BIST 10.471
DOLAR 32,77
EURO 35,09
ALTIN 2.457,99
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Tanrı Yanılgısı davalık

Tanrı Yanılgısı adlı kitabın toplatılması ve satışının yasaklanması istendi.

Abone ol

Kuzey Yayıncılık tarafından Türkçe'ye de çevirilen,  Richard Dawkins’in Tanrı Yanılgısı adlı kitabına Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kamu davası açıldığı açıklandı. . Dava Ali Emre Bukağılı'nın Şişli Adliyesine yaptığı suç duyurusu nedeniyle açıldı.  

İddianameye göre, "Yazar Richard Dawkins’in Tanrı Yanılgısı isimli kitapta Allah’a, Dinimize, Hristiyanlığa ve Museviliğe çirkin ve seviyesiz hakaret ve iftiralarda bulunduğu savunularak, söz konusu kitabın yayınının engelenmesi, dağıtımının yasaklanması, TCK 216/1 ve TCK 216/3 kapsamında sorumluların cezalandırılması talep edildi.

Kitapla ilgili olarak bilirkişi Prof. Dr. İlyas Çelebi'nin tespitleri de davanın iddanamesine eklendi.

Verilen şikayet dilekçesinde kitabın yayıncısının şikayet konusu eserin 1. Baskısının basıldıktan sonra ilgili mercilere teslim edilmediği, 2. Baskısının ise 30 Ekim 2007 tarihinde teslim ettiğini ileri sürüldü.

Şikayet dilekçesinde, kitapta suç teşkil ettiği belirtilen, Allah'a ve dinlere yönelik hakaret ve tanımlamalarla ilgili bir liste ve suç ifade ettiği belirtilen satır ve paragraflar sayfa numaraları ile belirtildi.

Kitap hakkında suç duyurusunda bulunan Ali Emre Bukağılı'nın konu hakkında yaptığı basın açıklamasında davanın nedeni şu ifadelerle açıklandı.:

"İngiliz ateist-evrimci profesör Richard Dawkins’in “Tanrı Yanılgısı” isimli kitabı, Kuzey Yayıncılık tarafından Türkçe’ye çevrilmiş ve basılmıştır. İçerisinde Allah’a ve dinlerin kutsal saydığı tüm değerlere yönelik olarak uygunsuz ve ceza kanunumuza göre suç teşkil eden açıklamaların bulunduğu, farklı inançlardaki insanları kin ve düşmanlığa sevkeden bu kitap hakkında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kamu davası açılmıştır.

Şişli Başsavcılığı soruşturma sürecinde dosyayı bilirkişi incelemesi yaptırmak üzere Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı’na göndermiş, Marmara Üniversitesi tarafından düzenlenen bilirkişi  raporunda, kitap hakkında şu değerlendirmelerde bulunulmuştur:


“Mütercimin adını gizleme ihtiyacı hissetmesi, yayınevinin açık adres vermekten kaçınması, yapılan işin kamu vicdanını rahatsız edecek ve tepkilere neden olacak türden bir şey olduğunu kabullendiklerini göstermektedir.”


“İnceleme konusu kitap ele alındığında, hemen birçok bölümünde eleştiri sınırlarının aşıldığı, farklı inançtan kişilerin rencide edildiği ve saldırgan deyimlerin kullanıldığı görülmektedir. Yazar kitabında; alay, aşağılama, hakaret, küçük düşürme gibi insanlar arasında huzuru bozucu ve birinin diğerine öfke duymasına neden olabilecek nitelemeleri çokça kullanmaktadır.”


“İnanç özgürlüğünü ihlal eden saldırgan ifadelerin kamu düzenini bozucu nitelik taşıdığı tartışmasızdır. Hz. Peygamber hakkında yayınlanan hakaretamiz bir karikatürün dünya çapında neden olduğu tartışma ve kavgaların sosyal kargaşalara ve cinayetlere vardığı hepimizin malumudur. Bu durum, inanç gibi hassas bir konuda yapılan yayınların çok özel itina gerektirdiğini göstermektedir. Bu arada kitaptaki küçük düşürmeye matuf, aşağılayıcı ifadelerin sözünü ettiğimiz karikatürden çok daha kışkırtıcı nitelik arzettiğini de önemle belirtmek isterim.”


Bilirkişi raporunun sonuç bölümünde ise kitap hakkında şu hususlar tespit edilmiştir:  “Tanrı Yanılgısı adlı kitap muhtevası itibariyle ateizmi savunmak ve her türlü teistik düşünceyi reddetmek üzere kaleme alınmış bir eserdir. Dolayısıyla eserde hakikati arama gibi ilmi ve akademik bir amaç ve endişe söz konusu değildir. Üslup ve tarz itibariyle de din konusunda bilgisiz, cahil, eleştiri kabiliyeti olmayan ve istismara müsait insanları kandırmayı ve yanlış yönlendirmeyi hedeflemiş bulunmaktadır.”


 “Sonuç olarak bu eser düşünce ve ifade hürriyetini kullanmanın sınırlarını aşarak ülkemizde yaşayan bütün dindarların rahatsız olacağı, Tanrıya inananlarla inanmayanların birbirlerine düşmanca bakmalarına neden olacak görüşleri içermekte; farklı inanç, felsefi kanaat, siyasi görüşten insanın hoşgörü ve karşılıklı saygı içinde kardeşçe yaşadığı ülkemizde barışçıl ortama zarar verici, milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyici unsur ve ifadeleri içermekte olduğuna ilişkin kanaatimi saygılarımla arz ederim.”


Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı tamamlayarak söz konusu kitabın “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” suçunun unsurlarını içeren bir kitap olduğunu tespit ederek TCK 216/1-3 ve 54. Maddeleri gereğince ceza davası açmıştır.


Savcılık tarafından düzenlenen iddianamedeki değerlendirme de şu şekildedir:


“Kitapta, … tanrı inancına sahip insanları rahatsız edici, mukaddesata hakaret yer aldığı gibi, dinler hakkında da hakaret ve tahrik içeren ifadeler kullanılmış olduğu, şüphelinin, Richard Dawkins isimli yazarın “Tanrı Yanılgısı” isimli kitabın tercümesindeki ifadeler, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği gibi mukaddesata da hakaret ettiği anlaşılmakla,


Şüphelinin yargılamasının yapılarak, eylemine uyan TCK 216/1-3, 54. Maddeleri gereğince cezalandırılması kamu adına talep ve iddia olunur.”


Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2008/256 esas numarasıyla yargılaması yapılan bu davada Basın Kanunu 25. Maddesi ve emsal AİHM kararları gerekçe gösterilerek kitabın toplatılması ve satışının yasaklanması talep edilmiştir. Mahkemeye sunulan ve kitabın toplatılması ve satışının yasaklanması talepli dilekçede şu hususlar dikkat çekicidir:


“Sayın Mahkemenizdeki dava “Tanrı Yanılgısı” isimli kitapla ilgili olarak, Türk Ceza Kanunu md 216 hükmüne göre açılmıştır. Bu maddenin başlığı halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılamadır. Söz konusu kitabın yazılış amacı açık bir şekilde din inancı taşıyan insanları aşağılayarak bunları tahrik etmektir. Nitekim gerek savcılık iddianamesinde, gerekse dosyaya sunulan resmi bilirkişi raporunda bu durum etraflıca izah edilmiştir. 


Hal böyleyken, söz konusu kitabın hala satılıyor olması, durumu vahim hale getirmektedir. Bu kitap yoluyla Allah inancına ve 3 kutsal dinin mensuplarının kutsal saydıkları değerlere yapılan hakaretler ve galiz saldırılar bu din mensuplarını tahrik etmeye devam etmektedir. Dolayısıyla toplumsal barışı dinamitleyen bu tehlike daha da büyümektedir. Huzurdaki davanın da selametle yürütülebilmesi için bu suç teşkil eden kitabın bir an önce toplatılmasında fayda vardır ki, bu kamu yararına olacaktır.”


Soruşturma dosyasında bulunan dikkat çekici bir belge de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından benzer bir olayda Türkiye hakkında verilen bir karardır. Bu olayda, benzer bir kitabı yayınlayan yayınevinin sahibine Türk Mahkemeleri tarafından “İslama Hakaret” suçundan verilen hapis cezası incelenmiş, AİHM yaptığı yargılama sonucunda bu yayını cezalandıran Türkiye Cumhuriyeti’ni haklı bulmuştur. AİHM’nin söz konusu kararda şu değerlendirmelere yer verdiği görülmektedir:


“Halkın büyük çoğunluğunun Müslüman olduğu bir ülkede İslam’a yönelik sözkonusu eleştiriler beklenen sorumlulukları taşır nitelikte değildir.”


“10. Maddenin 2. Paragrafında yer alan ifade ve düşünce özgürlüğü bazı “görev ve sorumlulukları” beraberinde getirmektedir; bunlar arasında yer alan din ve inanç özgürlüğü söz konusu olduğunda başkalarına zarar verecek nitelikteki söylemlerden ve saygısızlık edecek davranışlardan kaçınılması gerekmektedir.”


“Mevcut durumda, bunun yanı sıra yalnızca çakışan veya şok edici, kışkırtıcı fikirler değil aynı zamanda, İslam dinindeki Peygamberin kişiliğine karşı hakaret dolu bir saldırı söz konusudur.”


“AİHM söz konusu müdahale ile Müslümanlar tarafından kutsal sayılan bazı hususlara yapılan saldırıların önlenmesinin amaçlandığına itibar etmektedir.”


Şişli Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianamede “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” suçundan kamu davası açılan bu kitap hakkında, 28 Mart 2008 tarihinde yapılacak ilk duruşmada kitabın hukuka aykırı olduğundan dolayı toplatılması ve satışının durdurulması talebi hakkında da Sayın Mahkeme’nin karar vermesi beklenmektedir.


Türk milletini bir arada tutan din ve dil birliğidir. Türkiye’nin birliğini sağlayan manevi çimento din ve dil birliğidir, bu birliğin bozulması halinde parçalanma olur.


Bu nedenle de ülkemizi bölmek isteyenler de, bölücü terör örgütü de ülkemizi ayakta tutan bu dinamiklere saldırmaktadırlar. Bu amaçla Türkiye’ye yönelik bir psikolojik savaşı uzun zamandır yürütmektedirler. Bu davanın konusunu oluşturan kitap da, bu savaşın malzemelerinden biridir ve aynı amaca hizmet etmektedir.


Davanın konusu olan kitabın yayınlanması da bu çabaların ürünüdür.


Bu nedenle yasalarımıza göre suç teşkil eden bu gibi yayınlar hakkında gereken işlemler yapılmalı, kamuoyu da din ve dil birliğimizin muhafazası konusunda dikkatli olmalı, Ulu önder Atatürk’ün “Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur” derken işaret ettiği manevi değerlerimizi korumak konusunda hassasiyet göstermelidir.


Değerli kamuoyunun dikkatlerine sunulur. "