BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  DÜNYA

Yargıtay’dan magazin habercilerini üzecek karar !

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Sezen Aksu ile ilgili davada, magazin habercilerini üzecek bir karar aldı.<br/>Sezen Aksu’nun, 2006’da tatil yapt...

Abone ol

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Sezen Aksu ile ilgili davada, magazin habercilerini üzecek bir karar aldı.
Sezen Aksu’nun, 2006’da tatil yaptığı Bodrum’da izni dışında mayolu fotoğraflarını çekerek haber yapan kişi hakkında "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçundan dava açılmıştı. Bakırköy 24. Asliye Ceza Mahkemesi, şikayetçinin ünlü bir sanatçı olup halk tarafından ve dolayısıyla medya tarafından yaşantısının merak edildiği, sanatçıların, politikacıların ve halka mal olmuş diğer kişilerin evleri dışında görülebilecek yerlerde çekilmiş fotoğraflarının yayınlanmasının özel hayatın gizliliğini ihlal teşkil etmeyeceği gerekçeleriyle sanığın beraatına karar vermişti.
Mahkeme, sanatçının fotoğrafının çekildiği tekne özel olmasına rağmen dışarıdan görülebilecek bir yerinde bulunduğu sırada fotoğrafının çekildiğini ve yayınlandığını bildirmişti. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

"TAMAMEN KİŞİYE ÖZEL"
Dairenin kararında, özel hayat kavramının, kişinin sadece gözlerden uzak, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel olayları ve bilgilerin tamamını içerdiği belirtildi.
"Kamuya açık alanda bulunulması, bu alandaki her görüntü veya sesin dinlenilmesine, izlenilmesine, kaydedilmesine, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterildiği anlamına gelmez" ifadesine yer verilen kararda, kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, "kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik" prensibinin geçerli olduğu ifade edilerek, bir olay ya da bilginin, özel hayat kavramı kapsamına girip girmediği belirlenirken, sadece içinde bulunulan fiziki çevrenin özelliklerine bakılmaması, kişinin toplum içindeki konumu, mesleği, görevi, kamuoyu tarafından tanınıp tanınmadığı, dışa yansıyan davranışları, rıza ve öngörüleri, sosyal ilişkileri, müdahalenin derecesi gibi ölçütlerin de göz önüne alınması gerektiği bildirildi.

KARAR !
Bir gazetede magazin haberleri içerikli köşe hazırlayan sanık tarafından bilgisi ve izni olmadan yayımlandığı anlatılan kararda, şu ifadelere yer verildi:
"Kamuya mal olmuş mağdurenin, toplumun bilgilendirilmesi ve haber alma hakkı kapsamına giren özel yaşam alanına dahil olmayan, mesleki faaliyeti içerisinde de yer almayan bir konuda, ailesi ve yakın çevresiyle geçirdiği tatil hakkında, okuyucuya bilgi aktarılarak, fiziksel mahremiyetine ilişkin fotoğrafının çekilip, yayınlanmasında kamu yararı bulunmaması nedeniyle eylemi hukuka uygun kılan basının haber verme hakkı sınırlarının aşıldığı gözetilmemiştir."
Haberde yer alan "tatilinin ilk gününde Yalıçiftlikte mayo ile teknede yakalandı" ifadesinden ve bulunduğu hal ve koşullardan çekimin gizlice yapıldığı ve Aksu’nun mevcut haliyle görüntülerinin kaydedilmesi ve yayınlanmasına açıkça rıza göstermediğinin anlaşılacağı vurgulanan kararda ancak yerel mahkemenin bu durumu dikkate alınmadığına değinilerek, şunlar ifade edildi:
"Toplumun gereksiz merak duygularının tatminini yeterli görüp, özel yaşamı salt mekana indirgeyerek, kamuya mal olmuş kişilerin konutları dışında özel hayatlarının bulunmadığı sonucunu doğuracak biçimde, ’Şikayetçinin ünlü bir sanatçı olup halk tarafından ve dolayısıyla medya tarafından yaşantısının merak edildiği, sanatçıların, politikacıların ve halka mal olmuş diğer kişilerin evleri dışında görülebilecek yerlerde çekilmiş fotoğraflarının yayınlanmasının özel hayatın gizliliğini ihlal teşkil etmeyeceği, sanatçının fotoğrafının çekildiği tekne özel olmasına rağmen dışarıdan görülebilecek bir yerinde bulunduğu sırada fotoğrafının çekildiği ve yayınlandığı’ şeklindeki yasal olmayan gerekçelere dayalı olarak, sanığın beraatına karar verilmesi bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. Maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. Maddesi gereğince isteme uygun olarak bozulmasına, oy birliğiyle karar verildi.”
(İHA)