BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Haşim Kılıç'tan son dakika açıklama Siyasete girecek mi?

Haşim Kılıç son dakika açıklamasıyla Zühtü Arslan'ın yeni Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na seçilmesine ilişkin değerlendirme yaptı.

Abone ol

Haşim Kılıç son dakika açıklamasıyla Zühtü Arslan'ın yeni Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na seçilmesine ilişkin değerlendirme yaptı.

Bugün yapılan seçimle görevini Mart ayında Zühtü Arslan'a bırakacak olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, basın toplantısı düzenledi.

İşte o konuşmadan çarpıcı satırbaşları:

Ertelemenin tek sebebi arkadaşlarımın talebi üzerine olduğunu belirtmek istiyorum. 25 yıllık görevim sürecinde gizli bir ajandam olmadı. Bugün yapılan bu spekülasyonların cevabını vermem gerekiyordu. 

25 yılboyunca hep açık yüreklilikle konuştum. 25 yıllık süre içerisinde AYM'de neler oldu? Ben bunu uzun uzun size analizini yapmak istemiyorum. bundan önceki yemin töreninde biraz olsun AYM'nin ne olduğunu, hangi noktada olduğunu anlatmaya çalıştım.

hasim-kilic.20150210110047.jpg

AYM'de en önemli yapılan şey ne oldud erseniz; bugün itibariyle geldiğimiz nokyada AYM'nin geçmişte kalan yasaklayıcı sınırlayıcı anlayışından hak ve özgürlüklerin önünü açan ve anayasal ilkeleri evrensel değerlerle dolduran bir AYM var artık: Bundan dolayıdır ki AYM son yıllarda aldığı kararlar nedeniyle hem yurtiçinde hem yurtdışında haklı övgüsünü kazanmıştır, diye rahatlıkla söylüyorum size... 

ZÜHTÜ ARSLAN KİMDİR- ABDULLAH GÜL'ÜN ATADIĞI HAKİM AYM BAŞKANI SEÇİLDİ- HABER İÇİN TIKLAYINIZ

BİREYSEL BAŞVURU

Bugün AYM temel hak ve özgürlükler mahkemesine dönüşmüştür. Bu çervede mahkememiz görevlerini sürdürecektir Şüphesiz ki bu mahkeme temel hak ve özgürlüklerin güvencesidir.

AYM'nin verdiği kararlar sonunda artık gerek AİHM'de gerek diğer uluslararası kuruluşlarda bu mahkemenin etkin bir denetim yaptığı kabul ediliyor. Artık anayasa mahkemesi AİH sözleşmesi sözleşmesinde evrensel hukuk kurallarına göre uygun yorum yapan bir mahkemedir ve bu çok sevindirici bir noktadır. 

Her iktidar döneminde linç edilmekten kendimi hiç bir zaman alamadım. Neden oldu derseniz; bu belki benim özgürlğüklere ve temel haklara bakışımdan ötürü oldu diyebiliriz. Ama şunu belirteyim bu saldırılardan ve eleştirilerden yılmadım doğru bildiğim yoldan yürümeye devam ettim.

Dün eleştirenler bugün alkışladı, bugün alkışlayanlar da yarın eleştirdi. bunların hiçbiri beni etkilemedi.Ben vidanımda beliren düşünceleri sergilemeye yönelik bir kilşilik sergiledim. Haklar ve özgürlüklerin kutsallığına inanıyorum. Bugüne kadar AYM'de yapmış olduğum görevimi emekli olduktan sonra da bu mücadelemi sürdüreceğim, yanlışları ve doğruları söylemeye devam edeceğim.Kim alınırsa alınsın etkilenmiyorum ve etkilenmemeye devam edeceğim.

Artık bugün itibariyle yeni başkanımızı seçmiş bulunuyoruz; bugün itibariyle ben emekli dilekçemi gönderdim ve artık emekliyim. Bu kararı niye aldım? 2013 13 Mart'a kadar sürem vardı, bir ay önceden karar aldım. 

