BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  MEDYA

Tutuklu vekil krizindeki şok ayrıntı!

Tutuklu milletvekilleri nedeniyle yaşanan krizin perde arkasında, Silivri'deki Ergenekoncular'ın salıverilmesi yatıyor.

Abone ol

Tutuklu milletvekilleri nedeniyle yaşanan krizin perde arkasında, Silivri'deki Ergenekoncular'ın salıverilmesi yatıyor. Milletvekilliği gerekçesiyle tahliye edilecek sanıklar, Silivri'deki diğer mahkumlar için emsal teşkil edecek.

Bu iddiaların sahibi Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu...

Emre Uslu, tutuklu vekillerin serbest bırakılmayacağı bilindiği halde aday gösterilerek milletvekilli yapıldığı, bunun sonucunda da mahkemeye baskı kurularak bu isimlerin tahliyeleri sağlanacağını iddia etti. Bunun sonucunda da Milletvekilliği gerekçesiyle serbest kalan Ergenekon ve Balyozcu isimler, Silivri'deki diğer sanıklar için de emsal karar teşkil edecek.

İşte Emre Uslu'nun iddia ettiği o plan...

Bir de tartıştığımız Ergenekon ve KCK sanıklarının durumu var. Bence savcılar yazdıkları mütalaa ile hâkimler de kararlarıyla Ergenekon'un tünel kazma operasyonuna dur dediler. Ben Ergenekon ve Balyoz sanıklarının daha ilk baştan MHP ve CHP'den bir proje dâhilinde aday gösterildiğine inanıyorum.

Bu proje milletvekili adayı olan sanıkların vekil olduktan sonra serbest bırakılacağı öngörüsüne dayanıyordu. Ergenekon ve Balyoz sanıklarından milletvekili olanlar serbest bırakılınca bu sefer Ergenekon'un yoğun destekçisi medya üzerinden bir kampanya başlatılacak ve bence haklı olarak şu soru sorulacaktı: Mustafa Balbay, Mehmet Haberal ve Engin Alan milletvekili oldukları için serbest bırakılıyorsa aday olmuş ama vekil olamamış Tuncay Özkan veya hiç aday olmamış diğerlerinin suçu ne?

PLAN BURADA BAŞLIYOR

Milletvekili olduğu için serbest bırakılan sanıklar örnek gösterilerek ve hukuki bir dayanağı olmayan bu karara dayanılarak itirazlar yapılacaktı. Ortada emsal olduğundan diğer sanıklar doğal olarak haklı bulunacaktı. Yerel mahkemeler milletvekili olmayanların tutukluluk halinin devam etmesi yönünde karar verse bile bu karar Yargıtay aşamasında bozulacaktı.

Bu durum tam bir zafer havasına dönüştürülüp tam da bu süreçte yoğun bir medya kampanyasıyla Silivri boşaltılarak Ergenekon çarkı yeniden döndürülmeye başlayacaktı. Böylesi bir olasılığın olması durumunda hem Ergenekon davasına bakan mahkemeler baskı altına alınmış olacak hem de örgütün Silivri'de tutulan operasyonel aklı yeniden harekete geçtiğinden herşey 2004-2005 yıllarına yeniden dönecekti.

Bu, cinayetlerin ve kaosun yeniden başlaması derin hücrelerin canlandırılması sürecini doğuracaktı. Ergenekon bu moral üstünlüğü bir tramplene dönüştürüp 2007'den bu yana kan kaybettiği mesafeyi bir zıplamada yeniden alacaktı. Ergenekon yapısının bir terör örgütü olup olmadığına ilişkin elde bir mahkeme kararı da olmadığından güvenlik birimleri bu yapıyı takip-tarassut altında hukuken tutamayacak, örgütün üstüne gidemeyecek, bunlara yönelik yeni operasyonlar yapamayacaktı.