BIST 8.774
DOLAR 32,34
EURO 35,10
ALTIN 2.238,07
HABER /  GÜNCEL

Ufuk Uras puslu ortamı anlattı

İstanbul eski Milletvekili Ufuk Uras, ne şiddet politikasının ne de inkar politikasının Türkiye'yi bir yere vardırmayacağını söyledi.

Abone ol

Meselelerin özünün aslında PKK'nın dönüşmesiyle, sivil siyasetin ön plana çıkmasıyla, 12 Eylül rejimi tasfiyesinin eş güdümlü olduğunu dile getiren Uras, Kürt sorunu denilen meselede akla gelebilecek her türlü uluslararası istihbarat örgütlerinin at oynattığına dikkat çekti.

PKK'nın iç infazlarına yönelik soruşturma konusunda ise Uras, "Her şey teşhir edilsin. Burada, benim taraf senin taraf, onun taraf olmaz. Cinayet cinayettir. Rezillik rezilliktir." dedi.

Ufuk Uras, Cihan Haber Ajansı'na, Kürt sorunu ve yeni anaya tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yeni anayasanın Kürt sorununun çözümünü hızlandıracağını söyleyen Uras, 'farklılıklar zenginliklerimizdir' felsefesini içeren, yurttaş merkezli, etnik aidiyetlerin hepsini barındıran değil, etnik aidiyet içermeyen bir anayasanın herkesin arzusu olduğunu vurguladı. Uras, herkesin kendi kültürü kimliğiyle yaşayabileceği demokratik bir Cumhuriyet'in şartının da zaten demokratik bir Anayasa olduğuna dikkat çekti.

Yeni anayasanın hazırlanmasında tehlikeli bariyerler konusuna işaret eden Uras, "Hayat bize gösterdi ki ne şiddet politikası ne inkar politikası bizi bir yere vardırmıyor. Tam tersine herkes gardını alıyor. Gerginliği değil, gerginliği ortadan kaldıracak siyasi bir müzakereyle sorunları çözmek lazım. O yüzden Türkiye'de son dönemde beliren Habur-Oslo eksenine karşıt olan cepheden hep uzak durmak lazım." görüşünü dile getirdi.

O cepheyi ülkenin hayrına görmeyen Uras, bu süreçte tüm tahriklere rağmen, müzakereyle ve Meclis'i esas alan bir yerde, koç başının Meclis olduğu bir zeminde somut adımlar atılması gerektiğini kaydetti. Uras, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O yüzden bunun dışında başka bir çözüm olmadığı için bir şekilde bu müzakerelerin, bu diyaloğun önünü açarak siyaseten meseleleri çözme aşamasında bir irade koymak lazım. Meclis'teki uzlaşma komisyonunun kendisi bu açıdan bir avantaj. Referanduma karşı tutum alan kesimler sürekli bu değişikliklerin iktidar partisine yaradığını varsaydılar, yarayabilir ama genel olarak topluma da yarıyor. O yüzden şu anda masada bulunayım ama takoz koyayım gibi taktikler yapılmak istenirse, 2014-2015 seçimlerinde bunun faturası zaten o kesimlere çıkacak. Siyasi partiler de bunun farkında. Bunu yaşayıp göreceğiz. Danışıklı dövüşe dönüşmeden bu herkesin anayasası haline gelecek mi? Yoksa kişisel siyasi parti ihtiraslarına hebamı edilecek? Buna hakkımız olmadığını düşünüyorum, o yüzden sonuna kadar bu uzlaşma komisyonunun faaliyetini desteklemek lazım. Yeni anayasanın yanı sıra yasal değişiklik, hatta tüzüksel değişiklikleri eş zamanlı yürütmek lazım. Bütün bu meselelerin özü aslında PKK'nın dönüşmesiyle, sivil siyasetin ön plana çıkmasıyla, 12 Eylül rejimi tasfiyesinin eş güdümlü, senkronizasyonlu, aynı zamanda ilerlemesi maharetini göstermek. Bu mahareti de gösterecek olan iktidarıyla muhalefetiyle siyasi partiler."

"YA BU OYUNU BOZACAĞIZ, YA DA BU OYUNUN BİR PARÇASI OLACAĞIZ"

Çok masumane bir meseleyle karşı karşıya olunmadığına dikkat çeken Uras, Kürt sorunu denilen meselenin ise uluslararası bir mesele haline getirildiğine dikkat çekti. Akla gelebilecek her türlü uluslararası istihbarat örgütlerinin at oynattığı bir alan olduğunu ifade eden Uras, "Bu ülkenin insanlarının da yapması gereken şey öncelikle bu oyunu bozmak. Ya bu oyunun bir parçası olacaksınız ya bu oyunu bozacaksınız. Mutlaka bu oyunu bozmamız lazım. Oyunu bozmanın yolu gerginlikleri artıran değil, diyalog, müzakere ve siyaseti artıran hattır. Kim ki gerginliklerden medet umar hiç şüpheniz olmasın. O işte uluslararası senaryoların mutlaka sübjektif niyeti ne olursa olsun objektif olarak oyunun bir parçasıdır. Oradan tespit edebilirsiniz. Hakikaten bunun faturası çok ağır olarak çıkar." dedi.

"CİNAYET CİNAYETTİR, REZİLLİK REZİLLİKTİR"

Faili meçhuller ile PKK'nın iç infazlarına yönelik soruşturmayı da değerlendiren Uras, gerçek neyse ona ulaşmak gerektiğini söyledi. Uras, şöyle devam etti: "O yüzden Mecliste bu tür komisyonlar kurulması, adı ne olursa olsun ister hakikatleri araştırma ne olursa olsun, kim ne yapıyorsa her şeyin ortaya çıkarılması lazım. Hakikaten transparan, şeffaf, her meselenin arkasında ne varsa ortaya çıkarılmasını sağlayacak irade ortaya konulmalıdır. Neyse gerçeklik ortaya çıkarılsın. Her şey de teşhir edilsin, burada benim taraf senin taraf, onun taraf olmaz. Cinayet cinayettir. Rezillik rezilliktir. Zaten bunlar ortaya çıktıkça arka plandaki o büyük dalaşmanın aktörleri de çok rahat bir şekilde görülür. Kamuoyu da üç aşağı beş yukarı bunu anlıyor. Hiçbir sorun bu tip sorunlarda dahil olmak üzere hiç kimsenin tekelinde değil, bu hepimizin sorunu. Kürtlerin de sorunu, Türklerin de sorunu. O yüzden biz baş başa verip bu sorunu çözeceğiz. Başkalarının bu sorunu çözmesi mümkün değil."

"ÇOK PUSLU BİR ORTAM"

Çok puslu bir ortamın bulunduğunu dile getiren Uras, "Kimin eli kimin cebinde belli değil. Taraflar bu kadar kilitlendiyse eğer ve meseleyi biz siyaseten çözeceksek belki bu toplumun aydınlık yüzü olan, vicdanı olan bir heyetin devreye girmesi ve belki bu süreçlerde kolay kolay yan yana gelemeyecek kesimlerin bir tür aracılığını yapması işi hızlandırabilir. Ana çözüm bu olabilir yani burada hükümetin de dahil olamayacağı bazı meselelerde kamuoyunun güvendiği bazı kesimlerin, bazı heyetlerin temaslarının ben faydalı olabileceğini düşünüyorum. Maksat zaten sorunu çözmekse olabilecek her türlü operasyonel araçları kullanmak lazım." diye konuştu.