güçlü argümanlarla girmişlerdi seçim sürecine ama, birileri seçimden sonra çarşafı yırtınca, bu yıl aynı şeyden nemalanmak nasip olmadı.

İşin şakası bir yana...

Amerikalılar madalya umuduyla zencileri olimpiyattan olimpiyata severmiş. Bizim CHP'de oy umuduyla başörtülüleri seçimden seçime seviyor anlaşılan!

Bir başka deyişle, her yıl Ramazan ayında promosyon karşılığı okurlarına seccade dağıtıp, Ramazan biter bitmez dağıttığı o seccadede namaz kılan insanlara şeriatçı-yobaz muamelesi yapan gazetelerin durumu neyse, CHP'nin durumu da tıpatıp o...

Dün düzenlenen iftar yemeğinde konuşmuş Kılıçdaroğlu... Mütedeyyin insanlarla CHP arasındaki kopukluktan bahsetmiş, "Biz onlara öcü gibi baktık. Daha yeni yeni birbirimizi tanımaya başladık" demiş.

Bakın başka neler demiş:

"Bu sorun yıllar önce çözülüp, başörtülü öğrenciler üniversiteye girmeliydi." demiş.

"Türkiye bu konu halledilemediği için uzun yıllar boşa efor sarf etti" demiş...

"Niye başörtülü kızlarımız üniversite okumasın. Bakın şimdi çözüldü ve sıkıntı yok" da demiş...

Göz ayarlarınızla oynamayın! 

Bu sözlerin sahibi gerçekten, ama gerçekten CHP'nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu...

***

Başörtüsü zulmünün her evresini önce insan, sonra gazeteci kimliğiyle yaşamış bir birey olarak, ızdırap içinde okudum bu sözleri.

Bireysel cevabımı da izin verirseniz alt alta sıralayacağım.

Sıralayacağım çünkü, bir siyasi parti liderinin toplumun gözünün içine baka baka onları aptal yerine koymasına gönlüm razı gelmiyor.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu...

"Bu sorun yıllar önce çözülüp, başörtülü öğrenciler üniversiteye girmeliydi."
diyorsunuz..

Haklısınız!

Lakin unuttuğunuz birşey var. Bu yasak sizin siyaset yaptığınız dönemde kaldırıldı. Ancak sizin mensubu bulunduğunuz partiden bir isim, bu yasak kaldırılır kaldırılmaz Anayasa Mahkemesi'ne bizzat giderek itiraz etti. İtiraz kabul edildi ve tekrar yasak başladı.

Siz tanımazsınız, belki hatırlamazsınız diye itiraz dilekçesini veren CHP'li milletvekilinin adını söyleyeyim.

Kemal Kılıçdaroğlu'ydu efendim!

İşte bu tanımadığınız kişiye rağmen Türkiye zaman kaybetse de, artık kızlarımız üniversite eğitimlerini özgürce alabiliyor.

***

"Biz onlara öcü gibi baktık. Daha yeni yeni birbirimizi tanımaya başladık" demişsiniz.

Lakin atladığınız bir durum var

Bu ülkede başörtülüler artık sizin siyasi söylemlerinize dönüp bakmaya tenezzül dahi etmiyor. Ne acıdır ki, "Bir dönem onlara öcü gözüyle baktık" dediğiniz kesim, bu düşünceyi taşıyan sizlere bile "İnsan" diye bakabiliyordu.

Çok zaman geçti.

Çok zaman geçti ve sizin onlara nasıl baktığınız değil, onların size nasıl baktığı, bakarken ne gördüğü önemli artık. Emin olun çok, çok çirkin görünüyorsunuz artık o gözlere...

Çirkin görünüyorsunuz çünkü, Allah korkusuyla değil, oy korkusuyla konuştuğunuzu görebiliyorlar. Eğer söylemleriniz oy korkusuyla olmasa farklı davranırdınız.

