BIST 9.916
DOLAR 32,48
EURO 34,78
ALTIN 2.441,30
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

BDP'nin metni Mevlana çağrısı gibi!

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, mutakabat metni için ilginç benzetme

Abone ol

BDP'nin yemin etmemesiyle ilgili olarak açıklamalarda bulunan Burhan Kuzu, mutakabat metnini Mevlana'nın "Ne olursan ol yine gel" sözüne benzetti.

"CHP YANLIŞ YOLDAYDI, NE YAZSAK GELECEKLERDİ"

Burhan Kuzu CHP'lilerin girdiği yolun zaten yanlış olduğunu belirterek, "Ne yazsak geleceklerdi, gelmeleri de gerekirdi. Doğru yaptılar. Hoşgeldiler, şeref verdiler" dedi.

Mutabakat metninde somut olarak gözüken ve CHP'nin de dayanak olarak aldığı bir paragraf olduğunu belirten Kuzu, paragrafın yasa değişikliğini gösteren bir metin olmadığını söyledi.

"Orada da deniyor ki kurallar kimin elindeyse yorumlarken özgürlüklerle yine yorumlanmalı. Bu yasa değişikliğini gösteren bir metin değil. Belki mahkemelere, yasamaya, yürütmeye bir çağrı olarak düşünebiliriz. Kişileri meclise nasıl taşırız diye düşünmek doğru değil. Genel anlamda ele almak gerekir."

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, TV8'de Erkan Tan'ın sorularını yanıtladı. Kuzu, gündemi değerlendirirken Başkanlık Sistemi ile ilgili de önemli açıklamalarda bulundu.

"MUTAKABAT METNİ, MEVLANA'NIN ÇAĞRISI GİBİ"

Burhan Kuzu, BDP'lilerin yemin etmemesi ile ilgili:"Geçenlerde BDP'den bir vekille karşılaştım, bizi dışladınız dedi. Sayın Başbakan da siz kendinizi dışladınız dedi. Diyarbakır'da ne işiniz var? Gelin toplantı yeri Ankara'dır. Diyarbakır'ı üs seçmiş gibi toplantı yapıyor. Bu kötü bir tablodur. Küçülmüş Türkiye'den fayda gelmez. Mutabakat metni Mevlana'nın çağrısı gibi. Ne olursan gel diyor. Gel burada çözelim beraber diyor" dedi.

"AVRUPA'DAKİ HAKİME YILDA, TÜRKİYE'DEKİ HAKİME GÜNDE 150 DAVA DÜŞÜYOR"

Kuzu, Türkiye'de tutukluların miktarının mahkumlardan daha fazla olduğunu söyledi ve ekledi: "Diyelim ki tutukluluk süresini indirdiniz ve bu 5-6 kişiyi de çıkardınız. Diğer içeride kalanlar da çıkmış olacak. O zaman da bu siyaseten ne kadar doğru olur? Konuyu masaya yatırırken dünya ne yapıyorsa onlara bakarak, onu taşımakta yarar var. Mesela ben hakim açığını çok önemserim. Avrupa'da bir hakime yılda ortalama 150-200 dava düşerken Türkiye'de günde 100 küsür dava bakan hakimler var. Bu sadece bir konu. Olaya daha farklı yerlerden başlamak lazım."

"BAŞKANLIK MODELİ DİKTATÖRLÜK GETİRİR DİYEN BU İŞİ BİLMİYORDUR"

Türkiye'de başkanlık modelini bilen çok az kişi olduğunu belirten Kuzu, modeli bilen ve bilmeyenlerin kurdukları cümleleri karşılaştırdı:"Kişi, başkanlık modeli diktatörlük getirir diyorsa bu işi bilmiyordur. Kişi, başkanlık modeli ile federal yapı gelir diyorsa bu işi bilmiyordur. Kişi, tek kişi yönetimi gelir diyorsa bu işi bilmiyordur. Fakat biri derse ki, 'Bu modeli savunuyorsun da, bu başkan bütçeye karışamıyor, kanun çıkarmada yetkisi yok, bu garibanın ne işi var?' o zaman o, bu işi biliyor demektir. Parlamenter modellerdeki başbakanlar, Amerika'daki başkandan 3 kat daha yetkilidir. Bizim muhalefete bunu anlatamıyorsun. Parlamenter modelde güçler ayrılığının adı var, kendi yok. Eğer benim gibi bir adam bu modeli savunuyorsa, bu büyük bir güvencedir."

"PARLAMENTER MODEL SÜRÜNMEK DEMEKTİR"

Kuzu: "Ekim ayında bu konu mutlaka masada olmalı. Eğer bu memlekette kalıcı istikrar istiyorsak bu kalkınma hızının devamlılığını istiyorsak, bu modeli getirmek zorundayız. Modelin en büyük özelliği güçlü meclis, devamlı hükümet! Yasama ve yürütme gerçekten ayrılacak. Bütün mesele iyi niyetle oturup konuşmak. Diyelim ki ikna edemedik. Ne yapalım, koyarız bir tarafa, iyi sürünmeler derim bende. Zaten sürünüyoruz, devamı gelir. Bu modeli getiriceksek iktidar ve muhalefet beraber getirmeliyiz" açıklamalarında bulundu.