BIST 10.083
DOLAR 32,50
EURO 34,86
ALTIN 2.441,07
HABER /  GÜNCEL

Yakalanırlarsa öldürülecekler

Vatan Gazetesi'nden Meltem Günay, 7 yıldır töre cinayetleri ile mücadele eden Ka-Mer'in faaliyetlerini yazdı.

Abone ol

Vatan Gazetesi'nde yer alan habere göre, Güldünya Tören'in İstanbul'da ağabeyleri tarafından öldürülmesi töre cinayetlerini yeniden gündeme getirdi. Bu sorunla 7 yıldır mücadele veren Kadın Merkezi (Ka-Mer) Kurucusu Nebahat Akkoç, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı: * Siz töre nedeniyle ceza verilen kadınları, genç kızları korumaya çalışıyorsunuz. Ka-Mer'in faaliyetleri hakkında bize bilgi verir misiniz? - 1997'den bu yana töre mağduru kızlarımızı, kadınlarımızı korumaya çalışıyoruz. 2003'te 23 kadın bize başvurdu. 21'ini kurtardık. Diğer ikisi yaralıydı, onları kaybettik. * Yaralılardan biri recm edilen Şemse Allak'tı galiba. - Evet. Şemse'yi bulduğumuzda ağır yaralıydı. Bir süre sonra kaybettik. Şemse gibi bir yaralıyı daha kaybettik. * Diğer 21 kişiye ne oldu? - Onları kurtarmayı başardık. * Kurtardığınız insanlar şu anda ne yapıyor? - Kendilerine yeni hayatlar kurdular. Bazıları sığınma evinde, bazıları ise çok farklı yerlerde yaşıyor. * Bu yıl başvuru oldu mu? - Evet, bu yılın ilk iki ayında 4 başvuru oldu. 4'ünü de kurtarmayı başardık. * Yani iki yılda toplam 25 kişiyi kurtardınız? - Evet hepsini büyük bir gizlilik içinde koruyoruz. Namus tek neden değil * Gizlediğiniz 25 kişi için ölüm emri mi var? - Evet, hepsi için ölüm emri var. * Tüm olaylar namus meselesi mi? - Hayır. Bu noktada medyanın neden olduğu çok yanlış bir kanaat oluştu. Zannediliyor ki, töre cezaları sadece namus, evlilik dışı ilişki, tecavüz gibi olaylarla gündeme geliyor. Bu işin temelinde itaatsizlik, konulmuş ölçülere uymamak var. * Ne tür ölçüler bunlar? - Topluma aileye göre değişiyor. Örneğin bir kadın başını açtığı için ölüm cezasına çarptırılabiliyor. Hemen kapı komşusu daha modern bir görünümde ama onun da şehir dışına çıkması yasak. Çıkarsa cezalandırılıyor. Bir başka örnek vereyim: Bir kadının aynı mahalledeki bir başka kadınla konuşması, ahbaplık etmesi yasaklanabiliyor. Burada büyüklerin sözlerine karşı çıkılarak cevap verilmez. Cevap veren kızlar-kadınlar ceza alabiliyor. * Kurtardığınız insanları kaçı namus nedeniyle ceza almış? - 4'ü 5'i geçmez. Diğerleri itaatsizlik ve konulan ölçülere uymamaktan.... * Bu insanlar size nasıl ulaşıyor? - Bazıları doğrudan bize geliyor. Bazıları başka kurumlara, örneğin valiliklere başvuruyor, valilikler de bize yönlendiriyor. * Kendileri mi geliyorlar? - Bazen kendileri geliyor. Bazen de aile içinden bir kadın, hatta zaman zaman bir erkek, ceza verilen kızlara-kadınlara yardımcı olup bize yönlendiriyor. * Siz, Ka-Mer olarak bu işin altından nasıl kalkıyorsunuz? - İşin içinde Diyarbakır Valiliği, Emniyet Müdürlüğü, hastaneler, sivil toplum kuruluşları, Diyarbakır Sanayi Ticaret Odası da var. Hepsi yardımcı oluyor. Bazı masrafları karşılıyor. * Bu iş için gerekli parayı nereden buluyorsunuz? Yeteri kadar bağış alabiliyor musunuz? - Ka-Mer vakıf statüsünde değil. Bu nedenle bağış alamıyoruz. Bu yıl vakıf statüsü kazanacağız. Finansmanı lokanta geliri * Peki gerekli finansmanı nasıl sağlıyorsunuz? - Biz kar amacı gütmeyen, daha doğrusu elde ettiği geliri sadece bu iş için harcayan bir şirketiz. Diyarbakır, Batman ve Kızıltepe'de üç lokanta işletiyoruz. * Lokanta gelirleri yetiyor mu? - Yetmiyor. İsveç'in cinayete kurban giden kadın Dışişleri Bakanı Anna Lindht Diyarbakır'a geldiğinde bize 25 bin dolar yardım yapmıştı. Bu para bize nefes aldırdı. Bize yerel sivil toplum kuruluşları yardımcı oluyor. Örneğin hastane giderleri gibi, reçete giderleri gibi bazı kalemleri Diyarbakır Sanayi Ticaret Odası karşılıyor. Ama itiraf edeyim, maddi olarak zorlanıyoruz. * Güldünya'nın İstanbul'un göbeğinde bir hastanede öldürülmesine ne diyorsunuz? - Biz, burada bize sığınanları büyük bir gizlilik içinde koruma altına alıyoruz. Şemse'yi bile 7 ay boyunca koruduk, hastanede başında durduk ki, aile bir şey yapmasın diye. Ama İstanbul'daki olayda hastane yönetimi hatalı. Gereken güvenliği, korumayı sağlayamadılar. * Güldünya da Bitlis'ten kaçıp İstanbul'a gelmiş. Töre cinayetleri sadece Doğu ve Güneydoğu'ya özgü bir sorun mu? - İstanbul'da yaşanan olay Güneydoğu orijinli. Ama Türkiye'nin farklı yerlerinde benzer cinayetler işleniyor. Sayısal farklılıklar var, yöntemler farklı ama bu sadece bizim değil Türkiye'nin sorunu.