BIST 10.911
DOLAR 32,21
EURO 35,04
ALTIN 2.446,47
HABER /  GÜNCEL

Yeni Osmanlıcılık hayalleriyle...

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "Mezhepçi hareketler ve ’yurtta barış, dünyada barış’ ilkesini pasif dış politikalar...

Abone ol

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "Mezhepçi hareketler ve ’yurtta barış, dünyada barış’ ilkesini pasif dış politikalar kabul edilip, yeni Osmanlıcılık hayalleriyle birtakım adımlar atılması Türkiye’yi çok ciddi sıkıntılara sokmaya elverişlidir" dedi.
Bir otelde düzenlenen TBB Kadın Komisyonu Üye Toplantısı’na katılan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, toplantı sonunda gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Feyzioğlu HSYK ile ilgili sorulan soruya verdiği cevapta, "Şu anda sistem maalesef yargıyı siyasi iktidara bağımlı kılıyor. Bunu ifade ettiğimizde, ’Dün de böyleydi’ denilmekte. Dünün yanlışı bugünün yanlışının mazereti olamaz. Bir an için siyasi parti gözlüklerimizi, şapkalarımızı çıkartıp aynı kayıkta olduğumuzu, aynı milletin fertleri olduğumuzu hatırlayarak davranalım ve düşünelim" dedi.
IŞİD’in Türkiye üzerinden beslendiği iddialarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Feyzioğlu, “Tabi umarım öyle bir besleme durumu yoktur. Ancak Türkiye’nin şu anda çok ciddi mülteci sorunu var. Mültecilerin içinde ne kadar IŞİD militanı var ve sınırdan ne kadar rahat gelip, geçiyorlar, çok ciddi spekülasyonlar ve hatta haberler gelmekte" şeklinde konuştu.
“Ortadoğu çok karışık bir bölge” diyen Feyzioğlu, “Benim söyleyeceğim, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi, ’Yurtta barış, dünyada barıştır’ dır. Biz, ’Yurda barışı’, yeterince dikkate almazsak, bir felakete doğru sürükleniriz. Ülke içinde hukuka aykırı getirilen, gösteri yürüyüşü yasakları, provokatörlere, marjinal bir takım gruplara, suistimal edilebilecek uygun iklimi yaratıyor. Bu da, bir taraftar mezhepsel, diğer taraftan da etnik fay hatlarının zorlanması, kırılmasına sebebiyet veriyor. Barışçıl gösterilerin önünü açtığınızda Türkiye rahatlayacak. Bu niye Ortadoğu’ya bağlıyorum; diğer taraftan bunun bir uzantısı Kuzey Irak, Musul ve Kuzey Suriye bölgesindeki gelişmeler. Buradaki gelişmelerin Türkiye’yi etkilememesi hiç bir şekilde düşünülemez. Şu an, öncelikli sorunumuz Musul Konsolosluğumuzdaki görevlilerimizin ve ailelerin ne pahasına olursa olsun kurtarılmasıdır” diye konuştu.
"Türkiye’de düşünce özgürlüğü, özgür üniversiteler ortadan kalkarsa eğer korkarım, dış politika üretimi, doğru strateji üretimi de sıkıntıya girer" diyen Feyzioğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Böyle bir sıkıntının içinde yaşadığımızı ifade etmek istiyorum. Mezhepçi hareketler ve ’yurtta barış, dünyada barış’ ilkesini pasif dış politikalar kabul edilip, yeni Osmanlıcılık hayalleriyle birtakım adımlar atılması Türkiye’yi çok ciddi sıkıntılara sokmaya elverişlidir. Bunun bir iç politika malzemesi yapılmaksızın, yanlışların doğru tespit edilip, bundan sonra yapılmamasını sağlamak zorundayız.”

HSYK’NIN YAPISI
HSYK’nın ikiye ayrılması gerektiğini belirten Feyzioğlu, “HSYK’nın yapısına ilişkin eleştirilerimiz ortadadır. Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu diye ikiye ayrılıp tam anlamıyla siyasi iktidardan bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalıdır. Doğru soru ile başlamak lazımdır. ’Yargı nasıl bana bağımlı olur?’ diye sorarsanız doğru cevap veremezsiniz. ’Yargı nasıl bağımsız olur’ diye sorarsanız, doğru cevaplar verirsiniz. Kopenhag Kriterleri, Avrupa Konseyi ve Venedik Komisyonu direktifleri ortadadır. Yargı bağımsızlığını, tarafsızlığı, adil yargılamayı ve savunma hakkına saygıyı gösteren bir yargı yaratmak hiç de sanıldığı gibi zor değildir. Biz Barolar Birliği olarak önerimizi masaya koyduk. Maalesef şuana kadar hiçbir siyasi partiden olumlu ya da olumsuz tepki almadık" açıklamasında bulundu.

HSYK’NIN 2014 YAZ KARARNAMESİ
HSYK’nın 2014 Yaz Kararnamesi’ne de değinen Feyzioğlu, şunları söyledi:
"Kararnamenin ayrıntılarını bilmiyorum. 2 bin 200 kişilik bir kararname. Henüz inceleme imkanım bulunmadı. Türkiye’nin 14 bin civarında hakim, savcısı, 84 bin avukatı var. Camiaları toptan suçlamak, lekelemek son derece yanlıştır. Binlerce namuslu, fedakar hakimimiz, savcımız ve avukatımız var. Birtakım suistimalleri göstererek camiayı lekelemeyi ben doğru görmüyorum. Yanlışlar olursa düzeltilir, önemli olan sistemi doğru yapmak. Şu anda sistem maalesef yargıyı siyasi iktidara bağımlı kılan bir sistem. Bunu ifade ettiğimizde dün de böyleydi denmekte. Dünün yanlışı bugünün yanlışının mazereti olamaz. Bir an için siyasi parti gözlüklerimizi, şapkalarımızı çıkartıp aynı kayıkta olduğumuzu, aynı milletin ferleri olduğumuzu hatırlayarak davranalım ve düşünelim."
(İHA)