BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Yüce Divan'da büyük çekişme

Sedat Ergin ve Mesut Yılmaz Yüce Divan'da karşı karşıya geldi. Uzun süre gündemden düşmeyen Yargıtay-Çakıcı-MİT üçlemesi, ikili arasında sert tartışmalara neden oldu.

Abone ol

Gazeteci Sedat Ergin, Yüce Divan'da Yiğit'in, Çakıcı ile bağlantılı olduğu MİT tarafından kendisine bildirilmesine rağmen Yılmaz tarafından ihaleye sokulduğunu söyledi. Yılmaz ise Ergin'i subjektif davranmakla suçladı.

Yüce Divan'da eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın yargılandığı Türkbank davasıyla ilgili duruşmaya yine Alaattin Çakıcı ve Korkmaz Yiğit tartışmaları damgasını vurdu.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Sedat Ergin ile Mesut Yılmaz arasında polemikler yaşandı. Çakıcı ile bağlantılı olduğunun MİT tarafından kendisine bildirilmesine rağmen Yiğit'in Türkbank ihalesine sokulmasına izin verdiği için Yılmaz'ı söyledikleri ile çelişkili davranmakla suçlayan Ergin'i Yılmaz bu anlatımları nedeniyle subjektif davranmakla itham etti. Yılmaz, "Benim elimde bu ilişkiye dair hukuksal nitelikte bir delil olmadığı için ihaleye girmesine izin verdik. Daha sonra da yaptığımız değerlendirmeler sonucu zaten bu ihaleyi iptal ettik" dedi.

Yüce Divan'da dün yapılan duruşmada, eski ANAP'lı çok sayıda bakan ve milletvekili Mesut Yılmaz'ı yalnız bırakmadılar. Yüce Divan'ın önünde toplanan Türbank mağdurları ise Yılmaz'ı protesto etti. Başkan Mustafa Bumin raporlu olduğu için Yüce Divan'ı Başkanvekili Haşim Kılıç yönetti. Kılıç önce mahkemeye gelen belge ve bilgileri okuttu. Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT Müsteşarlığı'ndan gelen yazılarda, Türbank ihalesinin yapılacağı dönemde Yiğit ile Çakıcı arasındaki ilişki olduğuna ilişkin bilgilerin dönemin Başbakanı ile Cumhurbaşkanı'na bildirildiği ifade edildi. Yılmaz'ın avukatı Uğur Alacakaptan, Emniyet ve MİT'ten gelen yazılara itiraz etti. Duruşmada tanıklar Sedat Ergin, Tuncay Özkan, İsmet Berkan, Uğur Dündar ve Turan Akköprülü hazır bulundu. Tanıklık için çağrılan işadamları Erol Aksoy, Hayyam Garipoğlu ve Ali Balkaner ise gelmediler.

"Korkmaz Yiğit, bana iş teklif etti"

