BIST 9.525
DOLAR 32,56
EURO 34,71
ALTIN 2.489,17
HABER /  POLİTİKA

Tütün İşçiliğinden Ekonomi Bakanlığı'na

Denizli'de 5 çocuklu çiftçi bir ailenin en küçük oğlu olan Ekonomi Bakanı Zeybekci, maddi imkansızlıklar nedeniyle tütün işçiliğinden salyangoz toplayıcılığına kadar birçok işi yaparak eğitimini tamamladı.

Abone ol

Denizli'de 5 çocuklu çiftçi bir ailenin en küçük oğlu olarak dünyaya gelen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, maddi imkansızlıklar nedeniyle tütün işçiliğinden salyangoz toplayıcılığına kadar birçok işi yaparak eğitimini tamamladı. Zeybekci, kurduğu şirketle çalışma yaşamında zirveye tırmanırken, Denizli Belediye Başkanı olarak başladığı siyasi kariyerine 4. kez getirildiği Ekonomi Bakanlığıyla devam ederek azmin ve başarının öyküsünü yazdı.

İLKOKULU MADDİ İMKANSIZLIKLAR İÇİNDE OKUDU

Bakan Zeybekci, referandum çalışmaları kapsamında doğup büyüdüğü Pınarlar Köyü'nü ziyaret etti. Köy meydanında büyük coşkuyla karşılanan Zeybekci'ye hemşehrileri yoğun ilgi gösterdi. Baba ocağında eşi Ayşen Zeybekci ve ablası Gülsüm Önümlü ile basın mensuplarını ağırlayan Zeybekci, zorluklarla geçen çocukluk yaşamını, ailesini ve köyüne tutkusunu anlattı.

Denizli'nin Tavas ilçesine bağlı Pınarlar Köyü'nde 5 çocuklu çiftçi bir ailenin en küçük oğlu olarak 1961 yılında dünyaya gelen Zeybekci, ismine yönelik "Mehmet mi, Mustafa mı olsun?" tartışması çıkınca Nihat adını aldı.

Çocukluğunu, annesi Fatma, babası Şükrü Zeybekci ve kardeşleriyle köyde bahçe ve tütün tarlalarında geçiren Nihat Zeybekci, ilkokulu maddi zorluklar içerisinde okudu. İlkokul arkadaşlarının "çok akıllıydı, usluydu" diye anlattıkları Zeybekci, ortaokula gitmeyi çok istedi ancak ailesinin imkanları kısıtlı olduğu için okula son gün kayıt olabildi. Zeybekci, ortaokula kayıt olmak için nasıl çabaladığını şu sözlerle aktardı:

"ORTAOKULA SON GÜN KAYIT YAPTIRDIM"

"Rafettin hoca vardı, onun babama 'Nihat'ı okula kaydet' diye tembihi vardı. Babam galiba okutamayacaktı. Kayıtların son günü, bir cuma günüydü. Pazartesi günü okullar açılacaktı. Benim kaydım yapılmamıştı. Okulun etrafında dolaştım, belki beni görür hoca diye. Hoca beni gördü, el ele tutuştuk bizim eve gittik. Babam bahçedeydi. Hoca 'Şükrü amca söz vermiştin.' deyince babam içindeki şimdilerde atlet yerine geçen çamaşırını gösterip 'Hoca bu kirli göyneği satacağım, okutacağım.' dedi. Tavas'a vardık, kayıtlar kapanmıştı. Terzi Salih'i bulup okul müdürüne ulaştık. Ortaokulun müdürü 'kaydolmuş say kendini, pazartesi okula gel.' dedi."

PARA KAZANMAYI SALYANGOZ SATARAK ÖĞRENDİ

Ortaokulu da maddi zorluklar içerisinde tamamlamayı başaran Zeybekci, para kazanmayı da topladığı salyangozları satarak öğrendi. Köyünde, diğer çocuklarla birlikte bahar aylarında salyangoz toplayıp sattıklarını, kendisinin de bu şekilde aile ekonomisine katkıda bulunduğunu ifade eden Zeybekci, "Köyde onu bizden alan biri vardı, tartardı. Üç beş kilo olurdu, parasını verirdi. Dağlarda keklik, tavşan avlardık. Mantar toplardık. Bağdaki armutlarımızı, kavunlarımızı at arabasıyla komşu köyümüze götürür satardım. Çocukluğunda herkesin hayali vardır ama ekonomi bakanı olmayı hayal etmek ne haddine, okula gitmeye çalışıyor sadece. İyi bir tütüncü olmayı hayal ederdim." ifadelerini kullandı.

OKUMA AŞKIYLA YÜKSEK LİSANS DA YAPTI

Zorluklar içerisinde tamamladığı ortaokulun ardından babasının "seni artık okutamayacağım" sözleri üzerine kendisi çözüm bulmaya çalışan Zeybekci, "son şans" olarak nitelendirdiği parasız devlet yatılı lise sınavlarını kazanarak Kütahya'da eğitim hayatına devam etti. Daha sonra Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünde lisans eğitimini de tamamlayan Zeybekci, yine okul yaşamı ile iş yaşamını birlikte yürüttü ve bu süre zarfında bir dış ticaret şirketinde çalıştı. "Okuma aşkından" vazgeçmeyip İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde yüksek lisans da yapan Zeybekci, daha sonra memleketine dönerek bir tekstil firmasının ihracat müdürlüğünü üstlendi.

