BIST 9.541
DOLAR 32,60
EURO 34,87
ALTIN 2.493,98

‘Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için büyük bir halk öfkesi lazım!’

“Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için büyük bir halk öfkesinin olması lazım. Büyük bir doğal afet, büyük bir deprem, büyük bir başka doğal felaket. Çok büyük sel, çok büyük yangınlar. Hani Avusturalya’yı yakan yangın vardı ya, ülkenin her tarafı neredeyse… O kadar büyük yangınlar, deprem, çok büyük can kaybına yol açaçcak sel felaketi gibi…”

Askeri darbelerden umudunu kesen Can Ataklı’nın, 6 ay önce söylediği bu sözleri hatırladınız mı?

Sel felaketleri oldu…
Deprem oldu…
Türkiye Can’ın istediği gibi, şu sıralar yangınlarla boğuşuyor. 
Ne kaldı geriye?
Büyük yangının ardından, “büyük bir halk öfkesi lazım!”
Olur mu?
Olması için müthiş bir çaba var!
Hepsi bir olmuş, “büyük halk öfkesi”nin oluşması için çabalıyor. FONDAŞ medya vazifesini yapıyor. Kimi sanatçı bozuntuları, olmayan bir şeyi olmuş gibi halka sunuyor. Sosyal medya denilen çukurda muazzam bir çalışma yürütülüyor. 

 FETÖ bir yalan atıyor ortaya, başta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, ne kadar “Tayyip Erdoğan düşmanı” varsa, herkes bu yalanın peşine takılıyor. Devlet var gücüyle sahada olmasına rağmen, Emre Kınay gibi tipler “büyük halk öfkesi” oluşsun diye çığlık çığlığa bağırıyor. Ayşenur Arslan gibi “Yeminli Tayyip Erdoğan düşmanları” gözünün önündeki helikopterleri göremeyecek kadar körleşmiş. Halk TV’de konuşan bir başka müptezel, “Kızılay nerede, Türk Silahlı Kuvvetleri nerede” diye soruyor utanmadan!

Antalya Gündoğmuş’taki yangına üç uçak, 8 helikopter müdahale ediyor, CHP’li Muhittin Böcek, devlet orada yokmuş gibi, “Yangın şehre indi. Ne olur buraya uçak gönderin, helikopter gönderin. Bütün yetkililere sesleniyorum; yanıyor insanlar” diye çığlık atıyor. 

“Devlet ormanları yakıyor, yerine otel yapacak” yalanının mimarı Kemal Kılıçdaroğlu’na kimi sanatçı bozuntuları, “O otellere gidip konser vermeyeceğimize söz veriyoruz” diyerek CHP liderine arka çıkıyor. 

Tüm bunlar…
”Büyük halk öfkesi” oluşsun…
Tayyip Erdoğan gitsin diye…
Ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar ama, millet  fırsat vermiyor. 15 Temmuz’da FETÖ darbe girişimine direndiği gibi, bunlara da geçit vermiyor. 

Allah’ın izniyle bu belayı da bertaraf edeceğiz.
Yeter ki birliğimiz, dirliğimiz bozulmasın!

“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?”

Millet can derdinde.
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan “hava” peşinde!
Polis kimlik sordu diye…
”Ben milletvekiliyim, nasıl kimlik sorarsın bana” diye çıkışıyor. 
Meclis’te 650 milletvekili var. 
Polis ne bilsin senin milletvekili olduğunu?
Milletvekili mi yazıyor alnında?
”Tanımıyorsan Meclis albümüne bak” diyor:
-…?
”Sen bakanından kimlik istiyor musun?”
Beyefendi, yangın yerine ulaşmaya çalışıyormuş, o yüzden çıkışmış polise. Afrası, tafrası, havası, cıvası bu yüzdenmiş! Sebep ne olursa olsun, halkın seçtiği bir milletvekilinin devletin polisine   HDPvari saldırması doğru değil. Muhalefetteyken bunu yapanlar, yarın iktidar olduklarında kim bilir neler yapacak!

Allah fırsat vermesin!

Adem Metan’ı küçümseyen zihniyet!

Gazeteci arkadaşımız Adem Metan günlerdir Marmaris’te yangının göbeğinde görev yapıyor. Adem, bölgeden gerçekleri aktarınca, inkârcı zihniyetin yalanları bir bir ortaya çıkıyor haliyle. 
Türkiye’yi saran yangınlardan ötürü, Can Ataklı gibi “büyük halk öfkesi” beklentisi içinde olan CHP’li Tuncay Özkan, durup dururken Adem Metan’ı hedef aldı:

- Ödülünü almışsın çocuk. Aferin sana. Helikopterde konforun yerinde. Ama bir gazeteci nasihati sana, yalakalık ödülü almak için bir daha asla gerçek gazetecilere saldırma. Böyle rezil olursun. Helikoptere binersin ama alnındaki karayı silemezsin.

Adem 4 gündür yangın yerinde. 
Geceleri karton üzerinde uyuyor. 
4 gündür aynı çorabı giyiyor. 
“Helikopter yok” diyenlere, “ahan de helikopter” karşılığını veriyor. 
Tatilde değil.
Bir şehirden başka şehire golf oynamak için helikopterle gitmiyor. Alnında kara var doğru; ama Tuncay’ın anladığı başka. Yangın yerinde görev yaptığı için yüzü karalar içinde. Ödül falan aldığı yok, doğruları aktarınca zaten millet tarafından ödüllendiriliyor. 

Tuncay, eski bir gazeteci olarak meslektaşını öveceğine küçümsüyor, “çocuk” diyor ve haddini aşarak aba altından sopa gösteriyor. 

Dedim ya…
Allah bunlara fırsat vermesin.
Daha şimdiden işlerine gelmeyen görüntüleri yayımladı diye, gazetecilere sopa gösteriyorlar. CNN Türk’ın genel müdürünü ayağına kadar çağırıp, “Ekrana şunu çıkar, bunu çıkarma” diye tehditler savuran Tuncay Özkan’dan da bu beklenirdi.

Aferin Tuncay…
Bugün olmasa da, yarın ödülünü alacaksın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan. 

AK Parti’yi bunlar aşağı çekiyor!

Antalya Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren, AK Parti’yi aşağı çekenlerden sadece biri. TOKİ’nin konut kampanyası ile övünüyor beyefendi; devletin şefkatli ellerinin vatandaşı sevindirdiğini anlatıyor.

Vatandaş, ”TOKİ’nin evlerini görenler, keşke benim de evim yansaydı” diyecekmiş! Başkan Mehmet Özeren, pespaye açıklamasıyla, tabii ki hem TOKİ’nin kampanyasına, hem de AK Parti’ye zarar verdi. 

Yetmedi…
AK Parti’yi bir gıdım daha aşağı çekti. 
Ne diyeyim ben.
Allah akıl fikir versin!