Şuanda bu çatının altında 2 tane başkan var; bir kurumda 2 başkan olmaz. Seçilmiş arkadaşımın plan programını daha rahat bir ortamda yapması adına bugün itibariyle emeklilik kararımı almış bulunuyorum. 

Seçilen ve kalan arkadaşlarıma başarı diliyorum. Aziz milletime  veda ediyorum. Onların hak ve özgürlüklerini her platformda korumaya devem edeceğim. Bu nefes bu bedende olduğu sürece bu görev devam edecektir. Bizim sorunları konuşmaya ihtiyacımız var. Türkiye’de artık öyle bir nefret söylemi gelişmeye başladı ki kutuplaşmanın ayrımlaşmanın farklı zeminlerde diyalog kurmasını kaybediyoruz. Türkiye’nin en büyük tehlikesi nefret söyleminin doğurduğu ortamdır. Bu konuda siyaset aktörlerinin ılımlı anlayışına ihtiyacımız olacaktır. Yargımızın da sorunları var.

Bu nefes bu tende kaldığı sürece bu mücadele devam edecektir, bugün bu çatı altında yarın başka bir platformda...

Türkiye'de öyle bir nefret söylemi gelişmeye başladı ki, bireyler arası diylog zemini kaybetmeye başlıyoruz. Türkiye'nin gelecekteki en büyük potansiyel tehlikesi; nefret söylemi... 

Bildiğiniz gibi 2010 yılındaki anayasa değişikliği ile yargıda özellikle HSYK'da bir seçim sistemi öngörüldü; geniş bir tabanda seçilme imkanı getirildi. Ancak şunu belirtmek isterim HSYK'nın son yapılan seçimde biraz daha çoğulcu olması memnuniyet verici. Seçimin geride bıraktığı tortu ve enkazlara baktıgımızda yargının ne kadar zor durumda olduğunun altını çizmeden geçemeyeceğim...

Ben 2010 yılından AYM kuruluşunda söylediklerimi tekrarlıyorum; Yargıdaki seçimlerin yeniden değerlendirilmesi ve yeni bir usul ve anlayışla sistemin revize edilmesi gerek. Bu seçimlerin olduğu sürece siyasi çekişmeler devam edecektir. Yargı birilerinin hedefine ulaşacağı kamu gücü değildir. 

13 bine yakın hakim ve savcının katkısıyla kurulumuz oluştu. Ancak şunu belirtmek isterim HSYK’nın son seçiminde çoğulcu bir yapının oluşmuş olması memnuniyet verici. Ancak bu seçimin geride bıraktığı enkazı değerlendirdiğimizde yargının ne kadar zorda olduğunu söylemek lazım. En ücra köşeye gidin oradaki hakim ve savcıların hangi siyasi görüşe yakın olduğunu vatandaşlar biliyor. Böyle bir yargı ile devam edemeyiz. Bunun nedeni yargıdaki seçimler. Yargıdaki seçimler yargıyı çürütüyor. Bu seçimlerin yeni bir usul ve anlayışla yenilenmesi gerekiyor. Bu seçimle r oldukça siyasi çekişmeler kırgınlıklar olacaktır. Yargı intikam aracı değildir, yargı birilerinin hedefine ulaşacağı kamu gücü de değildir. Bunlar ülkeye kötülük getirir. Bir adalet kurultayı ile bu konunun görüşülmesi gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde her seçim yargıçlar arasındaki ilişkiyi zedelemekte sıkıntılar doğurmakta. Bu 2010 yılandaki konuşmama bakarsanız orda da bu görüşleri söyledim

Genel Kurmay Başkanı’nı askerlerin, Diyanet İşleri Başkanı’nı din adamlarının seçtiğini, emniyet müdürünün polisler tarafından seçildiğini düşünün. Sonuçlarının ne olacağını siliyorsunuz. Bunlardan çok daha önemli olan yargıda bu seçimler ciddi çürümelere neden olmaktadır. Giderken bu ikazımı bir kez daha yapmak istiyorum.

