BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Zaman'dan hizmet açıklaması: 21 soru, 21 yanıt

Zaman gazetesi yazarı Mahmut Çebi, hükümetle kavga sonrası vatandaşların kendilerine yönelttiği sorulara yanıt verdi.

Abone ol

AK Parti-Cemaat gerginliğini bizzat yaşayan Zaman si yazarı Mahmut Çebi, 17 Aralık operasyonu sonrası yaşananlara ilişkin durumu dünkü köşesinde kaleme aldı.

Çebi, "Camia'ya sorular ve kısa cevaplar" başlığı attığı yazısında Zaman gazetesinde yaşanan duruma değindi ve kendilerine yöneltilen sorulara yanıt verdi.

EN ZOR DÖNEM

Dershanelerin kapatılması süreciyle başlayan ve 17 Aralık operasyonuyla devam eden süreci "Bu kadar zor dönem yaşadığımızı hatırlamıyorum" diye özetleyen Çebi şunları yazdı:

1986’dan beri Zaman’da çalışıyorum. Zor dönemler geçirdiğimiz oldu. Ama ben bugünlerdeki kadar zor bir dönem yaşadığımızı hatırlamıyorum. İnsanların telefon açıp veya ziyaret edip bizi hesaba çektikleri günler oldu. Ama bunların bir haftayı geçtiğini hatırlamıyorum. Sonrasında bize hak vermişlerdi.

NE KADAR SÜRECEĞİ BELLİ DEĞİL

Ama bu seferki olay neredeyse ay oldu hala bitmedi. Bu gidişle ne kadar daha süreceği belli değil. Bir çok insan değişik vesileyle aynı soruları soruyor. Herkese tek tek cevap vermek imkansız. O yüzden soru ve cevapları kaleme alıp herkese gazete vasıtasıyla ulaştırmayı düşündüm. Umarım yüreğinize su serper, hayırlara vesile sulhe ve huzura vesile olur.

1-Dershaneler meselesi bu kadar önemli miydi, niçin bu kadar büyüttünüz?

Demokrasilerde devlet özel sektörü eğer yasadışı bir iş yapmıyorsa kapatamaz. Böyle bir hakkı yoktur. Sadece yüzde 20’si Camia’ya ait olan dershanelerin kapanması halinde Türkiye’de yaklaşık 100 bin kişinin işsiz kalacağı, aileleriyle birlikte bu mağduriyetin 500 bin kişiyi bulacağı ifade ediliyor. Kapanma ekstra bu problemleri getirmesine karşılık bozuk eğitim sisteminde bir düzelme de sağlamayacak. Aksine dershaneler sayesinde eğitim eksiklerini giderme şansı bulan, ağırlığı Doğu bölgelerinde olmak üzere imkanı kısıtlı ailelerin çocuklarının üniversiteye gitme şansını azaltacak. Gelir dengesizliği, yanına eğitim dengesizliğini de alarak artacak. Dershane alternatifinin ortadan kaldırılması özellikle Doğu’da gençlerin teröre kaymasını hızlandıracak. Camia, bu haksızlıklara ve yanlışa engel olmak için olaya itiraz etti. Burada “Niçin devlete isyan ediyorsunuz?” diye bir soru da soruluyor. Burada devlete isyan yoktur, hükümetin yanlış icraatına hukuk dairesinde, yakıp yıkmadan demokratik olarak gösterilen bir tepki vardır. Olayı büyüten Camia değil, yanlışta ısrar eden Hükümettir. Hocaefendi ‘kapatmayın, isterseniz biz devlete devredelim, siz işletin, emekler zayi olmasın’ teklifi bile yaptı. Niçin kapatmak istediklerine dair makul bir gerekçe ortaya koymadılar, ortak bir konsensüs sağlama tavrı bile sergilemediler. Hizmet’in tavrının sert bulunması da “kötü algı” oluşturmaya yönelik bir çarpıtmadır. Dershane konusunda da savunma yapılırken yakıp yıkma, tahrip etme yönünde bir tavır ortaya konmamıştır. Yapılan sadece demokratik olarak medya ve sosyal medyada sesini duyurmaya çalışmaktan ibarettir.

