BIST 9.878
DOLAR 32,54
EURO 34,96
ALTIN 2.456,28
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Bozdağ'dan CHP'yi üzecek AYM yorumu

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesi'nin CHP'nin başvurusuyla ilgili yetkisinin olmadığını söyledi.

Abone ol
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması halinde AK Parti'de herhangi bir sorun yaşanmayacağını söyledi. Gül'ün adaylığı konusunda belirsizlik olduğunu anlatan Bozdağ, Erdoğan ve Gül'ün bu konuya kendi aralarında konuşacağını söyledi. CHP'nin Ankara seçimleri için yaptığı başvuruyu da değerlendiren Bozdağ, Anayasa Mahkemesi'nin başvuruyu reddetmesi böyle bir yetkisinin olmadığını ileri sürdü.
 
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, NTV canlı yayınında Funda Görey'in sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bekir Bozdağ, dar ve daraltılmış bölge tartışmalarına da değindi.
 
Bozdağ, Funda Görey'in soruları üzerine YSK Tasarısı, Anayasa Mahkemesi ve İmralı ziyaretleri konusunda da yorumlarda bulundu.
 
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a yöneltilen sorular ve verdiği yanıtlar şöyle;
 
‘PARTİDE HİÇBİR SORUN OLMAZ’
 
Cumhurbaşkanlığı seçimi, tarihi bir seçim. Doğrudan halk seçecek ve tarihimizde bir örneği yok. Tüm partiler gibi, AK Parti bu konuda istişare yapıyor. En nihayetinde bir karar verilecektir. Büyük ihtimalle Mayıs-Haziran gibi kamuoyu öğrenmiş olacaktır. Genel başkanımız ve başbakanımız Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması halinde kim başbakan olacak, partiyi götürecek tartışmaları da aynı hararette yapılıyor. Birtakım tahminler üzerinde duruluyor. Adı üzerinde, bir tahmin, bir değerlendirmedir. Eğer Sayın Başbakanımız kara verirse adaylığı konusunda bütün AK Parti onun arkasında saf tutar ve onun Türkiye'nin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olması için çalışır. Ve ben ilk turda da seçileceğine inanıyorum. Parti içinde de bence hiçbir sorun olmaz. AK Parti 13 yıldır bütün mekanizmalarını en sağlıklı işleten bir parti. Kim olur, nasıl olur; bütün bunlar bir istişare sonucunda ortaya çıkacaktır.
 
‘YENİDEN ADAY OLUR MU BİLEMİYORUZ’

Sayın Gül hepimizin cumhurbaşkanı ama ondan önce AK Parti’nin kurucu 70 kişisinden birisi. AK Parti’nin seçimden sonra kurduğu hükümetin ilk başbakanı. Dolayısıyla AK Parti’den çok uzakta düşünmek yanlış olur. Bu ailenin içinden çıkmış bir aile büyüğüdür ve bu aile onun cumhurbaşkanı olması için ter dökmüştür, mücadele etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız çok başarılı bir cumhurbaşkanlığı görevini yerine getirdi ve getiriyor da. Yeniden aday olur mu olmaz mı bunu bilmiyoruz. Bunu zaman gösterecektir. Şu anda Başbakanımız ile Sayın Cumhurbaşkanımızın bunu konuşmaları kadar doğal bir şey olamaz. Elbette en önemli yol arkadaşlarından biriyle istişare yapacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın kendi değerlendirmeleri istişareleri sonucunda vereceği bir karardır adaylık konusu. Sayın Başbakanımızın seçilemediği dönemde AK Parti hükümetinin ilk başbakanı oldu. Siirt’ten milletvekili seçildiği zaman sonuçlar kesinleşmeden daha istifa etti ve Sayın Başbakanımızın önünü açtı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine baktığınızda da Sayın Başbakanımızın cumhurbaşkanı olacağını konuşurken herkes orada da Sayın Başbakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımızı aday olarak gösterdi. İkisinin de büyük bir feragat örneğini görüyoruz. Dolayısıyla böylesi büyük bir ahlak örneği koyan birisi cumhurbaşkanı, biri başbakan olan iki önemli şahsiyet var. Dolayısıyla ben yine Türkiye'ye örnek olacak bir uygulama çıkacağına inanıyorum.
 
