BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL  /  EĞİTİM

YÖK Başkanı Özcan'dan samimi itiraf!

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, üniversite sayısının artması nedeniyle, kurumun bu yükü kaldıramadığına dikkati çekti

Abone ol

Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Bahçeşehir ve Columbia Üniversiteleri işbirliğinde düzenlenen "Yükseköğretimin Finansmanı" konulu konferansı sırasındaki konuşkada ilginç bir itirafta bulundu.

Yusuf Ziya Özcan konuşmasında, dünyada eğitim alanında olağanüstü bir hareketliliğin yaşandığını vurgulayarak, "OECD tarafından yapılan 'Pisa' isimli bir sınav var. O sınavda her yıl hemen hemen birinci sırada yer alan Finlandiya dahi bugünlerde 'yükseköğretim sisteminde ne gibi değişiklikler yapılabilir, daha zeki olan öğrencilere başka ne türden imkanlar sağlanabilir' diye düşünmeye başladı. Son 10 yıla baktığımızda Japonya ve Almanya gibi çok köklü yükseköğretim sistemi bulunan ülkeler dahi yükseköğretim sistemlerini gözden geçiriyorlar. Japonya'da artık üniversitelerde bir mütevelli heyeti mutlaka bulunuyor eskiden farklı olarak ve de rektörler seçimine gelmiyorlar" diye konuştu.

ÜNİVERSİTE SAYILARINDA KORKUNÇ BİR ARTIŞ OLDU

Dünyada eğitim alanında görülen hareketliliği iki nedene bağlanabileceğine işaret eden Özcan, şunları söyledi: "Bunlardan bir tanesi ülkelerin ulusal dinamikleri, ikincisi de uluslararası dinamiklerdir. Ulusal dinamiklerden neyi anlamalıyız? Şunu anlamak belki doğru bir yaklaşım olabilir, biz seçkin bir gruba mı yükseköğretim imkanı vereceğiz, yoksa yükseköğretim yaşına girmiş olan herkese mi bu imkanı sağlayacağız? Eğer ikinci yolu seçerseniz, oldukça işiniz zor demektir. Çünkü bu öğrenci profili, öğretim üyesi profili, finansman, yönetim açısından pek çok zorluğu da beraberinde getiriyor. Uluslararası dinamiklere baktığınızda, son zamanlarda dünyada küreselleşme yüzünden iki tane eğilimin öne çıktığını görüyoruz. Bunlardan bir tanesi, işbirliği değerinde korkunç bir rekabettir. Artık üniversiteler birbirleriyle rekabet eder durumda ve bu gerçekten rahatsız edici noktalara varabiliyor. Ama ABD gibi ülkelerde dünya çapında üniversiteler yaratılarak, öne çıkma gayretleri var. Tabi söylemesi kolay ama dünya çapında bir üniversite yaratmanın da hem hükümetlere hem de devletlere bir külfeti vardır, bunu da unutmamalıyız. Biz ülke olarak bu gelişmelerden esasında payımıza düşeni alıyoruz. Biz de bu dünyayı etkileyen eylemlerden muaf değiliz. Bunların Türkiye'de yansımaları oluyor. Bizim yükseköğretim sistemimizde son yıllarda gerçekten radikal diyebileceğimiz değişikliler var. Bunların belki en önemlilerinden bir tanesi daha fazla demokratikleşme eylemi gördüğü öğrenim hakkının önündeki engelleri kaldırmakla uğraştık. Aynı zamanda üniversite sayılarında korkunç bir artış oldu. Neredeyse son yedi senede, daha önceki yıllarda yapılan, kurulan üniversiteler kadar üniversite kuruldu. Öğrenci sayısı da Avrupa'daki bazı ülkelerin nüfusları kadar, yani 3.5 milyona kadar çıktı. Bu başka bir ülkede görülmemiş türden bir gelişmedir."

BU KURUL ARTIK BU YÜKÜ KALDIRACAK DURUMDA DEĞİL

Özcan, üniversitelerin devlet ve vakıf olmak üzere iki kanadı olduğunu dile getirerek, "Son zamanlarda bunlarda da çeşitliliğe gitmeye karar verdik. Artık tematik üniversite dediğimiz üniversiteleri daha fazla düşünüyoruz ve tematik bir üniversite geldiğinde açılma talebiyle onlara daha olumlu bakıyoruz ki, bu son açılan üniversitelerin hemen hemen hepsi bu karakterdedir. Sistemi her gün büyütmekteyiz. Sorunlarımızda yok değil. 20-22 üniversiteye göre tasarlanmış bir yüksek öğretim kurulumuz var. Bu kurul artık bu yükü kaldıracak durumda değil. Ona göre yapılanmamış. Onun için zaman zaman zorlandığımız oluyor. Mesele, omurganın o yükü taşıyıp taşımamasıdır. Bazen çok kolay taşıyamadığımızı söylemek zorundayım. Özellikle öğrenci sayısındaki muazzam artış, eğer yüksek öğretim devlet tarafından karşılanıyorsa, yüksek öğretimin finansmanını fevkalade zorlaştırmaktadır. Belki en büyük sıkıntılardan birisi budur. Vakıf üniversitelerinin de bugüne kadar öğrenciden talep ettikleri ücretleri bundan böyle çok devam ettireceklerini düşünmüyorum. Çünkü vakıflar için en büyük rekabet devletten gelmektedir. Biz devlet üniversitelerindeki kontenjanları arttırdıkça onların daha fazla zorlanacağını ve harçlarda bir ayalarlamaya gideceklerini düşünmüyor değilim" diye konuştu.