BIST 9.916
DOLAR 32,47
EURO 34,79
ALTIN 2.441,04
HABER /  MEDYA

Erdoğan'ın geleceği Yalçın Akdoğan'ın elinde

Radikal gazetesi yazarı Tarhan Erdem, 'çözüm süreci'nin yeni patronu Yalçın Akdoğan'ın önündeki zorlu sınavı yazdı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM

Radikal gazetesi yazarı Tarhan Erdem, AK Parti'nin geleceği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaderinin 'çözüm süreci'nin yeni patronu Yalçın Akdoğan'ın elinde olduğunu yazdı.


"Kürt açılımı, Sayın Atalay’ın elinde, başarıyla bugünlere gelmiştir" diyen Tarhan Erdem, "Şimdi Yalçın Akdoğan dönemi başlıyor. O’nun başarısı, bütün halkın ve devletin başarısı olacaktır. Bu değişiklik, Cumhurbaşkanı'nın önündeki yılları da belirleyecektir" sözleriyle Akdoğan'ın görevinin ne kadar kritik olduğuna vurgu yaptı.

Tarhan Erdem'in 'Sürecin neresindeyiz?' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:

DAVUTOĞLU 310 KOLTUĞUN ALTINDA KALIRSA GİDER

Davutoğlu’ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve AK Parti’nin ilk beklentisi, seçim sonrasında “İkinci Davutoğlu Hükümeti”ni kurabilmesi; ikinci beklentisi de yeni anayasayı değiştirebilecek bir çoğunluk kazanmasıdır.

İlk beklentinin yerine gelmesi için, AK Parti 310’un üzerinde milletvekili çıkarması gerekir.
Önümüzdeki seçimde, AK Parti'nin kazandığı koltuk sayısı 310’un altında kalırsa, "İkinci Davutoğlu Hükümeti" değil, son günlerde tanığı olduğumuz siyasetin dışında yeni bir AK Parti hükümeti kurulur; 340’ın üzerinde milletvekili kazanırsa, Sayın Erdoğan istese bile Davutoğlu’nu başbakanlıktan uzaklaştıramaz.

AK Parti’nin 300 ve 340 milletvekili çıkarması için alması gerekli oy yüzdesi sınırı; muhalefetin alacağı oya ve bu oyun partilere dağılımına bağlıdır; bugünden anlamlı sınırlar konulması zordur; ancak seçim sonucunu belirleyebilecek etkenleri düşünebilir, yorumlayabiliriz.

HER ŞEY ÇÖZÜM SÜRECİNE BAĞLI

AK Parti’nin seçimlerde alacağı sonucu belirleyecek etkenlerin başında “çözüm süreci” gelmektedir.
Erdoğan Hükümeti’nin Kürt meselesi politikası, 2009 yılı Temmuz ayı başında ilk kez Beşir Atalay’ın basın toplantısında “açılım” adıyla açıklanmıştı.

O günden sonra 28 Ağustosa kadar, bu politikadan Sayın Atalay sorumluydu; bu görevi dün Yalçın Akdoğan devraldı.

ATALAY AÇILIMDA BAŞARILI OLDU

Beşir Bey’in, görüşünü belirlemeden bütün unsurları inceleyen ve onların etkilerini karşılaştıran, belirlediği görüşünü kolay değiştirmeyen, aklını ve kararını ortalığa dökmek istemeyen karaktere sahip bir kişi olduğunu sanıyorum.

Kürt meselesinin çözümü böyle bir karaktere muhtaçtı. Tartışılmasına planlanmasına, tanıtılmasına asla, propaganda amacı girmemeliydi… Söylenmesi gerekenleri değil, söylenmesi zorunlu olanları konuşan; yapılması düşünülenleri ağzına almayan, yapılanları son adımında açıklayan; hayallerini değil, ilgililerin üzerinde anlaştığı hususları hedef olarak ortaya koyan bir siyaset adamıdır Sayın Atalay.

Özetle bu özelliklere sahip olduğu için Kürt açılımı, Sayın Atalay’ın elinde, başarıyla bugünlere gelmiştir.

ERDOĞAN'IN GELECEĞİNİ DE AKDOĞAN BELİRLEYECEK

Şimdi Yalçın Akdoğan dönemi başlıyor. O’nun başarısı, bütün halkın ve devletin başarısı olacaktır.
Bu değişiklik, Cumhurbaşkanı'nın önündeki yılları da belirleyecektir; çünkü Kürt açılımı, Sayın Erdoğan ile tanımlanmış bir politikaydı; her terör olayında, Habur geçişinde, Oslo tutanaklarında, Hakan Fidan’ın tutuklanma girişiminde ve diğer her meselede Başbakan Erdoğan öndeydi.

Sayın Erdoğan’ın eski başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın doğruları ve yanlışları, başbakan veya bakanlara yüklenmeden doğrudan, Cumhurbaşkanı'nın defterine yazılacaktır.

HALK RADİKAL ADIMDAN ÇEKİNİYOR

Açılım süreci sorumluluğunun taşınması, Beşir Atalay döneminden daha kolay değildir. Vadeleri belirlenmiş yol haritasının içeriğini ilgililer bilerek taleplerini dile getirmektedirler, elde görevleri ve sorumluları tam tanımlamayan Kanun’dan başka bir belge yoktur, halk radikal değişimlere hazır olduğunu belli etmekten çekinmektedir!

Bu koşullarda seçimlere gidilmektedir ve bu sürenin ilk yarısında yol haritasında bazı adımlar atılması beklenmektedir.

SEÇİM SONUCUNU BU BELGE BELİRLEYECEK

Yol haritasındakiler, gerçekte Türkiye’nin gerçek demokratik hukuk devleti olması yolunu açacak, bir bölgeyle ve halk kesimiyle sınırlı tutulamayacak ve tanımlanamayacak hususlardır.

Bunlara başlanmadan Kürt meselesi çözülmemiş, süreç tıkanmış sayılacaktır. Ülkemiz Cumhurbaşkanı ile, iktidar partisiyle, muhalefet partileriyle, kamuoyu ve basınıyla, diğer önderleriyle yol haritasına göre yelken açmaya hazır mıdır?

Konular ve onların çıkaracağı sorunlar, “Yeni anayasaya” bırakılıp seçim sonrasına ertelenebilir mi?
En azından ilkeler ve yapılacaklar ile bunların çerçevesi üzerindeki anlaşma açıklığa ve güvenilirliğe kavuşturulmalıdır.

Sayın Akdoğan önümüzdeki günlerde sanıyorum bunları kapsayacak bir strateji üzerinde çalışacaktır. Açıklansın veya açıklanmasın, bu strateji seçimlerin sonucunu belirleyen belgelerin başlarına yazılacaktır.