KENDİ ŞİRKETİNİ KURDU

Eğitimi ve hayata ilişkin deneyimlerini kullanarak 1994 yılında kurduğu Turkuaz Tekstil ile iş yaşamında zirveye çıkan Zeybekci, bu dönemde iş adamı ve sanayici kimliğiyle sektörü yakından tanıma fırsatı da buldu. Denizli Platform Sözcülüğü'nden Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği Başkanlığına birçok görevde bulunan Zeybekci, 2004-2011 arasında Denizli Belediye Başkanlığı yaptı. 2011 yılında Denizli milletvekili olarak TBMM'ye giren Zeybekci, Ekonomi Bakanlığı koltuğuna 61, 62 ve 63 hükümetlerin ardından Başbakan Binali Yıldırım tarafından kurulan 65'inci hükümette de oturarak, 4 kez Ekonomi Bakanı oldu.

"ANNEMİN KOKUSUNU HALA RÜYALARIMDA DUYUYORUM"

Babasını 1986 yılında kaybeden Zeybekci, 1990 yılında vefat eden annesinden bahsederken gözleri dolarak "Annemin kokusunu hala rüyalarımda duyuyorum." dedi.

Çocukluğuna ilişkin anılarında Fatma ninesinin çok önemli yeri olduğunu dile getiren Zeybekci, 1989 yılında hayatını birleştirdiği eşi Ayşen için "Eşimin yemeklerinde annemin elinin tadı var." diye konuştu.

"Her çiçekten var bizde." şeklinde anlattığı 4 çocuğunun 10 ile 27 yaş aralığında olduklarını söyleyen Zeybekci, siyasete girmesinin ardından çocuklarını ve işini, eşine emanet ettiğini aktardı. Zeybekci, bu durumu "Çocukları eşim Ayşen büyüttü, işe baktı, aynı zamanda bize de baktı." sözleriyle anlattı.

"HER BAYRAM NAMAZINI KÖYÜMDE KILARIM"

Zeybekci, yaşamının önemli kısmını geçirdiği köyünden hiç kopamadığını, askerlikte bulunduğu ve hacca gittiği dönemlerdeki bayramlar dışında bütün bayram namazlarını köyünün camisinde kıldığını kaydetti. Köyünün en çok havasını sevdiğini ifade eden Zeybekci, şunları kaydetti:

"Beygirle çift sürdüğümüz, orakla ekin biçtiğimiz, harman dövdüğümüz köyümüzde yayla havası var. Yazın Denizli sıcakken burada yorganla uyursunuz. Boş vakitlerimizde eşimle kaçıp köye geliyoruz. Ayşen Hanım ve çocuklarla köyün iki tarafındaki dağların zirvelerini gezdik. Zehirli olup olmadığını bildiğimiz bir mantar tipi var, onu topluyoruz. Eşim köyde her türlü yiyeceğimizi, tarhana, salça ve konservelerimizi hazırlar. Bunların malzemelerini köyümüzdeki bahçemizde kendimiz yetiştiriyoruz. Annemin domateslerinin tohumlarını hala kullanıyoruz. Organik ve ilaçsız üretip tüketiyoruz. Eskiden bahçede otları yolarak, ilgilenerek rahatlıyordum. Bahçenin tamamını çapalıyordum, artık vakit bulamıyorum."

"BENİ BULAMAZSANIZ MUTLAKA KÖYÜMDEYİMDİR"

Çocuklarının siyasete girmesini istemediğini vurgulayan Zeybekci, "Asla. O konuda geçmiş ailemin, mevcut ve gelecek bütün ailelerimizin de zekatını ödediğimizi düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Rahatlamak istediğinde köydeki baba ocağına gittiğini bildiren Zeybekci, "(Bulamadık) dediğinizde buradayımdır." ifadesini kullandı.

Zeybekci, milletvekili ve bakanlıkları döneminde evini Ankara'ya taşımadığını, Ankara'da eğitim gören kızının mezun olmasının ardından başkentte yalnız kaldığını ve her fırsatta Denizli'ye gittiğini bildirdi.

"10 YAŞINDAKİ EFE BABASINI SORUYOR"

Eşi Ayşen Zeybekci de Nihat Zeybekci'nin Denizli Belediye Başkanlığına adaylığı sürecinde ailesine ve şirketlerine yönelik sorumluluğu aldığını anlattı. Nihat Zeybekci'nin yoğun bir tempoda çalıştığına dikkati çeken Ayşen Zeybekci, "Bu kadar yoğun tempoda eve zaman ayırmak çok zor, büyük çocuklarımız artık biraz alıştı ama en küçük 10 yaşındaki Efe, her hafta sonu, her akşam 'babam bu akşam gelecek mi?' diye soruyor." dedi.

Nihat Zeybekci ile 20 yaşında evlendiğini, 28 yıldır evli olduklarını aktaran Zeybekci, boş vakit bulduklarında çocuklarıyla birlikte doğada vakit geçirdiklerini, yürüyüş yaptıklarını dile getirdi.

"YEMEKTE BAMYA OLDUĞU ZAMAN KENDİNDEN GEÇER"

Aile şirketinin yönetimini de devam ettiren Ayşen Zeybekci, "Nihat Bey işin içinden geldiği, sanayici olarak bakanlığa geçiş yaptığı için sanayici ve işveren olarak yaşadığımız sıkıntıların hepsine matuf. Sıkıntı olabileceğini düşündüğüm şeyleri kendisine aktarıyorum." ifadelerini kullandı.

Eşinin sevdiği yemekler hakkında da bilgi veren Zeybekci, Bakan Zeybekci'nin en çok bamya, bakla ve börülceyi sevdiğini söyledi. Ayşen Zeybekci, "Bamya olduğu zaman Nihat Bey kendinden geçer." şeklinde espri yaptı.

Ayşen Zeybekci, "Emeklilikte ne yapmayı planlıyorsunuz?" sorusuna karşılık da "Nihat Bey'in emekli olabileceğine inanmadığım için plan yapmamayı tercih ediyorum." yanıtını verdi.