BIST 10.159
DOLAR 32,17
EURO 35,08
ALTIN 2.473,94
HABER /  GÜNCEL

Balbay, kendini Tayyip sanınca!

Erdoğan'ın "sevdiği yazarlar" listesine Altaylı'yı sokan Balbay, bakın Erdoğan'ın ağzından neler yazıyor:

Abone ol

GÜNDEM MUSTAFA BALBAY 'Keşke Atina da Seçim Bölgesi Olsaydı...' Ohh nihayet günlüğüme kavuştum... Uzun süredir yazamıyorum. Oysa bir sürü konu birikti... Seçimlerden alacağımız neticenin ne olması gerektiğine henüz tam olarak karar vermedim. Verseydim bunu halkımızdan gizlemez, açık açık söylerdim. Benim prensibim budur... Seçimlerin kapsama alanına Atina, Brüksel, Berlin gibi şehirlerin girmemesi kötü oldu. Olsaydı, kampanyayı yürütmek fazla zor olmayacaktı. Zira o kentleri yeterince memnun ettim. Hatta arkadaşlarıma bunun mümkün olup olmayacağını söyledim, olamaz dediler. Böyle bir adımın erken olduğu konusunda görüş belirttiler. Tabii bizim icraatımızın hızına herkesin yetişmesini beklemiyorum... Medyanın ne yaparsam abartarak duyurması, bana övgüler düzmesi elbette hoşuma gidiyor, ama bazen dozu kaçınca ben bile rahatsız oluyorum. Geçen gün hepsini topladım, kahvaltı yaptırdım... Masayı da aşiretlerin barışma yemeği gibi ince uzun düzenlettim ki kendilerine çok da önem verdiğimi düşünmesinler... Medyadan, adadan gelen haberleri yazmamalarını istedim. ''Sansür uygulayın'' dedim. Sağ olsun, büyük çoğunluğu bu isteğimi ''rica'' olarak duyurdu. Aslında bu hoşuma gitmedi. Ben birinden bir şey rica etmem ki, yapılması gerekiyorsa yapın derim... Ancak bu sansür lafı meğer basın tarihi açısından pek iyi değilmiş. Onu kapatmak için ricayı da hoş gördüm... Seçim için aday belirlemekte zorlandım. Hayli yüklü bir başvuru vardı. Ama içlerinde bana en çok benzeyenini, sözümü en çok tutacak olanını bulmak zaman aldı. Meğer ne kadar çok bana benzemek isteyen varmış! Kimileri ikinci soyad olarak benimkini almayı bile önerdi. Önce cazip geldi, ama azapsuya danıştım, ''Siz bir tanesiniz, taklitlerinizden sakınmak gerekir'' dedi, haklı buldum... Tarih yazacağız... Annan 'la dostluğumuz giderek gelişiyor. Önümüzdeki ay ona çok iş düşecek. Boşlukları dolduracak... Bunu seçim propagandası için de kullanmayı düşünüyorum. Mademki Annan bütün boşlukları doldurmayı kabul etti, bu iş planla bitmez. Gelsin, memleketteki boşlukları da doldursun! Bunu sürpriz bir adım olarak saklıyorum... Seçim meydanlarında gençlere sesleneceğim: ''Sınav kâğıdınızda boşluklar mı var, hiç dert etmeyin. Bizim iktidarımız her şeye çözüm bulur... Onları da Annan'a doldurtacağız...'' Annan'ın bir tek muhalefet boşluğunu doldurmasına izin vermeyeceğim. Böylesi daha iyi... AB ile ilişkilerimiz son derece güzel gidiyor. Bu yılın sonunda bir tarih vermelerini bekliyoruz. Geçenlerde Almanya Başbakanı geldi. Açıkça söyledim, ''Arkadaş'' dedim, ''ne isterseniz verelim, karşılığında siz de bize bir tarih verin'' . Tarih verirlerse devamında tam üyelik için tarih vermeleri gerekirmiş. Alman kafası tabii eksik çalışıyor. Bu şart değil ki. Biz, memlekete tarih aldık diyelim yeter. Başka bir şey almamıza gerek yok. Varsın, sonu tam üyeliğe gitmesin... Tarihi alacağım, bir yere yazacağım, halkıma sesleneceğim: ''Bakın, tarih yazdık...'' Amerika da bastırıyor... İlle de sizi Büyük Ortadoğu Projesi'ne alalım diyor... Olur, dedim. Başkan, önümüzdeki günlerde adamlarını gönderecek, ayrıntılarını konuşacağız... Kimileri çıkmış, ''Hani bizim hedefimiz AB'ydi. Öteki projelerde ne işimiz var'' diyor. Adamların anlamadıkları şu; aynı anda iki yerde birden olunabilir... Yöntemini bile buldum. AB ile papaz nikâhı yaparız, Ortadoğu ile imam nikâhı, oldu bitti... Şunu da itiraf etmeden geçemeyeceğim... Kendimi en mutlu hissettiğim yer seçim meydanları... Halkımın bana yönelik teveccühüne layık olmaya çalışıyorum. Onlarla çok iyi bir diyalog kurdum. Bana, ''Sen ne yaparsan yap, biz sana inanıyoruz'' diyorlar. Bunu arada test ediyorum, gerçekten öyle... Geçenlerde seçim meydanında seslendim: - Akaryakıta ufak bir zam yapacağız... Herkes alkışladı, ''Yaşa, var ooool'' dedi. Keşke büyük yapacağız deseydim... "

ani