BIST 10.184
DOLAR 32,21
EURO 34,81
ALTIN 2.425,85
HABER /  POLİTİKA

Zafer gecesinden dava gününe

Tam bir yıl önce bugün AK Parti zafer kutlamaları yapıyordu. Bir yılda neler değişti? Şimdi ise AK Parti cephesinde endişeli bir bekleyiş var...

Abone ol

AK Parti, tam bir yıl önce 22 Temmuz günü, yüzde 47 oy ile ‘’Zafer kutlaması’’ yaparken bugün kapatılmanın eşiğine geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve 71 partilinin yanı sıra, ülkenin Cumhurbaşkanı da, 5 yıl süreyle siyasi yasak istenen bir konuma düştü.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve 71 partilinin yanı sıra, ülkenin Cumhurbaşkanı da, 5 yıl süreyle siyasi yasak istenen bir konuma düştü.

İktidarda aynı Başbakan ve bir iki değişiklikle aynı hükümet olmasına rağmen, bir yıl içinde toplumun birçok kesimi ile kavgalı ve tartışmalı bir konuma düşen AK Parti’nin gündeminde, artık ne AB hedefi, ne işsizlik ne de enflasyon var. Açıklandığı andan itibaren büyük tartışmalara neden olan, yeni Anayasa paketi de rafa kalkmış durumda. İktidar kapatma davasına kilitlendi.

Ergenekon davası da ülke gündemine otururken, Türkiye, bir yıl içinde ‘’Velev ki’’ diye başlatılan türban gerilimini de yaşadı. Şimdi de toplum, Ergenekon davasını nedeniyle bölünmüş durumda

BALKONDAN VERİLEN SÖZ

AK Parti’nin ikinci kez iktidara geldiği 22 Temmuz 2007 seçimlerine, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 367 krizinin gölgesinde gidildi. Sandıklar açıldığında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın partisinin balkonunda yaptığı "Kucaklayıcı’’ konuşma rahatlık yarattı ancak uygulamalar beklendiği gibi olmadı.

Parlamento,  AKP-CHP eksenindeki çıktı. MHP ve DTP, DSP, BBP, ÖDP de TBMM’ye taşındı. Seçim öncesi yaşanan 367 krizi, seçim sonrası MHP’nin tavrı ile aşıldı. Bazı kesimlerin muhalefetine rağmen Abdullah Gül bu makama seçildi. İlk kırılma, bu seçim ile başladı. Ardından da TBMM, Cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören Anayasa değişikliğini yaptı ve referandum ile değişiklik benimsendi.

İLK ŞOK DAĞLICA BASKINI 

Seçimden bir ay sonra Türkiye Dağlıca şokunu yaşadı. Baskındaki şehitler ve 8 askerin kaçırılması toplumda önemli gerginliğe neden oldu.
Ardından ünlü ‘’Velev ki’’ diye başlayan Başbakan Erdoğan'ın İspanya seyahati sırasındaki sözleri geldi. Bu kelime ile başlatan türban serbestisi girişimine MHP ‘’Hodri meydan' ile cevap verince ülkenin gündemi türban oldu. Anayasa değiştirildi üniversite kapıları türbanlılara açıldı. Ancak Anayasa mahkemesinin bu değişiklikleri iptal etmesi AK Parti’ye ağır bir darbe oldu.

KAPATMA DAVASI ŞOKU

14 Mart günü ise AK Parti hakkında kapatma davası geldi. Türkiye’nin gündemi yargı-siyaset eksenine kilitlendi. Kapatma davası, dış politikadan ekonomiye kadar her konuyu etkiledi.  Ardından da bir süredir devam eden Ergenekon soruşturması şoku yaşandı. Emekli Orgeneraller sabah 07.00’de, gazeteciler 05.00’de gözaltına alındı. Ergenekon davasının AKP’nin kapatma davasına ‘’Misilleme ve denge olduğu iddiaları’’ aynı türban olayındaki gibi toplumu kamplara böldü. Bu soruşturmayı eleştirenler için ‘’Darbecilik’’ suçlamaları yapıldı.

Türkiye’nin kaderi şimdi AKP’nin kapatma davası ve Ergenekon davasının akıbetine kilitlenmiş durumda. Ağustos ayı başında yapılacak Yüksek Askeri Şura ile TSK’nın komuta kademesi de değişecek. AKP’nin kapatılması Türkiye’yi erken seçime de götürebilir. 22 Temmuz 2007’deki ‘’Zafer kutlamalarının’’ yerinde artık endişeli bekleyişler var…

BİR YILDA NELER OLDU ?

Son bir yıl içinde Türkiye’de Dağlıca baskını ve Ergenekon gözaltılarının yanı sıra toplumu geren şu gelişmeler yaşandı:

22 Temmuz 2007: Genel seçimler yapıldı. AKP yüzde 46,6'yla yeniden tek başına iktidar oldu. Cumhurbaşkanlığı seçim süreci tekrar başladı.

15 Ağustos 2007:
Başbakan Erdoğan, AKP Merkez Yönetim Kurulu  toplantısında adaylarının Abdullah Gül olduğunu açıkladı.

20 Ağustos 2007:
Oylamanın ilk turu yapıldı. Gül'ün yanı sıra MHP'den Sabahattin Çakmakoğlu ve DSP'den Tayfun İçli de Köşk için yarıştı. Oylamada 448 milletvekili hazır bulundu. Gül, 341 oy aldı. Oylamanın ikinci turunda Gül'e 337 oy çıktı.

28 Ağustos 2007:
Üçüncü turda Gül, 339 oy alarak Cumhurbaşkanı seçildi.

8 Haziran 2007:
Başbakan Erdoğan, Prof. Dr. Ergun Özbudun'dan anayasa taslağı hazırlamasını istedi. 6 kişilik heyet bir ay sonra taslağı AKP'ye teslim etti. Taslağa türban serbestisi konuldu.

14 Ocak 2008:
Başbakan, İspanya'da "Velev ki siyasi simge olsun? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz?’’ çıkışını yaptı ve dönüşünde de "Yeni anayasayı beklemeye gerek yok’’ dedi. MHP ve AKP Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerini 411 oyla değiştirip türban yasağını kaldırdı.

27 Şubat 2008:
CHP, anayasa değişikliği için Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açtı. Bazı okullar türbana izin verdi bazıları yağsı sürdürdü kaos başladı.

14 Mart 2008:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı AKP hakkında laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu gerekçesiyle kapatma davası açtı. Gül ve Erdoğan dahil 71 siyasiye 5 yıl yasak istendi.

5 Haziran 2008:
Anayasa Mahkemesi, üniversitelerde eğitim özgürlüğünün önündeki yasakları kaldıran anayasa değişikliğini iptal etti. Mahkeme, 9'a 2 oyçokluğuyla verdiği kararda düzenlemenin yürürlüğünü de durdurdu. Değişiklik rafa kalktı.