KILIÇ BASIN MENSUPLARININ SORULARINI YANITLIYOR

Siyasete mi gireceksiniz?

Siyasi projem yok. Bugün emeklilik kararımın temelinde az önce ifade ettiğim gibi yeni seçilen arkadaşıma daha rahat çalışma ortamı bırakmak için aldım. Bu kararımı siyasi proje olarak değerlendirmeyin. Böyle bir projenin devamı değil bu. 25 yıllık burada edindiğin tecrübe temel hak ve özgürlüklerle ilgili çalışmalarımı aktaracağım. Doğruları söylemeye devam edeceğim, bu bir yerde başkan olmak ya da siyasi figür olmakla yürümesi gerekmiyor.

HAŞİM KILIÇ'IN VEDA KONUŞMASI- BASIN TOPLANTISINI İZLEMEK İÇİN PLAYER'A TIKLAYINIZ 




ZÜHTÜ ARSLAN KİMDİR?

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın yaş haddinden 13 Mart 2015 tarihinde emekli olması nedeniyle bugün yeni başkan için seçim yapıldı. Başkanvekili Serruh Kaleli ve üye Zühtü Arslan’ın yarıştığı seçimlerde Zühtü Arslan yeni başkan seçildi. Arslan başkanlık görevini dört yıl boyunca sürdürecek.

Zühtü Arslan 17 üyeli Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun 11 üyesinin oyunu alarak başkanlığa seçildi. Diğer aday Serruh Kaleli ise 6 oy aldı.  

ekran-resmi-2015-02-10-12.05.40.png

1964 yılında doğan Prof. Dr. Zühtü Arslan, 1987 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisansını ve doktorasını 1991 ve 1996 yıllarında İngiltere’de Leicester Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. 2002 yılında doçent, 2007 yılında da profesör olan Arslan, 2009 yılında başkanlığına atandığı Polis Akademisi'nde uzun yıllar lisans ve lisansüstü düzeyde “Anayasa Hukuku”, "İnsan Hakları", “Devlet Kuramları” gibi dersler verdi. Ayrıca 2000-2003 yılları arasında Bilkent Üniversitesi'nde "Turkish Public Law" dersini, 2003-2009 yılları arasında da Başkent Üniversitesi'nde “Hukuk ve Siyaset” dersini verdi.

Evli ve dört çocuk babası olan Arslan, Yükseköğretim Genel Kurulu'nca gösterilen üç aday arasından dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 17 Nisan 2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildi.

İnsan hakları, anayasa hukuku, hukuk-siyaset ilişkisi ve siyaset felsefesi gibi alanlarda çeşitli ulusal ve uluslararası akademik dergilerde makaleleri yayımlanan Arslan’ın ayrıca Anayasa Teorisi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde Din Özgürlüğü ve Türk Parlamento Tarihi 1957-1960 adlı kitapları var. Bunun yanında, Constitutional Law of Turkey başlıklı bir ortak kitabı ve ABD Yüksek Mahkemesi Kararlarında İfade Özgürlüğü adlı bir derleme eseri bulunmaktadır. Ayrıca anayasa yargısı, insan hakları, özgürlük-güvenlik ilişkisi ve siyasi partiler hukuku gibi alanlarda Türkçe ve İngilizce yayınlanmış makaleleri ve bildirileri var.

Zaman Gazetesi'nde bir dönem yazarlık da yapan Zühtü Arslan, 'türbana özgürlük' bildirisinin de imzacıları arasında yer alıyor. Arslan, Atatürk'e hakaretten hakkında soruşturma açılan Atilla Yayla'ya destek bildirisine de imza attı. Zühtü Arslan, Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti'yi kapatma davasında gerekçe olan 367'nci maddeye karşı muhalefetiyle gündeme geldi. Arslan ayrıca AKP'nin hazırlattığı “sivil anayasa” taslağında çalıştı.