BIST 10.209
DOLAR 32,36
EURO 34,78
ALTIN 2.398,57
HABER /  GÜNCEL

Uluslararası bienal başladı

30 ülkeden 53 sanatçının çalışmalarını bir araya getiren 9. Uluslararası İstanbul Bienali bu akşam başladı. Açılışın gündeminde İstanbul vardı.

Abone ol

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nca (İKSV) düzenlenen 9. Uluslararası İstanbul Bienali, açılış töreniyle başladı. Salıpazarı'ndaki Antrepo 5'te düzenlenen törende konuşan İstanbul Valisi Muammer Güler, dünya sanatçılarının, siyasi, dil, din, mezhep ve ırk gibi nedenlere dayanan ayırımların yaşanmadığı bölgelerde buluştuğunu ifade ederek, ''Sizler de dünya sanatçıları olarak en doğru adreste buluştunuz'' dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da İstanbul'un artık dünya kentleriyle yarışır duruma geldiğini dile getirerek, ''Üç büyük imparatorluğa ev sahipliği yapmış İstanbul, dünyanın buluştuğu bir kent. İstanbul adeta yeniden keşfediliyor. Bütün dünya sanatçılarını İstanbul'a davet ediyor ve geçmişte olduğu gibi sanatın İstanbul'dan tüm dünyaya yayılacağına inanıyoruz'' diye konuştu. İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı, 1995'teki İstanbul Bienali için görevlendirilen ilk yabancı küratör Rene Block'un ''Bana çok ağır bir yük verdiniz. Bugüne kadar birçok büyük sergi düzenledim, ama hiçbiri İstanbul Bienali adını taşımıyordu'' şeklindeki sözlerini anımsatarak, 9. Bienal'in küratörleri Charles Esche ve Vasıf Kortun'un da İstanbul'un kendisini bienal konusu olarak seçmekle daha ağır bir sorumluluk yüklendiklerini ifade etti. Kentin tarihi ve kültürel zenginliklerinin bienal açısından önemini vurgulayan Eczacıbaşı, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Charles Esche ve Vasıf Kortun, kentin imgesel gücünü konunun kapsamı içine alarak, renklerle, efsanelerle, masallarla dolu bir giz dünyasının kapılarını açıyor. İstanbul bir anıtlar kentidir de. Hıristiyanlığın başyapıtı Ayasofya, Bizans'tan kalma 60'a yakın yapıt, Galata Kulesi, Kız Kulesi ve görkemli Süleymaniye bir tepeden bakar İstanbul'a. Ama Esche ve Kortun, anıtsal mekanların hiçbirini kullanmıyorlar. Pera'da, Tepebaşı'ndan Tophane'ye inen yol üstündeki 7 yapıda, Amerika'dan Almanya'ya, Endonezya'ya kadar 30 ülkeden 50 dolayında sanatçının yapıtlarını sergiliyorlar. Küreselleşen dünyada çeşitli kimlikleri bir araya getiriyorlar. Geçmişin yüce anıtlarıyla kuşatılmış İstanbul'da geleceğin yapıtlarından örnekler sunuyorlar. Belki de İstanbul'un geçmişte olduğu kadar, geleceğin de kültür başkenti olduğunu belirtmek istiyorlar.' Bienalin küratörlerinden Charles Esche, düşünce silsilesinden İstanbul halkına çok şey sunmaya çalıştıklarını ifade ederek, ''Uluslararası çelişkileri ve kontrastları İstanbul'da bir araya getirmeyi amaçladık. Farklı eğilimleri huzurunuza taşımayı hedefledik. Burada bir takım ruhuyla çalışarak hedefimize ulaşmayı sağlayan herkese şükranlarımı sunuyorum'' diye konuştu. Küratör Vasıf Kortun da ''Artık İstanbul'un başka yerleri yakalamasının değil, başka yerlerin İstanbul'da söz söyleme zamanı. Biz işimizi bitirdik. Söz sırası sizde. Türkiye'nin pek alışık olmadığı bu faaliyete destek veren herkese teşekkür ediyorum'' dedi. Törende daha sonra, bienalin eş sponsorları Abdi İbrahim İlaç, Aygaz ve Opet ile diğer sponsorlar ve destekçi kuruluşlara teşekkür plaketleri Muammer Güler, Kadir Topbaş ve Şakir Eczacıbaşı tarafından verildi. BİENALİN GÜNDEMİ YOĞUN Charles Esche ve Vasıf Kortun'un küratörlüğünde "İstanbul" başlığı altında düzenlenen 9. Uluslararası İstanbul Bienali'nde, 53 sanatçı ve sanatçı grubunun projeleri, Şişhane'deki Deniz Palas Apartmanı, Bankalar Caddesi'ndeki eski Garanti Bankası binası, Tophane'deki Tütün Deposu, Tünel'deki Bilsar binası, Antrepo 5 ve İstiklal Caddesi'ndeki Platform Garanti Güncel Sanatlar Merkezi ile Garibaldi binasında sergilenecek. 30 Ekim tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık kalacak bienalde, hem kentsel mekana, hem de bu kentin dünya için taşıdığı anlamın imgesel gücüne işaret ediliyor. Bienaldeki projelerin yarısı, küratörler tarafından seçilerek İstanbul'a 1 ile 6 ay arasında değişen sürelerde yaşayıp çalışmak üzere davet edilen sanatçı ve sanatçı grupları tarafından, diğer yarısı da Kahire, Priştine, Almatı ve Berlin gibi dünyanın farklı yerlerinden gelen yapıtlardan oluşuyor.