‘TECRÜBEYİ İYİ OKUMALIYIZ’
 
Bu tartışmalar yapılıyor. Rahmetli Özal Çankaya’ya çıktığı zaman parti ile arasında bir sürtüşme oldu sonuçta kaybeden Anavatan Partisi oldu, rahmetli Özal’da yıprandı, sonuçta Türkiye kaybetti. Arkasından Sayın Demirel çıkınca Çankaya’ya Tansu Hanım’ı desteklemişti. Ama daha sonra aralarında ihtilaflar çıktı. Doğru Yol Partisi bir erime sürecine girdi, hem de Sayın Demirel toplumdaki ağırlığını kaybetmeye başladı. Sonuçta tartışma ve kavga olduğu zaman iki tarafında kaybettiğini görüyoruz. Biz bu geçmiş tecrübeyi görüyoruz. Yeni dönemde bu tecrübeyi iyi okur, analiz edersek bu tartışmaların içine sokmadan yoluna devam eder Türkiye. Ben bu tartışmaların için Türkiye'yi sokmak isteyenlerin çok olacağını düşünüyorum ama bu çabalarının sonuç vermeyeceğini tahmine diyorum.
 
‘İKİ SİSTEMDE DE EN ÇOK OYU ALIRIZ'
 
AK Parti’nin kendi siyasal geleceği için plan yapması hesap yapması normaldir. Onlar da desin ki ‘iktidar olmak için benim seçim planım bu sistem dair şu, dar bölgeye dair şu’ desin. Milliyetçi Hareket Partisi desin ki; ‘benim planım da bu’. Ama muhalefet maalesef kendi planlarını ortaya koymak yerine AK Parti’ye karşı ortaya koyduğu iradeyi engellemek üzerine bir siyaset dizayn ediyor. Biz bir sıfır barajlı bir sistem öneriyoruz. Bu niye bana daha fazla diğer partiye daha az yarasın. Sonuçta bu halk oy verecek. Esasında bugün belediye seçimi dar bölgedir. Türkiye'nin seçim sistemine baktığınızda dar bölgede var, daraltılmış bölgede var. Şu andaki mevcut sistem partileri güçlendirmiyor, vekil sayısı olarak güçlendirmiyor. Partiler yatıyor şu anda, ‘Nasıl olsa ben Türkiye barajını aşarım, bir hazır oyum var’ diyor. ‘İstanbul’dan bana iki üç tane düşer’ diyor. Dar bölgede böyle bir şey olmuyor. Milletvekili çıkarmak yatan, bir partinin çalışmayan adayın kazanması kolay olmuyor. Çalışanlar daha çok kazanacaktır. AK Parti daha çok çalıştığı için, her iki sistemde de en çok milletvekili çıkaracak parti olacaktır.
 
‘SON SÖZÜ YSK SÖYLER’
 
Bizim anayasamız bütün seçim ihtilaflarını kesin olarak karara bağlama görev ve yetkisini YSK’ya vermiş. YSK son sözü söyleme hakkına sahiptir. YSK’nın sözü üzerine ne Anayasa Mahkemesi’nin ne de başka mahkemenin Türkiye'de söz söyleme hakkı da yok, yetkisi de yok. Eğer YSK kararlarını siz yargıya açarsanız o zaman seçimleri kesinleştirme ihtimaliniz ortadan kalkar. Bütün belediye ihtilaflarını, muhtarlık, il genel meclisi, vekil o zaman mahkemelerde bunun altında kalkamaz.
 
‘REDDETMESİ GEREKİR’

Bireysel başvuru ile ilgili bir engellemeyi, kısıtlamayı düşünmediğinizi açıklamıştınız ama ‘O zaman bu başvuruların reddedilmesi gerekir yoksa bunun önünü alamaz mıyız’ mı diyorsunuz? Anayasa buna izin vermiyor öncelikle. İkincisi, Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunu’nun 45. Maddesi’nde ‘Yargı yolu kapalı olan konularında bireysel başvuruya konu edilemeyeceği’ yazıyor. Yasak olan bir konuda da bir kişi bireysel başvurusunu yapabilir anacak ön inceleme sırasında mahkeme bu müracaatı kabul edilemez görerek reddetmesi gerekir. Çok açık ve net, anayasa ve yasaya aykırılık vardır.
 
İMRALI ZİYARETİ

Geçen hafta ziyaretin yapılmasına yönelik takvim bir defa yoktu. Belli aralıklarla ziyaretler oluyor. Onların talepleri oldu bizden, biz bu hafta Cumartesi günü gidebilecekleri söyledik. Dolayısıyla yaptığı açıklamalar bu bilgiye rağmen yapılmış açıklamalardır. Gazetecilerin veya başka birilerinin gitmesine ilişkin kamuoyunda yazılan tartışılan hususlar var. Bu konuda bazı kişiler yazarken beklentilerini esasında ifade ediyorlar. Ama gitme konuda verilmiş bir kararımız yok. Gitme konusunda bir karar olursa, isimler konusunda kara vermek o kadar zor değil.