2. Türkiye’nin dershaneler için düştüğü durum iyi mi oldu?

Mesela Almanya’da toplumun büyük kesimini ilgilendiren bu tür kararlar bazen iki yıl süren ve sürekli medyada, parlamentoda yapılan tartışmalarla ortak bir kanaat oluşturup karara bağlanıyor ve sonrasında da sorun çıkmıyor. Eğitim bakanının bile çelişkiye düştüğü, habersiz olduğu bir tavrın probleme dönüşmemesi zaten imkansızdır.

Şöyle düşünün:

Kapatma kararı uygulamaya sokulsaydı,kardeşiniz veya yakınlarınız mağdur olacak o 100 bin kişi içinde olsaydı, bu soruyu nasıl sorardınız? O kişiler haksız bir şekilde işlerini ve kurumlarını kaybetselerdi iyi mi olurdu? Sonra Türkiye’nin düştüğü bir durum yok, hükümetin düştüğü bir durum var. Bunun da tek sorumlusu yine hükümet. Belediye yıkım ekibi gibi olaya girmek yerine taraflarla görüşüp makul olan noktada anlaşıp olayı tatlı bir sürece bağlayıp halledebilirdi.

HEDEF ERDOĞAN'SIZ BİR AK PARTİ Mİ?

3. 17 Aralık Operasyonu Erdoğan’sız bir AKP için mi yapıldı?

Bu tür sorular nedense faillere değil hep suçlu pozisyonuna oturtulmaya çalışılan Hizmet’e sorulmaktadır. Operasyonu kimin yaptığını en iyi öğrenme yöntemlerinden biri savcılarla konuşmaktır. Operasyonu yapan kişiler onlar olduğuna göre bunu niçin yaptıklarını veya kim adına yaptıklarını biliyorlardır. Burada cemaatin suçlanması kasıtlı bir tavırdır. Yön saptırmadır ve hedef göstermedir. Başbakan cemaati hedef göstermek yerine bu konuyu elindeki devlet imkanını kullanarak çok rahat öğrenebilir.

4. Devlet içinde devlet olur mu? Görevden alınan emniyet ve bürokratlar görevlerini kötüye kullandılar mı?

Devlet içinde devlet olmaz. Buna herkes karşı. Varsa böyle bir yapının, bir çetenin kim olurlarsa olsunlar yargılanıp gerekli cezaya çarptırılması bizim de talebimizdir. Hukukçu uzmanlar görevi kötüye kullanma olmadığını belirtiyorlar. Varsa da bunu bizim bilmemiz mümkün değil. Bunu bilecek olanlar o kişileri görevden alan AKP’li bakanlar ve Başbakan Erdoğan’dır. Görevden alma sebepleri de açıklanırsa bunu kamuoyu da öğrenebilir.

GÜLEN NEDEN BEDDUA ETTİ?

5. Hocaefendi neden beddua etti? Bir âlim beddua eder mi?

Beddua olayı da çarpıtılıyor. Bir insan kendisine beddua eder mi? Hocaefendi beddua etmedi. Kendisine yöneltilen bir suçlamayı boşa çıkarmak için ahitleşme yaptı. Dua metnini okursanız asıl uzun kısmında en ağır şeyleri “eğer yapmış isek” deyip kendisine söylüyor. Ben şimdi size “siz hırsızsınız” desem ve sizden olmadığınızı ispatlamanızı istesem bu mümkün mü? Hocaefendi “ilgim yok” diyor, Başbakan ise “cemaat yaptı” diyor. Hocaefendi yapmadığı bir şeyi nasıl ispatlayacak. Bu mümkün olmadığı ve bu ağır suçlama kendisini bunalttığı için iddia eden kişiye kendisinin yalan söylemediğini Allah’ı şahit tutarak göstermek için bu yöntemi denedi. Koskoca bir camiayı zan altında bırakan böyle bir çirkin iddiayı ortadan kaldırabilmek için bundan başka bir yöntem varsa, onu yapsaydı daha iyi olabilirdi denilebilir. Ama varsa o yöntemin söylenmesi gerekiyor.