İfadesinde, Korkmaz Yiğit'in Alaattin Çakıcı ile ilişkisinin Mesut Yılmaz tarafından bilindiğini belirten Sedat Ergin, "İhaleye girmesine önce izin verilmeyen Korkmaz Yiğit, daha sonra nasıl oluyorsa ihaleye sokuluyor. Çakıcı'nın ihale nedeniyle baskı yaptığı bilindiği halde Yiğit'in ihaleye sokulmasına izin veriliyor. Bu, bana göre büyük bir çelişki. Yazılarımda hep bu çelişkiyi vurguladım" dedi. Başkan Haşim Kılıç'ın sorusu üzerine Ergin, Yiğit'in talebi üzerine Ankara Sheraton Oteli'nde haziranın ortalarında bir gün birlikte kahvaltı yaptıklarını söyledi. Yiğit'in bu kahvaltı sırasında kendisine yakında medya imparatoru olacağını belirterek iş teklifinde bulunduğunu anlatan Ergin, işinden memnun olduğunu belirterek, bu teklifi kabul etmediğini bildirdi. Ergin, Yılmaz ile Yiğit'in arasında sürekli olarak bir diyaloğun olduğunu da savundu. Yılmaz ise Ergin'in yanlış değerlendirmelerde bulunduğunu belirterek "Sadece istihbari nitelikteki bilgilere dayanarak kimseyi ihaleye sokmama hakkımız yoktur" dedi. Gazeteciler için duyumların önemli olduğunu ifade eden Yılmaz, Ergin'e "Hâlâ böyle bir çelişki olduğu kanaatinde misiniz?'' sorusunu yöneltti. Ergin, yazdıklarının arkasında olduğunu ve gazeteci olarak şüpheci olması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Av. Alacakaptan, Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uyarınca, tanığa doğrudan soru yöneltme talebinde bulundu. Avukatın, bu talebinin kabul edilmesi üzerine Alacakaptan, Ergin'e çeşitli sorular yöneltti. Ergin bir soru üzerine şunları söyledi: "Kanaatim Yılmaz ile Yiğit arasında bir ilişki olduğudur. DSP'li bakanlar, bu konularla ilgili etüt yapıyor ve burunlarına iyi koku gelmiyor. 2 Ekim'de Hüsamettin Özkan, Yiğit ile kendi evinde görüştü. Özkan, Yiğit'e 'Bu işte sana zarar var, ihaleden çık' der. Yiğit'in, koalisyon ortağının, ihaleden çık demesine kafası karışır. Yiğit, aynı gün Yılmaz'la bir resepsiyonda görüşür ve olayı anlatarak, 'ihaleden çıkayım mı?' diye sorar. Yiğit'in böyle bir imkanı bulması, bir diyalogun var olmasına işarettir.'' Tanık gazeteci Tuncay Özkan ise, "Yiğit ile Çakıcı arasındaki kasetten söz edince Yılmaz, (o zaman mafyanın parmağının olduğu bir ihale olmaz bu ihale iptal olmuştur. bunu böyle bilin) dedi" diye konuştu.

'Devlet desteği olmadan mafya iş yapamaz'

Türkbank davasının öğleden sonraki bölümünde Gazeteciler Tuncay Özkan, İsmet Berkant, Uğur Dündar ve Turan Akköprülü tanık olarak dinlendi. Her 4 gazeteci de, daha önce TBMM Soruşturma Komisyonu'na verdikleri ifadeleri yinelediler. Tanıklardan Tuncay Özkan ile Uğur Dündar, "mafya-siyaset ve iş dünyası" üçgenine ilişkin değerlendirmelerde bulundular. Devletin içinden destek bulmadığı sürece mafyanın varlık gösteremeyeceğine dikkat çeken Özkan, ''Yiğit ile Çakıcı arasındaki kasetten söz edince Yılmaz, 'o zaman mafyanın parmağının olduğu bir ihale olmaz, bu ihale iptal olmuştur. Bunu böyle bilin' dedi'' şeklinde konuştu.

Başkan Kılıç'ın, Korkmaz Yiğit ile kaç kez görüştüğünü sorması üzerine Tuncay Özkan, 6 kez görüştüğünü, bunlardan birisinde Yiğit'in kendisine iş teklif ettiğini belirtti.

Korkmaz Yiğit tanık olarak dinlenecek

Heyete başkanlık eden Başkanvekili Haşim Kılıç, tanık anlatımları bittikten sonra ara kararını açıkladı. Kılıç, Türkbank ihalesine katılan başta Korkmaz Yiğit olmak üzere işadamları Erol Aksoy, Ahmet Nazif Zorlu, Hayyam Garipoğlu, Kamuran Çörtük ve Ali Avni Balkaner ile dönemin Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in tanık olarak dinleneceğini bildirdi. Kılıç, duruşmayı 8 Temmuz'a erteledi.

Mesut Yılmaz'a hakaret davası

Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz hakkında, işadamı Korkmaz Yiğit'e "profesyonel yalancı" diyerek basın yoluyla hakaret ettiği iddiasıyla dava açıldı. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, Yiğit'in avukatlarının itirazı üzerine Ankara Basın Savcılığı'nın daha önce konuyla ilgili zamanaşımı gerekçesiyle verdiği takipsizlik kararını kaldırdı. Bunun üzerine, dosya tekrar Ankara Basın Savcılığı'na geldi. Basın Savcısı Nadi Türkaslan, eski Türk Ceza Kanunu'nun "sövme" başlığını taşıyan 482/4 ve "müteselsil suçlar" hükmünü içeren 80. maddeleri uyarınca 3 ay 15 günden 1 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açtı. Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 15 Eylül 2005 tarihini duruşma günü olarak belirledi.

Haber : Evin Göktaş
Kaynak :