BIST 10.159
DOLAR 32,36
EURO 34,71
ALTIN 2.395,01

Yasemin Sakallıoğlu Mizah mı yapıyor Mizojini mi?

Mizah yapan kişinin elbette gerçek kişiliğiyle oynadığı karakter bir değildir fakat biçilen rol ve işlenen konu insanları ve özellikle de kadınları basite indirgeyen şekilde de seçilmemelidir. Aksi taktirde bunun adı Mizah değil Mizojini olur. Yani kadın düşmanlığı... Kadın haklarına hassasiyetleri(!) olanların kendi hemcinslerini düşürdükleri bu küçültücü mizahın izahı dahi olamaz.

Sizlere bir fenomenden bahsedeceğim. Uzun zaman önce yine sosyal medyada çektiği içeriklerle yapımcıların dikkatini çeken Yasemin Sakallıoğlu, hatırlayacaksınız 2015 yılında "Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz" dizisinde de 'hizmetçi' olarak rol almıştı.

Sakallıoğlu, kendindeki olağandışı 'depresif cevheri' görmüş olmalıydı ki; yönetmen, yapımcı ve oyuncularla uğraşmak yerine sosyal medyada basit içerikler hazırlayarak da para kazanabileceğini görmüş ve bu uğurda kolları sıvamıştı.

Öncelikle belirtmek istiyorum; kimsenin işiyle, gücüyle, mesleği, kazancı, tavrı ve tarzı ile işim yok! Ama dikkatimi çekenleri ve yanlış bulduklarımı da paylaşmak zorundayım. 

Çok merak ediyorum Yasemin Sakallıoğlu konservatuar eğitimini; sırf sosyal medyada çoğunlukla başörtülü ve iş kadınlarının hayatlarındaki stresi, bunalımı ve geçimsizliği yansıtmak adına mı aldı acaba?

Yaklaşık 7 milyona yakın takipçisi olan Sakallıoğlu, çektiği çok basit ve özensiz videolarla binlerce beğeni alıyor ve her beğeni ile sanki işi birazcık daha basitleştiriyor gibi... 

6/7 milyon gözle bakıldığında çok büyük rakamlar gibi görünebilir fakat Türkiye'nin tamamı 85 milyon! İşte ben de geriye kalan 78 milyonun itibarını korumak adına bu haklı eleştirilerimi yapıyorum. 

Çünkü yeni evli gençlerin eşleriyle olan kıskançlık diyaloglarına, ev hanımlarının ev işleri ve sorumluluktan dolayı yer yer düştükleri bunalıma paçoz bir kadın rolüyle dikkat çekerek, kadını dedikodu gıybet ve arkadan çekiştirmeyi adet edinmiş bir meta gibi göstermek beğeniyi değil ancak yergiyi hak eder.

Aile bağları, kadın erkek ilişkileri ve bu ilişkilerin psikolojik etkilerini tamamen olumsuz yönleriyle konu edinen Sakallıoğlu kaş yapayım derken göz çıkarıyor. Toplum içinde dert ve konu edinilmesi gereken birçok insani mesele varken neden mevzu ev kadınları?

Bakınız natürel ve doğallığı konu edindiğini hatta kitabında da bu yöntemle ilerlediğini söyleyen komedyen:

"Etrafımda gözlemlediğim her kadının probleminin yetersizlik olduğunu keşfettim. Yani başka kadınlara bakarak, kadınlar üzerinden kendimizi rekabete sokup, o rekabette devamlı yenildiğimizi anladım." Diyor. 

Bunları söylerken rollerinde katlettiği güzellik algısını çirkinliğe nasıl evirdiğinin de farkındadır herhalde. Değilse de bir zahmet farkına varsın. 

Paylaşımlarında evliliği itici ve mahrumiyetler zinciri gibi gösteren Yasemin Sakallıoğlu, Ne hikmetse kendisi çok özenli bir gelinlik ve şık bir konseptle dünya evine girdi. 

Kadına özellikle de ev kadınlarına pespaye bir rol biçerken kendi özel hayatında ise çok şık çok bakımlı bir kadın olmayı tercih etmesi de dikkat çekici. 

Mizah yapan kişinin elbette gerçek kişiliğiyle oynadığı karakter bir değildir fakat biçilen rol ve işlenen konu insanları ve özellikle de kadınları basite indirgeyen şekilde de seçilmemelidir. Aksi taktirde bunun adı Mizah değil Mizojini olur. Yani kadın düşmanlığı... Kadın haklarına hassasiyetleri(!) olanların kendi hemcinslerini düşürdükleri bu küçültücü mizahın izahı dahi olamaz.

Türk aile yapısını tamamıyla yanlış lanse ederek; kadının ezildiğini, yıpratıldığını ve o kadının içinden nasıl bir canavar çıktığını; tatlı dilden, güzel sözden uzak, sesini ve sözünü yükselten, çoğunlukla evden dışarıya çıkmayan, hakları elinden alınmış, sporu ev işlerinden ibaret olan, psikolojisini yemek yeme ile düzelten, çocuklarına bakmaktan ve ev işleriyle uğraşmaktan zevk almayan, komşularıyla ilişkilerinde hep dedikodu ve gıybeti adet edinen, kısacası; acınacak rollerle Türk kadınını yanlış tanımlamanın ve her kadının hayatını aynıymış gibi göstermenin adına "komedyenlik" diyorsak bu yapılan işi "stand up" gibi pazarlıyorsak burada mesleki bir dezenformasyon söz konusudur.

Demem o ki; birileri para kazanmak uğruna sizden, bizden, ondan çalıyorsa orda bu çirkinliğe "dur!" diyecek olan yine sizlersiniz. Şimdi söyler misiniz bana Yasemin Sakallıoğlu'nu hala izleyecek misiniz?