6- Neden seçimlerden önce böyle bir çıkış yaptınız?

Savcıların yaptığı açıklamaya göre soruşturmanın sızması üzerine operasyon yapılmıştır. Savcıların, soruşturmayı sızdırdığı gerekçesiyle sorgulamak istedikleri komiserin sorgusuna da izin verilmemiştir. Seçimle alaka kurulması operasyona siyasi komplo havası vermekte ve dikkati soruşturmalardan çok bu tarafa çekerek işi toplumsal bir kaosa dönüştürmektedir. Hükümet bunu yapmak yerine soruşturmayı hızlandırıp bir an önce sonuçlandırsa kaos, gürültü ve iftiralar bitecek, siyasete ve yargıya güven gelecektir.

7-Yolsuzluk falan hikaye bunlar bir uydurma, komplo.

İstifa eden Bakan Erdoğan Bayraktar ve Ertuğrul Günay yaptıkları açıklamalarda bunların hikaye olmadığını söylediler. Bir bakanın kolunda 700 bin liralık hediye saatin olması, evde bulunan 4,5 milyon dolar, bakan çocuğunun evindeki 7 kasa ve 1 milyon 250 bin lira, milyarlarca dolarlık para trafiğinin ortasında 29 yaşında genç bir İranlının olması yolsuzluk iddialarının boş olmadığını göstermektedir.

OPERASYONDAN AMİRLERİN HABERİ VAR MIYDI?

8. Savcı ve polisler neden operasyonu amirlerinden gizli yürüttü? Emniyet Müdürü, Vali, İçişleri Bakanı’nın neden haberi olmadı?

Hukuki deyimle “savcı yaptığı soruşturmanın kralıdır. Kime haber verip vermeyeceğine o karar verir.”

İçişleri Bakanı’nın oğlunun yolsuzluk takibine alındığı bir soruşturmada bunu İçişleri Bakanı’na bildirmenin mantıklı olmayacağı ve soruşturmanın gizliliğini ihlal olacağını söylemeye gerek yok. Bu durumun soruşturmanın gizliliği ilkesi uyarınca yapıldığı ve kanuna da uygun olduğu işin uzmanlarınca belirtiliyor.

9. Savcı ve polisler Hizmet’ten mi? Savcı ikinci operasyonda belgeleri soruşturma başlamadan medyaya servis etti mi?

Soruşturma yapan polislerin hemen hepsi tayin edildiği için artık Hizmet’ten olmasalar bile fişlendikleri için Hizmet’ten sayılacaklardır. AKP’li milletvekili Burhan Kuzu 2 bin kişinin fişlenmiş olduğunu söylüyor. Kanunun kendilerine verdiği yetki ile vazifelerini yapan bu kişilerin isimleri fişlenenler arasında değil demenin hiçbir önemi yoktur. Savcı kanalıyla medyaya servis edilmiş bir belge yok. Basına yapılan bildiri ise soruşturmanın engellendiğine dair bir açıklamadır ve kanunidir.

10-Düne kadar destekliyordunuz madem, şimdi desteğinizi neden kesiyorsunuz?

Hizmet AKP’nin demokratik bir anayasa getirme, ülkeyi askeri vesayetten kurtarma ve özgürlükçü demokrat bir ülke olma, komşularla iyi geçinme politikalarını yine desteklemektedir. Bizim hükümete tepkimiz tekrar bu noktaya geri dönmesi, sert ve saldırgan tavrından vazgeçmesi, içerde de herkesi kucaklaması içindir. Haksız ve gerekçesiz yere kurumları kapatmaması insanları mağdur etmemesi için uyarıyoruz.

HİZMET CHP'Yİ DESTEKLİYOR MU?

HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

11. Hizmet, CHP ile anlaştı mı? CHP’nin İstanbul Belediye Başkanı adayı Mustafa Sarıgül’ü Hizmet mi getirtti ve destekleyecek mi?

