BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47
HABER /  GÜNCEL

Tahliyelerin ardındaki asıl güç

Financial Times gazetesi Türkiye'de Ergenekon soruşturması ile bağlantılı olarak cezevinde tutulan dört gazetecinin serbest bırakılmasında uluslararası tepkinin etkili olduğunu yazıyor.

Abone ol

Financial Times, tutuklu gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk'un serbest bırakılmasında uluslararası tepkinin etkili olduğunu yazıyor.

Gazetenin İstanbul muhabiri Daniel Dombey imzalı haberin başlığı "Dört Türk gazeteci dış dünyanın tepkilerinden sonra hapisten salıverildi" şeklinde.

Haberde, önde gelen iki gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener'in bir yılı aşkın sürenin ardından serbest kalmalarının, Ankara'ya uluslararası eleştirilerin yoğunlaşmasına neden olan bir davada, ani bir tutum değişikliğine işaret ettiği söyleniyor.

Araştırmacı gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'in geçen yıl Mart ayında tutuklanmalarının ardından, Türkiye'de hapiste tutulan 100'den fazla gazeteci arasında en çok tanınan isimler haline geldikleri belirtiliyor.

Haber şöyle devam ediyor:

"Gazetecilere destek verenler açısından dava, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin ülkeyi otoriter bir yönetime doğru sürüklediği iddiasının en güçlü sembolüydü. Savcılara destek verenlerse, iktidar partisini istikrarsızlaştırmak için medyanın kullanılmasını önlemek adına meşru bir girişim olarak görüyordu."

'Davalar onyıllar sürebiliyor'

Salıverilen dört gazetecinin de terör suçlamalarıyla yargılandığı belirtilirken, Türkiye'de bu davaların yıllar, bazen de onyıllar boyunca sürebileceğine dikkat çekiliyor.

Hükümetin Türkiye'de gazetecilerin, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanmadığını söylediği kaydediliyor.

Ancak, Şık ve Şener hakkında hazırlanan iddianamede, gazetecilik faaliyetlerine odaklanıldığı ve bu iki gazetecinin Ergenekon örgütünün emri üzerine kitaplar yazdığının savunulduğu vurgulanıyor ve şöyle devam ediliyor;

"Şık ve Şener'in destekçileri, soruşturmanın arkasında hükümetten çok, Türk polis teşkilatı ve savcılık makamlarında büyük bir nüfuzu olduğu düşünülen İslamcı 'topluluk' Gülenciler'in olduğunu savunuyor. Şık hakkındaki iddianamede, Gülen hareketinin polise sızdığı iddiasını anlatan İmam'ın Ordusu adlı kitaba odaklanıldı. Şener de Ermeni gazeteci Hrat Dink'in 2007'de öldürülmesinden sonra polisin yaptığı iddia edilen hatalar hakkında bir kitap yazdı. Gülen hareketinin sempatizanlarıysa, çeşitli kurumlardaki nüfuzlarının çok abartıldığını, siyasi amaçları olmadığını ve ılımlı İslamla, dinler arası diyaloğa odaklandıklarını söylüyor."