BIST 8.718
DOLAR 32,33
EURO 35,16
ALTIN 2.239,56
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Çavuşoğlu: ABD'ye bir şans daha verdik

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'deki terör hedeflerine yönelik Türkiye'nin kararlı olduğunu söyledi. Suriye politikası konusunda ABD'ye bir şans verdiklerini söyleyen Çavuşoğlu, bu şansın çok iyi kullanılması gerektiğini ifade etti.

Abone ol

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'ye Suriye konusunda bir şans daha verildiğini ve bunun çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Afrin için de Münbiç için de Türkiye'nin kararlığı olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Sınırlarımızda ve sınırlarımızın ötesinde bize karşı kim tehdit oluşturursa oluştursun bunları yok etmekte hiçbir zaman tereddüt etmedik, yine etmeyiz." diye konuştu.

Çavuşoğlu, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Ürdün'ün başkenti Amman'da, büyükelçilik konutunda Türk vatandaşları ile buluştu.

Bakan Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki ortak davalara sahip çıkılması gerektiğini belirterek, ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanımasının ardından Türkiye ile Ürdün arasında yakın iş birliği olduğunu anımsattı.

ZEYTİN DALI HAREKATI

Çavuşoğlu, Türkiye'nin, sınırın ötesinde bugün kendisine tehdit oluşturan ve ileride de daha büyük tehdit oluşturma potansiyeline sahip, terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı YPG ile mücadele ettiğini belirterek, Türkiye'nin bu terör örgütüyle mücadele için Afrin'de "Zeytin Dalı Harekatı"nı başlattığını hatırlattı.

Bakan Çavuşoğlu, "Amacımız Suriye'nin topraklarını işgal etmek değildir. Amacımız Suriye'nin sınır bütünlüğünü bozmak değildir. Biz, Suriye'nin toprak ve sınır bütünlüğünü herkesten daha çok destekliyoruz ve savunuyoruz da. Bizim gizli bir ajandamız yok. Her şeyimiz açık ve nettir." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, "Türkiye'nin Afrin'de kimyasal silah kullandığı"na yönelik dün ortaya atılan iddiaların iftira olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz kimyasal silaha da karşıyız, nükleer silaha da karşıyız. Kim kullanırsa kullansın. Hatta rejimin kullandığı nükleer silahların, daha doğrusu bu kimyasal silahları burada nerede kullandığı konusunda biz, araştırma yapan, kimyasal silahların önlenmesiyle ilgili kuruma da en çok yardımcı olan ülkeyiz. Burada elde edilen delilleri de Hollanda'ya, Lahey'e biz kendi uçaklarımızla gönderdik ki bu kurumun başında zaten bizim değerli bir büyükelçimiz var, Sayın (Ahmet) Üzümcü var. Dolayısıyla bir gün 'kimyasal silah' diyorlar, bir gün rejimin öldürdüğü sivilleri göstererek 'Türkler sivilleri öldürdü' diyorlar. Dolayısıyla bu tür iftiralar olabilir ama biz kararlıyız. İçeride de dışarıda da hainleri sonuna kadar temizleyeceğiz."

"ABD'YE BİR ŞANS DAHA VERDİK"

Konuşmasında, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile Ankara'da yaptığı görüşmeye de değinen Çavuşoğlu, Türkiye'nin ABD'den artık vaat değil, somut adım görmek istediğini dile getirdi.

Çavuşoğlu, Tillerson ile görüşmesine ilişkin, "Bir anlayışa vardık. Bir şans daha verdik. Bu şansı ABD'nin çok iyi değerlendirmesi lazım. Biz kararlıyız. Biz Münbiç için de kararlıyız, Fırat'ın doğusu için de kararlıyız. Sınırlarımızda ve sınırlarımızın ötesinde bize karşı kim tehdit oluşturursa oluştursun bunları yok etmekte hiçbir zaman tereddüt etmedik, yine etmeyiz." diye konuştu.

Türkiye ve ABD arasında oluşturulan mekanizmaların mart ayının başı itibarıyla toplanacağını ve çalışmalarına başlayacağını söyleyen Çavuşoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunun içinde FETÖ de var. Bundan sonra 'yok efendim verdiğiniz delil geçerliydi, geçersizdi' yok. Hangi delili istiyorsun? İşte bunun nesine itiraz ediyorsun söyle. Aramızda anlaşmalar var. İşte bunlar. Hangi maddesine itiraz ediyorsun? İtiraz etmiyorsan neden vermiyorsun? Hemen vereceksin. Madem itirazın yok hemen soruşturma açacaksın. ABD içinde de soruşturma açacaksın. Yok delil geldiydi, gelmediydi, baktık, bakacağız olmaz. Beraber bakacağız. İşte delil. Bu mekanizmalarla artık somut adımlar atmamız için sonuna kadar zorlayacağız. Zaten bu ilişkilerimiz bakımından da adeta bir son şanstı. Ya bu ilişkileri bir yoluna koyacaktık, ya da bozulacaktı çünkü biz, bize karşı olan, bizim insanlarımıza, askerimize, polisimize, güvenlik güçlerimize, sivillerimize saldıran bir terör örgütüne destek veren bir müttefik görmek istemiyoruz. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Milletimizin de hissiyatı budur. İki gün önce bu anlayışa vardık. Umarız neticelerini de alırız ama bu işin ve somut adımların takipçisi olacağız."