CHP ve Sarıgül konusu spekülasyondan ibarettir. Böyle bir destek olursa bu gizli yapılamayacağına göre rahatça öğrenilecektir. Böyle bir tavır olmuş olsaydı oy verecek kişilerden bu saklanamayacağına göre şahitlerinin olması gerekirdi. Doğru olmadığı seçime kadar belli olur zaten. Hizmet bu güne kadar kimseyi zorla şu partiye oy verin diye zorlamadı. Varsa bir tavsiyesi seçim öncesi belli olur. Yoksa herkes istediği, ülke için faydalı bulduğu parti veya şahsa oyunu verebilir.

12. Hizmet verilen bunca şeye rağmen daha ne istedi de Erdoğan vermedi, bundan dolayı Hizmet Erdoğan’a savaş açtı?

Hizmet’in hükümetle problemi istemek değil aksine istememekten kaynaklanıyor. Bütün cemaatleri kendine bağlamak isteyen Başbakan Hizmet’in bu tavrından rahatsız. “Ne istediler de vermedik” sözünden de “niye istemiyorsunuz” manasını çıkarmak mümkün. Hizmet’in özgür ve bağlantısız olması, zapturapt altına alınamayan bağımsızlığı rahatsızlık veren sebeplerin başında geliyor. Emir komuta zincirine girmesi isteniyor.

13. Hizmet, AKP ve Erdoğan’ı bitirmekle ne elde etmiş olacak?

Bu iddia ortada çarpışan iki kanat varmış intibaı uyandırmak ve Hizmet’i hedef tahtasına oturtmak isteyenlerce seslendiriliyor. Bugüne kadar hiçbir partiyi bitirmeye çalışmayan Hizmet AKP’yi niçin bitirsin? Hizmet’in AKP ve Erdoğan’ı bitirme gibi bir hedefi yoktur, hiçbir zaman da olmaz. Biz sadece uyarı vazifemizi yapıyor ve hükümeti yapmak istediği bize göre yanlış icraatlardan demokratik tavrımızı göstererek vazgeçirmeye çalışıyoruz.

ERDOĞAN GİDERSE...

14. Erdoğan olmazsa Türkiye’nin hali çok kötü olmaz mı?

Kudretli hükümdar Fatih Sultan Mehmet 49 yaşında vefat etmiştir. Ama Osmanlı güçlenerek devam etmiştir. Başbakan Erdoğan da her insan gibi fanidir. Bir ülkenin kaderini bir kişiye bağlamak makul değildir. Onun yokluğu halinde ülkenin batacağını düşünmek bu ülkeye güvenmemek demektir. Türkiye dünyayı öğrendi, eskiye göre daha kaliteli insan unsuruna sahip, AKP tecrübesi de bizi çok geliştirdi yeni isimleri çıkarma potansiyelimizi artırdı. Mesele Batı standartlarına ulaşmaktır. Almanya’da Başbakan Merkel en az Erdoğan kadar güçlü bir liderdir. “Merkel giderse halimiz ne olur?” diyen bir Alman’a rastlar mısınız?

15. Her iktidar kendi zenginini oluşturmak hakkına sahip değil mi?

Sahip. Ama İslami hassasiyeti olduğunu söyleyen bir iktidar bunu helal olmayan ve kanunen suç sayılan şekilde yaparsa bu hem o iktidara zarar verir hem de onların şahsında İslamiyet’in zan altında kalmasına sebep olur. Bu şekilde yapılması iki açıdan da doğru değildir. Bunun kanun ve kurallara uygun olarak yapılmasında ise hiçbir mahzur yoktur.

16. Bu güne kadar hep başkaları yediler biraz da bunlar yesin, helal olsun diyenler var. Bu görüşe göre bu kişiler yemişsede ses çıkarmamak gerekir düşüncesi uygun mu?

Bir Müslüman Allah’ın izin vermediği hususlara izin veriyorsa ve üstelik bunu bir de İslam adına yapıyorsa bu kokuşma alametidir. İslam’a verilecek en büyük zarardır. Asla helal olsun denilemez ve tasvip edilemez. Devlet malı yemek yetim hakkı yemek gibidir. Böyle bir şeye şahsın ses çıkarmaması ve hatta onaylaması dilsiz şeytanlıktır ve o kişinin de bir süre sonra aynı şeyi yapmasına sebep olmaktır.