Mesela; Ayşe Arman'ın köşe yazılarına dahi konu olan, yolda fiziki ve psikolojik işkenceye maruz kalan başörtülü kadının da hakkını savunurdunuz.

Mesela; "Ben senin gibi böceklerle savaşmaktan geliyorum" diyen bir sokak korsanının saldırısına uğrayan Bugün gazetesi ekonomi muhabiri Zeynep Ceylan'ın kızkardeşinin hakkını da savunurdunuz.

Mesela; Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nın sözlü aşağılama ve hakaretlerine maruz kalan başörtülü kızın gönlünü alabilirdiniz.

Mesela; daha geçen gün, başörtülü olduğu için bir vampirin kafasını yumrukladığı diğer hamile kadını arayıp halini sorabilirdiniz.

Belliydi sizin başörtülüleri sevmeye başladığınız Sayın Kılıçdaroğlu.

Başına başörtüsü geçirip, "Müftünün karısıyım" diyen sahtekar kadını sevip korumanızdan, eleştiren veyahut lanetleyen tek bir kelam etmemenizden anlamıştık zaten başörtülüleri sevmeye başladığınızı!

***

Zerre-i miskal inandırıcılığınız yok!

Hem başörtülüleri öcü gibi görmediğinizi, onları sevdiğinizi söyleyeceksiniz, hem de o başörtülülere saldıran vandalların kirli alınlarına lanetli buseler konduracaksınız!

Hem başörtülülere ve onların haklarına saygı duyduğunuzu söyleyeceksiniz, hem de desteğinizi esirgemediğiniz sayıları yüzbinleri bulan sokak korsanlarının Başbakan'ın ölmüş başörtülü annesine ettiği iğrençten de iğrenç küfürlere bıyık altından gülecek, "Bu çocuklar özgürlük istiyor Recep Tayyip Erdoğan" diyeceksiniz.

Hem yaklaşan seçimler öncesi pastadan pay kapabilmek için dini inançlara sarılacaksınız...

Hem de Hazreti Muhammed'e küfür ve hakaretler eden...

Bütün İslam büyüklerine küfürler savuran...

Başörtülere karşı yakası açılmamış, kağıda kaleme gelmez sözler eden...

Türkiye'nin en çok kin ve nefret suçu işleyen sitesinin yöneticileriyle...

Uyuşturucudan gözaltına alınmış esrarkeş tipleri andıran, "soysuz sözlüğün soysuz yazarları" ile poz verip, onları plaketle ödüllendireceksiniz.

CHP'liler de dahil olmak üzere, 7 milyar insandan kaçı size inanır Sayın Kemal Kılıçdaroğlu?

Siz bile kendinize inanmıyorsunuz, siz bile...

Yılda bir kez oturduğunuz iftar sofrasının manevi ruhuna ters sayılacak, "Bakire kız ve Oflu Hoca" fıkraları anlatarak mı inanca ve inançlı kesimlere saygınızı gösteriyorsunuz? Orası "iftar sofrası", "fıkra sofrası" değil, bunu size kimse anlatmadı mı?

Efendim istirham ediyoruz.

Başörtülerden uzak durunuz. Siz böyle kaldıkça, onlarla uyuşmanız mümkün görünmemekte. Şunu da lütfen unutmayın. Ataları tarihler boyunca onlara, "Bu ülke için öl" dedi, "Böl" demedi.

Bu nedenledir ki, onlarda sizin öpeceğiniz kirlilikte bir alın bulunmuyor!

Son söz!

Başörtüsü sadece öğrenciler için değil, çalışanlar için de büyük bir sorun. Sorunun bu tarafını görmezden gelmek şark kurnazlığı olur.! Eğer gerçekten samimiyseniz çıkın orta yere, bu sorunun aşılması için katkı verin. Başımızı utanç içinde yere eğmemize neden olun.

Ya mahçup edin bizleri, ya da din istismarı yaparak siyasi ikbal peşinde koşmayın olur mu?

Teşekkürler!