HİZMET'İN İÇİNE KÖTÜLER SIZMIŞ OLAMAZ MI?

17. Hizmet çok büyük, içinde ayrı bir çete oluşmuş olamaz mı? Hocaefendi iyi ama etrafında onu dinlemeyen kişiler mi var?

Çete iddiaları Hizmet’i örgüt ithamı altında bırakmak, ona Paralel Devlet etiketini yapıştırmak isteyenler tarafından seslendirilmektedir. Hizmet’e bir suç isnadında bulunamayanlar hayali bir çete algısıyla yapının bir kısmını suçlu hale getirip yapacakları operasyonlara haklılık kazandırmak istemektedirler. Çete isnadı için önce suçun ne olduğunun net olarak tespit edilmesi ve sonrasında da bu suçu işleyenler kimlerse onların yargılanması gerekmektedir. En somut suçlama olan kaset iddialarının altından muta nikahı bağlantılı bir çetenin çıkma ihtimali az değildir..Hocaefendi iyi ama etrafında onu dinlemeyen kişiler var dendiği zaman da bu kişilerin kim olduğunun söylenmesi gerekir. Hocaefendi son ahitleşme çıkışı ile Camia içinde bütün inisiyatifi üstüne almıştır. Şu an bu sözün üstüne veya aksine söz söyleyen herhangi bir kişi ve grup bulunmamaktadır.

KASETLERİ CEMAAT Mİ SERVİS EDİYOR?

18. Kasetleri cemaat mi servis ediyor?

Kasetlerde kullanılan kadınlar belli. MİT bu kadınları bulup, sorgulayıp kimler tarafından kullanıldıklarını rahatça tespit edebilir. Ama bu nedense yapılıp zanlılar ortaya çıkarılmak yerine sürekli Hizmet zan altında bırakılıyor. Hizmet bu konuda da yapmadığını ispat etmek gibi bir açmaza düşürüldüğü için “cemaatten birileri servis ediyorsa Allah onların belasını versin, değilse bu iftirayı atanları Allah ıslah etsin.” demekten başka yol kalmıyor.

19. Başbakan’ı Hizmet mi dinletiyor?

Hizmet’in zanlı olması için Başbakanlık ofisine böcek koyanların biliniyor olması lazım. Eğer biliniyorsa bu kişiler niçin açıklanmıyor ve sorgulanmıyor. Bu konuda zanlı olarak İranlı genç kadınlar yakalandı. Ama onlarla ilgili soruşturma nedense sonuca bağlanmadı. Hatta garip bir şekilde bu konuyla ilgili medya yasağı bile konuldu. MİT kaç yıldır bunu yapanları bulup ortaya çıkarıp dedikoduları bitirmek yerine, sürekli suizan üretilmesine zemin hazırlıyor. MİT, böceği bulduğu zaman, o böceğin nereye sinyal verdiğini bu kadar zaman niye bulamadı? Çünkü bu böcek dediğin, kendi içinde kapalı bir devre değil. Bir yere sinyal veriyor ki, orada da dinleniyor.” Ama o yeri, MİT iki senedir bir türlü bulamadı…

20. Hatay’da yakalanan TIR’ı Hizmet mi durdurttu?

Durduran kişiler belli. Bu kişilerin bunu niçin yaptıklarını devlet sorgulayıp öğrenebilir. Ama şu net ki, bu tür kirli durumlar hep Hizmet’in üstüne atılarak hem konu saptırılıyor hem de Hizmet bir kez daha zan altında bırakılarak hedef haline getiriliyor, bir taşla iki kuş birden vurulmaya çalışılıyor.

21. Ne oldu da Hizmet ve AKP çatışıyor?

Bunun için Zaman’da 22 Kasım 2013’de yayınlanan “Hizmet, AK Parti ve Eleştiri Kültürümüz” başlıklı yazı okunabilir.